AyFm 100.5
Canlı Dinle
  • 4 Haziran 2025, Çarşamba

Gelin koçu: Bir bayram geleneğinden fazlası

Kurban Bayramı yaklaştıkça, Aydın sokaklarında alışılmadık bir hareketlilik başlar. Kasaplar, kurban pazarları, telaşlı alışverişler… Ama Aydın’ın kimi mahallelerinde gözünüzü ve gönlünüzü en çok çelen şey, bir koçun peşine takılmış küçük bir kalabalıktır. Üstelik bu koç, öyle sıradan bir kurbanlık değildir. Rengârenk boncuklarla, parlak kurdelelerle, boynuzlarına takılmış bileziklerle süslenmiş; alnında kırmızı bir yazma… Adeta bir gelin gibi salına salına yürür. İşte karşınızda “gelin koçu”

Bu gelenek, Aydın ve çevresinde yıllardır yaşatılan köklü bir kültürel miras. Erkek tarafı, Kurban Bayramı öncesinde nişanlı oldukları kız evine bir koç gönderir. Ama bu, sade bir kurban gönderimi değildir. Gelin koç, bir nişan hatırası, bir sevgi göstergesi, bir anlam taşıyıcısıdır. Bu yüzden özenle seçilir, itinayla süslenir. Bazen ailenin en yaşlısı “Bu koç gibi süslü, bu koç gibi temiz bir evlilik olsun” diyerek dualarla yola çıkarır onu.

Koçu gören çocuklar koşarak etrafında döner, yaşlılar yüzlerinde hafif bir tebessümle izler, genç kızlar hayaller kurar. Çünkü o koç, sadece bir hayvan değildir; içinde geçmişin anılarını, bugünün heyecanını ve geleceğe dair umutları taşır. Belki bir evliliğin habercisidir, belki de iki ailenin birbirine daha da yakınlaşmasının bahanesi…

Kız evine ulaştığında ise ayrı bir sevinç yaşanır. Gelen koç, sevgiyle karşılanır, bayram sabahı kurban edilir. Hem dini bir vecibe yerine getirilmiş olur, hem de bu güzel gelenek bir kez daha yaşatılır. Kimi zaman koçun süsleri saklanır, kimi zaman hatıra fotoğrafları çekilir. Ama en önemlisi, herkes bilir ki bu bir törenden çok daha fazlasıdır; bu, bir gönül işidir.

Gelin koçu geleneği, aslında kültürümüzdeki zarafetin bir yansıması. Sadece evlilik öncesi bir ritüel değil; aynı zamanda paylaşmanın, özen göstermenin, bağ kurmanın da bir yolu. Bayramlar, kalabalık sofralar kadar, kalpleri de bir araya getiren zamanlardır. Ve bazen bir koç, bu birliği en sade ama en anlamlı şekilde temsil eder.

Şimdi bakınca düşünüyorum da, teknolojinin her şeyi hızlandırdığı, değerlerin kolayca unutulabildiği bir çağda, böyle gelenekleri yaşatmak ne kadar kıymetli. Gelin koçları, sadece Aydın’ın değil, hepimizin kalbinde yer bulmalı. Çünkü her süslenen koç, biraz da geçmişin bilgeliğini, bugünün sevgisini ve yarının umutlarını taşır.

Eğer bir gün Aydın’a yolunuz düşerse ve bir koçun boynuzunda kırmızı yazma, sırtında boncuklar görürseniz bilin ki orada sadece bir hayvan değil, bir gelenek, bir kültür, bir sevgi yürüyordur.

Ne mutlu o geleneği yaşatana, ne mutlu ona sahip çıkana.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.