Sadece bu dönem değil 1946’ya kadar Türk çiftçisi en zor dönemlerinden birisini yaşamıştır. II.Dünya Savaşının sonlanması,CHP iktidarının alt yapı sorunlarını çözemeye yönlendirmiştir.
1929-1939 dönemi ise gerçekten çiftçi açısından zor bir dönemdi.
1930'lu yıllarda hükümetin uyguladığı iktisat politikalarından zarar gören bir kesim de tarım kesimi olmuştur. Burada, dünyada yaşanan kriz dolayısıyla buğday fiyatlarındaki düşüş etkili olmuşsa da, asıl neden devletin tarım kesimini koruyacak politikalar uygulamamış olmasıdır (372).
Dönem içerisinde tarım kesimine yeni bir vergi getirilmemesi ve mevcut vergilerde indirimler yapılmış olmasına rağmen, özellikle tarım kesiminin ödediği Arazi Vergisi, Yol Vergisi1 ve yine tarım kesiminin ödediği bir vergi olan Hayvanlar Vergisi vergi gelirleri içerisinde önemli yer tutuyordu. Hayvanlar Vergisi'yle çoğunluğu kırsal kesimden alınan Bina ve Arazi Vergisi gelirleri, dolaysız vergilerin %60'ına çıkıyordu (373).
Bu dönemde tarım üzerindeki dolaysız vergiler, tüm dolaysız vergilerin %35'ini sağlıyordu. Sözü edilen iki vergiyle birlikte, esas olarak tarıma yük getiren Yol Vergisi'de ele alındığında, 1933'te bütçe gelirlerinin %17,3'üne ulaşılıyordu. Ancak, bu oran devam eden yıllarda düşmüş ve 1935, 1937, 1939 yıllarında sırasıyla, %13,9; %13,1 ve %9,9 olarak gerçekleşmiştir (374).
Buradan hareketle toplam vergi gelirleri içinde tarım kesiminin ödediği vergilerin önemli yer tuttuğu, tarım kesimine yeni bir vergi getirilmemesi ve mevcut vergilerde indirimler yapılmış olmasına rağmen yüksek vergi yükü altında olduğu görülmektedir. Farklı bir ifadeyle vergi sistemindeki değişiklikler, özellikle ücretli kesimin vergi yükünü artırırken, iktisadi krizin de etkisiyle tarım kesiminin de vergi yükü ağırlaşmıştır (375).
Tarımın iç ticaret hadlerindeki bozulma, tarımsal üreticilerin sattıkları belli miktarda tarım ürünüyle tarım dışı sektörlerden daha az mal ve hizmet satın alabilmelerine yol açtığı için, tarımdan tarım dışı sektörlere bir gelir aktarması anlamına gelmektedir. 1930'larda tarım ürünlerinin fiyatlarında meydana gelen çöküntü, tarımda kalan gerçek gelirin büyük ölçüde azaltmış, sektörler arasındaki gelir dağılımını tarım aleyhine değiştirmiştir (376).
Aşarın kaldırılması, zirai gelirle devlet gelirleri arasındaki bağlantının kesilmesine neden olmuş ve bu bağlantı uzun müddet bir daha kurulamamıştır (377).
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.