Türk tarımının en önemli sorunlarından birisi de sanayi ile entegrasyonudur. Diğer ülkelerdeki uygulamaların ardından ülkemizdeki entegrasyon çabalarını gözden geçirelim.
Bu alanda çalışma yapan Ege Ziraat Fakültesi Öğretim Üyeleri Sayın Nevin Demirbaş ve Duygu Tosun’un araştırmaları konumuza ışık tutacaktır.
“Türkiye'de ilk şeker fabrikası 1926 yılında kurulmuş olup, bu tarih gerçek anlamda üretici sanayici ilişkilerinin başlangıç tarihi olarak genel kabul görmüştür. Bu uygulama ile yeni teknolojiler ve modern tarımın üreticilerce benimsenmesi yönünde örnek bir tarım-sanayi entegrasyonu oluşmuş ve şeker sanayiinin gelişmesine katkı yapılmıştır.
Bu uygulamayı 1965 yılından beri Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nde uygulanan sözleşmeli tohum yetiştiriciliği, 1970'li yıllarda sanayi tipi domates, 1996 yılında ise Türkiye Kalkınma Vakfı tarafından GAP Bölgesinde sözleşmeli mısır üretimi takip etmiştir.
Günümüzde halen Antalya ve Muğla yörelerinde kesme çiçek, Balıkesir, Bolu veAdapazarı illerinde tütün, Niğde ve Nevşehir'de patates, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde meyve-sebze, yine çeşitli yörelerde uygulanan et tavukçuluğu, süt birlik ve kooperatifçilerince süt üretiminde sözleşmeli tarım modeli uygulanmaktadır.
Son yıllarda sözleşmeli tarımın en fazla görüldüğü bir diğer üretim alanı olarak özellikle Bolu, İzmir, Manisa ve Van illerinde daha yoğun olmak üzere doğudan batıya kadar birçok bölgede uygulanan hindi üreticiliğidir.
Türkiye'de 2001 yılında, hizmet türlerine göre; 4814 Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, 30 Pancar Ekicileri Kooperatifi ve 335 Tarım Satış Kooperatifi bulunduğu görülmektedir. Özellikle üst örgütlenmelerini tamamlayan kooperatifler tarım ürünlerinin işlenmesi, pazarlanması ve işletmelerin girdi ihtiyaçlarının karşılanması konusunda büyük ölçekli faaliyetler yürütmektedirler.
Süt ve ürünleri sanayiinde kooperatifler %6'lık bir paya sahiptir.
Et ve ürünleri sanayiinde kooperatifler fazla yaygın olmayıp, 5750 ton/yıl kapasite ile %0.54'lük paya sahiptir.
Zeytin işleme sanayiinde kooperatiflerin payı %52.6'dır.
Konserve ve salça sanayiinde kooperatiflerin payı konservecilikte %1, salça sanayiinde %6.5'dir.
Pamuk ipliği sanayiinde kooperatiflerin payı %69.2, pamuklu dokumada %4-5 düzeyindedir.
Şeker sanayiinde pancar kooperatiflerinin payı ise % 18.9'dir.”
Türkiye'de kooperatifler tarıma dayalı sanayii dallarındaki bu yatırımları ile istihdam açısından, yaratılan katma değer ve ürünlerin ihracatından sağlanan dövizler ile ekonomiye önemli katkılar sağlamaktadır. Bununla birlikte, gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında, tarım sanayi entegrasyonun sağlanmasında kooperatifleşme modelinden yeteri kadar yararlanılamadığı da açıkça görülebilmektedir.”
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.