“Şeytan gibi yaşayıp evliya gibi ölmeyi hayal etmeyin, nasıl yaşadıysanız öyle öleceksiniz.”
Bu söz kulağa biraz sert geliyor ama aslında çok haklı. Çünkü hayat dediğimiz şey, günbegün biriktirdiklerimizin toplamından ibaret.
Bugün çevremize bakalım… Komşusuna selam vermeyi unutan, apartmanın çöplerini asansörün önüne bırakan, pazarda alışveriş yaparken tartının ucundan üç kuruş hesaplayan insanlar var. Ama aynı kişiler yarın öldüğünde ardından “iyi insandı” denmesini bekliyor. Olur mu? İnsan ne yaşadıysa, ardında o kalır.
Bir cenazeye gittiğinizde dikkat edin; kimse, merhumun makamından, arabasından, maaşından söz etmez. Hep şunu konuşurlar:
“Kimseyi kırmazdı.”
“Elinden gelen yardımı yapardı.”
“Güler yüzlüydü.”
İşte gerçek miras budur. Ev, arsa, para bir gün el değiştirir. Ama karakter, güzel söz ve iyilik kalır.
Bugün sokakta çocuğuna bağıran, hayvana tekme atan, trafikte korna çalıp insanları çileden çıkaran birinin; yarın cenazesinde “ne iyi insandı” diye anılmasını beklemesi boşuna. Çünkü hayat bir aynadır; içine ne koyduysan, sana onu geri gösterir.
Belki de kendimize her sabah şu soruyu sormalıyız:
“Bugün ben öldüğümde, hakkımda ne söylenir?”
Cevap içimizi burkuyorsa hâlâ vaktimiz var. Çünkü kimse bizden evliya olmamızı beklemiyor, ama insan gibi yaşamamızı bekliyor.
Unutmayalım: Nasıl yaşarsak, öyle anılacağız.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.