AyFm 100.5
  • 12 Kasım 2025, Çarşamba

Bir Dakikalık Sessizliğin Ağırlığını Bilmeyenler

10 Kasım sabahı…

Saat 09.05.

Her yıl olduğu gibi sirenler çalar, hayat bir dakikalığına durur.

Bir millet, tek yürek olur.

Kimi trafikte aracını kenara çeker, kimi okul bahçesinde öğrencileriyle birlikte sessizce ayağa kalkar.

Kimi evinde, televizyon karşısında gözyaşlarını tutamaz.

O an, aslında bir sessizlik değil; milyonlarca kalbin aynı anda attığı bir teşekkürdür.

“Varlığını borçlu olduğumuz insana” duyulan en sade, en derin minnettir.

 

Çünkü 10 Kasım, sadece bir takvim günü değildir.

Bir yas günü değildir.

O gün, bir ulusun hem hüznünü hem de gururunu aynı anda yaşadığı gündür.

Kaybettiğimiz liderin ardından eğilmek değil; onun bıraktığı emanete sahip çıkmanın sözünü yenilediğimiz gündür.

Her 10 Kasım’da Türkiye yeniden Atatürk’e “Söz verdik, senin yolundayız.” der.

 

Ama bu yıl, o kutsal dakikalarda biri çıktı ve o anlarla alay etti.

Sosyal medyada paylaştı, gülümsedi, eğlendi…

Ve milyonlarca insanın kalbine hançer sapladı.

Atatürk’e hakaret etmek, bu ülkenin değerlerine, tarihine, hatta varlığına saldırmaktır.

Çünkü o sadece bir lider değil; bu toprakların yeniden doğuşunun simgesidir.

Bizim başımızı dik tutan, özgürce konuşmamızı sağlayan, kadınlara, gençlere, halka güvenen bir ruhtur.

 

Ve sonra…

Karar açıklandı: Ev hapsi.

 

Bir ülkenin kurucusuna, kurtarıcısına, “Ata”sına yapılan hakaretin cezası bu mu olmalıydı?

Evde oturmak mı?

Birkaç gün sosyal medyaya girmemek mi?

Bu ceza değil, neredeyse ödül gibi duruyor.

 

Atatürk’e saygı, kanun zoruyla değil; vicdanla hissedilen bir duygudur.

Ama saygısızlığın karşılığında böylesine hafif bir ceza verilirse, o vicdan da sarsılır.

Çünkü bu sadece Atatürk’e değil, her 10 Kasım’da saygı duruşuna geçen milyonlara da saygısızlıktır.

 

Atamıza duyduğumuz saygı, kelimelerle ölçülemez.

Biz o saygıyı, her sabah okullarda “Ne mutlu Türküm diyene!” derken öğrendik.

Cumhuriyet’in değerleriyle büyürken, özgürlüğün ne demek olduğunu yaşarken öğrendik.

Onun ilke ve devrimleri sadece tarih kitaplarında değil, hayatımızın her alanında var.

Biz Atatürk’e sadece geçmişteki bir kahraman olarak değil, geleceğe yön veren bir ışık olarak bakıyoruz.

 

Bu yüzden bu tür saygısızlıklar bizi yıkmaz.

Tam tersine, bize bir kez daha hatırlatır neden her 10 Kasım’da gözlerimiz doluyor, neden siren seslerinde boğazımız düğümleniyor.

Çünkü o, hâlâ aramızda.

Her çocuğun gülüşünde, her kadının özgür adımında, her gencin umudunda yaşıyor.

 

Ev hapsi kararları gelip geçer…

Ama bu milletin kalbinde Atatürk’e duyulan saygı, asla eksilmez.

Ve inanıyorum; bir gün adalet de bu saygının ağırlığını hissedecek.

 

Atatürk’e saygısızlığın cezası ev hapsi değil, vicdan hapsi olmalıdır.

Çünkü o vicdan, bir gün mutlaka hesap sorar. 

 

 

 


Aydın'da Atatürk'e hakaret eden kişiye ev hapsi
 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.