Hafta sonunda Aydın’da yapılan jeotermal ile ilgili iki toplantıdan (I.Aydın Çevre Kurultay’ı) ve Tarım öğretiminin 170. yıldönümü kutlamaları kapsamında ADÜ’de yapılan etkinlik ve panelle ilgili izlenimlerimizi aktarmaya devam ediyoruz.
İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden Ziraat Mühendisi Mehmet Yalçın, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün maruz kaldığı haksız eleştirilere haklı olarak cevap verdi ve ”5403 sayılı toprak koruma,3573 sayılı zeytincilik yasaları ile ilgili olarak tarım alanlarının jeotermale tahsis veya izni konusunda tek başlarına yetkili olmadıklarını, iznin pek çok kurumun katılımı ile oluşan komisyonlarda karar verildiğini, ancak İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü olarak Tarım topraklarının tarım dışı kullanımına izin verilmemesinden yanayız. Bu konuda kurulların olumsuz kararları gerçekleştiğinde bir üst makama izin için baş vurma imkânı ortadan kalkmaktadır.
MAREN Genel Müdürü Mehmet Şimşek: ''Dünyada toplam olarak 12800 GW(Ciga watt) jeotermal enerji üretimi gerçekleşmekte, bu rakam 2016 sonunda 14 000 GW(Ciga watt) ‘a yükselecektir.
Aydın’da şu anda jeotermal santrallerden 440 MW enerji üretilmekte,240 MW gücünde santraller inşa halindedir'' dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan Abidin Keçeci: Bakanlığının jeotermal denetimlerle ilgili çalışmalarını aktardı, ihbar hattının çalıştırılmasını istedi.
Menderes Jeotermal sahibi Muharrem Balat: Jeotermal enerjinin yer altında yatması yazık değil mi? Dedi, Jeotermal alanda açan gelinciği gösterdi. Bazılarının ellerindeki jeotermal alanlara sahip çıkmak ve ellerinden almak istediklerini iddia etti. Hırvatistan’da jeotermal yatırımlar yaptığını söyledi.
ADÜ Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Ersel Yılmaz: meteorolojik verilerle iklimin, incir ve zeytinde rekolte ve kaliteye etkileri konusunda sunum yaptı.1921-2014 yılları arasında Aydın meteorolojik verilerden dolayı bu kayıpların çok etkili olmadığı, jeotermal sistemlerin tarım arazilerinde bor yolu ile zararlar verdiğini, resimlerle gösterdi.
Panelin soru cevap bölümünde, bir gün önce I. Aydın Çevre Kurultay’ına “katılanların çoğunlukla olmak üzere panelistlere soruları yoğun biçimde geldi. Genellikle jeotermal kirlenme ya inkar edildi veya başka kurumlar sorumlu olarak ortaya konuldu.
Jeotermal imtiyaz şirketi temsilcileri hepsi de bunca yıldır derelerden Büyük Menderes’e, zehirli akışkanları boşaltanlar kendileri değilmiş gibi, Büyük Menderes’i kirletme suçunu kabul etmediler. İzleyicilerin soruları altında ezildiler.
Jeotermal Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Ufuk Şentürk’ün “Jeotermal temiz enerjidir” sözüne karşı, sunduğumuz, üç ayrı raporda jeotermal bileşiklerde insan sağlığına zararlı ve zarar sınırı üstünde 13,17,27 ayrı maddenin varlığı konusunda görüşümüze cevap verilemedi.
Ufuk Şentürk’ün incir-kalitesizlik-kanser konusunda jeotermali değil, inciri beyazlatmak için kullanılan hidrojen peroksidi hedef göstermesi izleyiciler arasında alay ve tebessümle karşılandı.
Yine Ufuk Şentürk’ün “Aydın çiftçisi biraz daha beklesin, biz onlara ne iyilikler yapacağız “şeklindeki sözleri,izleyiciler arasında,jeotermalin tarıma,çevreye,sulama ve içme sularına verdiği zararları akla getirerek,”iştir kişinin aynası lafa bakılmaz özdeyişini” akla getirdi.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.