1 Kasım 1937’de göreve gelen 1. Bayar hükümeti, önceki Cumhuriyet Hükümetlerinden farklı olmak üzere tarım alanında geniş ve esaslı düzenlemeler ön görmekteydi.
“1937 yılında hazırlanan kanun tasarısı, dağınık köylerin birleştirilmesini öngörmekteydi. Köy sayısı azaltılacak, kurulacak “köy birlikleri”ne devlet gerekli hizmetleri götürecekti. Köy birliklerinin teknik iskeletini kurulacak binlerce kombina sağlayacak, köy birlikleri örgütlendirilecekti. İnönü, kombinalar için şunları söylemekteydi: “Nasıl kredi ve istihlak kooperatifleri kurulmuşsa, istihsalin tanzim ve teşkili için de planlı ve iştirakli bir çalışma devresine girmek böylece lazımdır. Yeni aletlerle, harman makineleri, sürme ve sulama tertipleri ile planlı olarak tanzim edilmiş bulunan zirai kombinalar vücuda getirmek istiyoruz...” İnönü’nün önem verdiği bu zirai kombinaların, köylerin birleştirilmesi, toprak reformu ve Köy Enstitüleri ile birlikte tarımda köklü bir hareketin temelleri olduğu söylenebilir. Ayrıca 1937 yılında Ziraat Bankasının daha geniş olanaklara kavuşturularak anonim şirket olmaktan çıkarılıp iktisadi devlet teşekkülü haline getirilmesi, 1935 yılında tarım kredi ve tarım satış kooperatiflerinin ve 1938 yılında Toprak Ofisinin kurulması, sulama çalışmalarının geliştirilip Anadolu’nun on iki su bölgesine ayrılarak Devlet Su İşlerinin temellerinin atılması ve ormanların devletleştirilmesi, tarımdaki bu köklü hareketi tamamlamaktadır. Fakat, 1937’de planlanan bu hareket, 1945 yılına kadar sürmüşse de köylülere çağdaş uygarlık yolu açılamamıştır. 1937’ye kadar planlanan bu çalışmalardan Köy Birlikleri projesi kağıt üzerinde kalmış, Tarım Kredi ve Satış
Kooperatifleri geniş ölçüde eşraf ve tefeci tüccar çıkarları ile bağdaşan kuruluşlar olmuş,
hiçbir zaman gerçek kooperatifler birliği haline gelmemiştir. Üretim kooperatiflerine
yönelinememiş, köy kalkınmasının ve tarımı modernleştirmenin temel dayanaklarından biri
sayılan kombinalar, devletin büyük çiftçiler hesabına traktör işletmesinden ibaret kalmıştır (1).
Devletçilik uygulamaları tarım sektöründe de yeni oluşumlara neden olmuştur. Tarımı geliştirmek için nitelikli tohum, damızlık, fide ve fidan yetiştirip çiftçiye dağıtmak üzere, hazine arazisi üzerinde devlet sermayesiyle örnek çiftlikler kurulması bu dönemde gündeme gelmiştir. Ankara’daki Gazi Orman Çiftliği uygulamasının başarılı olması bu konuda karar alınmasını kolaylaştırmıştır. 1937 yılında Tarım Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan “Zirai Kombinalar İdaresi” 1938’de Devlet Ziraat işletmeleri adını almıştır. Daha sonra Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü adıyla katma bütçeli, tüzel kişiliği olan bir kamu kurulusu olmuştur (2).
1938 yılında Ankara’da toplanan “Birinci Köy ve Ziraat Kalkınma Kongresi” teşkil etmektedir. Köyle ilgili çalışmaların kazandığı önem karsısında, Tarım Bakanlığı tarafından 1938’de düzenlenen kongrede, tarımla ilgili teknik konular yanında, köylerin bazı sosyal ve ekonomik sorunlarını kapsayan konular yer almıştır. Köy kalkınması ve tarımsal gelişme için girişilecek
ulusal seferberlikte, mali plan için sağlanacak kaynaklar konusunda da bir çalışma yapılmıştır. Ayrıca köyün toplumsal yapısı, yaşantısı ve ekonomik gereksinmeleri dikkate alınarak “köy kalkınması hakkında rapor” hazırlanmıştır(3).
Kaynaklar
(1) (2) Sabrina Kayıkçı, CUMHURİYET’İN KURULUŞUNDAN GÜNÜMÜZE KADAR KÖYE VE
KÖYLÜYE YÖNELİK OLARAK İZLENEN POLİTİKALAR, s 3
(2) BAKIRCI Muzaffer, a.g.e., s.72.
46 TOKGÖZ Erdinç, Türkiye’nin Đktisadi Gelisme Tarihi, Hacettepe Üniversitesi Đktisadi Đdari Bilimler
Fakültesi Yayınları, Ankara, 1991, s.44
(3) GTHB II. Tarım Surası, a.g.e.,2008. s.19,.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.