1899 depremi yakın zamanda meydana gelmiş en büyük depremdir. Bu deprem graben boyunca yerleşmiş çok sayıda tarihsel yerleşim yeri ve diğer doğal yapılarda izler bırakmış ve ötelenmelere neden olmuştur. Büyük Menderes grabeninin kuzey sınırı boyunca yapılan detaylı araştırmalar, Neojen birimleri yamaçlarında depolanan güncel çökeltilerin Aydın ile Nazilli arasında faylar tarafından kesildiğini göstermektedir. Bu doğrultu üzerinde normal faylanmaya ait veriler ölçümleri ile kantitatif olarak ortaya konulmuştur.
“Yapılan ölçümlerde Umurlu-Kuyucak (Aydın) arasında fay zonunun D-B ve DKD-BGB doğrultularında uzandığı ve maksimum 15 metre toplam düşey yer değiştirme meydana getirdiği saptanmıştır. Alınan enine kesitlerde aynı sarplığının en az iki farklı kesiminde ani eğim kırıklıkları ortaya konulmuştur. Bu doğrultu üzerinde Roma dönemine ait antik bir yolun dikine kestiği fay sarplığında maksimum 10 metre düşey ötelenme ölçülmüştür. Roma dönemine ait bir diğer yolda yapılan ölçümlerde ise bu yolun 1,3 m düşey yönde ötelendiği belirlenmiştir. Arazi gözlemleri muhtemelen 1899 depremi ile ilişkili en son yüzey kırığının daha eski depremlerin yüzey kırığını takip ettiğini ortaya koymaktadır.”
“1899 Menderes Depremi Büyük Menderes Grabeni’nde son 100 yılda oluşan en hasar verici depremdir. Büyük Menderes grabeni boyunca yapılan jeolojik ve morfolojik gözlemler, paleosismolojik ve arkeosismolojik çalışmalar, grabenin kuzey kenarı boyunca aktif faylanmaya ait veriler sunmaktadır. Fay zonu üzerinde yer alan antik su kanalı, yol ve duvar gibi yapılarda değişik miktarlarda düşey ötelenmeler tespit edilmiş ve ötelenme miktarları mikrotopoğrafik ve sığ jeofizik çalışmalarla belirlenmiştir. Ayrıca, fay zonu üzerinde açılan hendekler tarihsel depremlerin yüzey kırığı oluşturduğuna ait veriler sunmaktadır. Tarihsel depremleri yaşlandırmak amacıyla alınan örneklerin analizleri devam etmektedir. Paleosismolojik çalışmalara ait ön bulgular, 20 Eylül 1899 Menderes depreminin muhtemelen Nazilli’ nin doğusunu kırmadığını göstermektedir.”
Büyük Menderes Grabeni’nin kuzey kenarını denetleyen faylar üzerinde olan 20 Eylül 1899 yılında meydana gelen ve şiddeti IX (Ambraseys and Finkel tarafından yaklaşık 6,5 - 7,0 büyüklüğünde olduğu tahmin edilmektedir. Ancak Finkel’in tahmini olan ( 6,5 - 7,0 )’nin bu derece yüksek yıkıma yol açması akla yakın görünmemektedir. Ancak bu depremin yaptığı hasar depremin IX şiddeti dolaylarında olması akla daha yatkın gelmektedir.
“Menderes Depremi olarak bilinen 20 Eylül 1899 depremi Büyük Menderes Grabenin kuzey kenarı boyunca uzanan normal faylarda meydana gelmiştir.”
“Özetlenen tarihsel ve paleosismolojik veriler 20 Eylül 1899 Menderes Vadisi Depreminin Kuyucak ile Buharkent arasındaki 40 k km uzunlukta BKB gidişli bir segmentin kırılmasıyla oluşmuş olabileceğini göstermektedir.”
“Depremin oluşturduğu yüzey kırığının uzunluğu ve düşey atım miktarı hakkındaki bilgiler değişiktir. Örneğin, İlhan (1971), Allen (1975) ve Sipahioğlu (1979) Umurlu (Aydın’ın 10 km doğusu)‘dan Kuyucak’a kadar uzanan 40 km’lik bir segment olduğunu söylemişlerdir. Ayrıca yine 1 m’lik de düşey atımdan bahsetmektedirler. Paton (1992) de düşey atımın 1 m olduğunu düşünse de kırığın muhtemel uzunluğunun 10–20 km olduğunu söylemektedir. Ergin vd. (1967) 50 km deprem sonrasında 50 km uzunluğunda bir kırık ve 1,5 m’lik bir düşey atım oluştuğu görüşündedirler. Ambraseys ve Finkel (1987) ise Aydın’ın doğusundan Nazilliye kadar 70 km’lik bir kırık olduğunu yaklaşık 3m’lik de düşey atımın oluştuğunu söylemektedirler.”
“Aydın- Nazilli arasında uzanan fayın 20 Ey¬lül 1899 Menderes Depremi'ne neden olduğu bilinmektedir. 9 şiddetinde olduğu düşünülen bu deprem sırasında 1117 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu deprem sonrasında 40–70 km uzun¬luğunda yüzey kırığı oluşmuştur .”
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.