AyFm 100.5
  • 5 Kasım 2025, Çarşamba

Bir ceketin fiyatına vicdan satılıyor

Dünyaca ünlü bir marka yeni bir ceket çıkarmış.

Fiyatı tam 950 dolar. Yani bizim paramızla neredeyse 40 bin lira.

Haberi görünce merak ettim; “Nasıl bir şeymiş bu, altın iplikle mi dikilmiş?” dedim.

Açtım baktım… Yok. Bildiğin ceket.

Hatta bizim eskiden “Bunu giyme, pazara çıkılmaz onunla” denecek türden.

Ama işte, markası büyük olunca, üzerine o küçük logo ilişince, bir anda “lüks” oluyor.

Sonra bir satır daha okudum: 24 saatte satış rekoru kırmış.

O an içimden şu geçti: “İnsanlık nereye gidiyor, gerçekten bilmiyorum.”

Bir ceket, 950 dolara…

Ama mesele aslında para değil.

Mesele, bir markanın bize neyi değerli gösterdiği.

Eskiden bir giysi, sıcak tutsun diye alınırdı;

şimdi statü tutsun diye alınıyor.

Bir ceketi değil, bir kimliği giyiyoruz sanki.

“Ben de o sınıftanım” demenin yeni yolu oldu moda.

İşin en tuhafıysa şu:

O ceketi alanların bir kısmı belki ertesi ay kredi kartını ödeyemeyecek.

Ama olsun, fotoğrafını Instagram’a koydu ya…

O anda tüm eksiklerini kapattığını sanıyor insan.

Oysa eksik değiliz aslında; bizi eksik hissettiren bir düzenin içindeyiz.

Ve tam da bu dönemde

bazı insanlar markette yağın, sütün fiyatını hesaplayarak yaşarken;

bazıları yırtık bir cekete servet ödüyor.

Kimi soğuktan korunmak için ikinci el mont bakıyor,

kimi “tasarım detayı” diye lime lime olmuş ceketi vitrine koyuyor.

Bizim anneannelerimizin “Evladım çıkar şunu, üstünde delik var!” dediği hali,

bugün moda dünyası “özgünlük” diye pazarlıyor.

Bir zamanlar “eski” dediğimiz şey, bugün “trend”.

Bir zamanlar utanılan yırtık, bugün özgürlük simgesi.

Ama mesele ne ceket, ne moda.

Mesele, adaletin kumaşının da yırtılması.

Bir yanda sofrasına ekmek koymakta zorlanan insanlar,

öte yanda yırtık cekete servet döken bir kesim.

Ve biz buna “normal” diyoruz artık.

Birileri bize “bu değerli” dediğinde inanıyoruz.

Fiyatı yüksekse kıymetli sanıyoruz.

Oysa gerçek değer, kumaşta değil; vicdanda.

Ve belki de artık sorun cekette değil…

Ceketin değil, insanın içi boşaldı.

Biz o boşluğu marka etiketiyle doldurmaya çalışıyoruz.

Ama ne yazık ki marka ısıtmıyor

Ne bedeni, ne kalbi, ne de vicdanı.

Belki de o 40 bin liralık ceket değil pahalı olan…

Biz ucuzladık.

Hem de birbirimize karşı, insanlığa karşı. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.