Takip Et

Ekmekle doyar ama sevgiyle gelişir

Çocuk büyütmek zor değil aslında. Sabah kahvaltısını hazırla, okula gönder, hasta olursa doktora götür, giysilerini al, karnını doyur… Yani fiziksel ihtiyaçlarını karşıla. Büyür. Boyu uzar, ayak numarası değişir, süt dişleri dökülür. Dışarıdan bakınca “çocuk iyi büyüyor” dersin. Ama işte çocuk yetiştirmek bu değil.

Çocuk yetiştirmek, göz hizasına inip onun dünyasını anlamaya çalışmaktır. Sadece karnını değil, ruhunu da doyurmaktır. “Bugün nasılsın?” sorusunu gerçekten merak ederek sormaktır. Ağladığında “ağlama” demek yerine, “neden ağladığını anlat” diyebilmektir. Ona sınırlar koyarken sevgiden vazgeçmemek, hata yaptığında cezadan önce rehberlik etmektir.

Ama bütün bunlar sadece evde başlamaz. Çocuk sadece annesinden babasından değil, çevresinden de öğrenir. Etrafta ne görüyorsa, kim ne söylüyorsa, nasıl davranıyorsa onu alır, içine işler. Yolda kavga eden iki yetişkini de izler, markette çalışanına bağıran müşteriyi de. Televizyonda övülen kibri de alır, sosyal medyada alkışlanan hoyratlığı da.

Ve biz sonra şaşırırız: “Bu çocuk neden böyle oldu?” diye… Oysa çocuklar, bizden gördüklerini yansıtan birer aynadır. Onlara değer vermeden, saygı duymadan, konuşmadan, sadece büyümelerini izleyerek hiçbir yere varamayız.

Bugün çok fazla “büyümüş” ama bir türlü “yetişmemiş” insanla karşılaşıyoruz. Kendi duygusunu tanımayan, başkasının acısına duyarsız, sevgiyi çıkarla karıştıran, empati kurmaktan bihaber insanlar… Çünkü bir zamanlar onlar da sadece büyütüldüler. Ama ne yazık ki yetiştirilemediler.

Çocuk yetiştirmek sabır ister. Zaman ister. Bir ekrandan başını kaldırıp göz göze gelmeyi, iki dakika diz dize oturmayı ister. Dinlemeyi, yargılamadan anlamayı, sevmeyi öğretmeyi ister. Ve en çok da kendi davranışlarımızı sorgulamayı…

Bir çocuğa “seni seviyorum” demek kadar, onu dinlemek de kıymetlidir. Bir çocuk, duygularına değer verildiğinde güçlü olur. Sevilerek büyüyen çocuk, hem kendine hem başkasına zarar vermez. Ama sevgisiz bırakılan çocuk, sevgiye en uzak yerde bile tutunmaya çalışır. Bazen yanlış insanlara, bazen yanlış yollara.

Unutma, çocuk yetiştirmek sadece anne babanın değil, toplumun da işidir. Komşunun, öğretmenin, akrabanın, yoldan geçenin bile. Çünkü çocuklar sadece evde değil, sokakta da büyür. Gördükleri her şey onları ya biraz daha olgunlaştırır… ya da biraz daha içlerine kapatır.

Evet, çocuk büyütmekle çocuk yetiştirmek aynı şey değil. Büyütmek bedeni ilgilendirir, yetiştirmek ruhu. Büyütmek gözle görülür, yetiştirmek kalpte hissedilir.

Ve biz dünyaya bırakabileceğimiz en kıymetli mirası ancak iyi yetiştirilmiş bir çocukla bırakabiliriz.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.