Türk tarımının sorunlarının başta gelenlerinden birisi tarım varlıklarının korunmasıdır.Varlıklarımız ise toprak,su,hava,bitkisel ve hayvansal çevre,tohum,hayvan varlığı vs.
Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında acele olarak yeni konut alanları belirlenirken sağlam zeminli ana kayalar ve yamaç araziler seçilmez iken tv haberlerinden izlediğimize göre başta Adıyaman olmak üzere yumuşak zeminli ova arazileri üzerinde temel kazıları başlatılıp ekili hububat alanları yerleşim yeri olarak seçilmiş.
Müteahhitlere kolaylık amacı taşıyan bu tercih hem olası depremler hem de tarımsal üretim sürecinin kesintiye uğraması açısından son derece sakıncalıdır.Depremzedeler açısından durum acil olsa da tarım toprakları dışına inşaat yapılması tercih edilmelidir.
Zaten mevcut durumda mevcut araziler enerji,maden,ulaşım,şehirleşme ve turizm sektörlerinin tehdidi altındadır.
Mevcut duruma TEMA açısından ele alalım:
“Son 60 yılda %100-200 oranında yașanan tarımsal üretim artıșı, uygun arazilerin azlığı nedeniyle, ekilen alan miktarının artmasından değil birim alan bașına artan verimle ilișkilidir.
Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gezegenin orta kușağı boyunca (Yakındoğu, Kuzey Afrika, Güney Asya, Orta Amerika, Akdeniz Havzası) mevcut tarım arazilerine eklenebilecek alanların kalmadığına vurgu yapıyor. FAO’ya göre küresel tarım alanlarına eklenmeye uygun alanlar Güney Amerika ve Afrika’da bulunuyor ancak bu alanların büyük bölümü ekolojik amaçlar ya da az bulunur nitelikleri nedeniyle korunmalı.
Bilimsel çalıșmalar 1990-2008 yılları arasında küresel tarım alanlarının %15-24’ünün bozulduğunu, ek olarak %8’inin ise daha ılımlı bir bozulmaya maruz kaldığını belirtiyor.
Artan nüfus, kentleșme, var olan tarım alanlarının üzerindeki üretim baskısı giderek artıyor.
Tarım toprakları enerji, sanayii, turizm gibi sektörlere tahsis ediliyor.
Tarım topraklarının amaç dıșı kullanımı) 1989 – 2010 yılları arasında 830.000 ha tarım arazisi, tarım dışı kullanıma tahsis edildi. Bu, yaklaşık 3,8 milyon kişinin gıda ihtiyacına denk geliyor. Artan nüfusu ve iklim değişikliğinin ürün verimi üzerindeki olumsuz etkilerini düşünecek olursak geleceği teminat altına alabilmek için tarım topraklarının, amaç dıșı kullanımının engellenmesi gerekiyor.
Tarım alanlarının amaç dışı kullanımı kısmen de olsa mümkündür:
• Toprak koruma kurullarında yer alarak toprakların amaç dışı kullanımını engelleyici muhalefet yapmak, Verimli tarım arazilerini tarım dışı amaçlar için kullanımını sağlayacak planlar ve uygulamalara karşı savunuculuk çalışmaları ve alanda çalışan sivil toplum kuruluşlarını desteklemek ve çalışmalarına katılmak en önemli adımlardan birkaçıdır.
• Türkiye özelinde ise öngörülen ihtiyaçlar dikkate alındığında, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının engellenmesi için 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun öngördüğü şekilde Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Planlarının hazırlanması; tarımsal potansiyeli yüksek büyük ovaların tarımsal koruma alanı ilan edilmesi; toprağın sürdürülebilir yönetimi, toprak koruma ve erozyonla mücadele tedbirlerinin acilen desteklenmesi gereklidir.
• Tarım alanları gibi meraların da amaç dışı kullanımına son verilmeli, hayvancılığın geliştirilmesi ve biyolojik çeşitliliğin ve toprağın korunmasına hizmet edecek şekilde “sürdürülebilir mera yönetimi” hayata geçirilmelidir. Ayrıca, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için alınacak önlemlerle üreticinin kazancı iyileştirilmeli, kırsal göçün önüne geçmeyi sağlayacak kırsal kalkınma politikaları benimsenmelidir.”
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.