Tarımın olmazsa olmazı su olduğundan önce hidrolik kuraklık konusunda değinelim.
Hidrolojik kuraklık yeraltı su kaynakları, yüzey suları veya yağış periyotlarının etkisi ile
bağlantılıdır.
Nem azlığının derecesi ve uzunluğu ,ile ilişkili olan meteorolojik kuraklığın uzaması durumunda hidrolojik kuraklıktan ortaya çıkar.
Uzun süreli yağış azlığının kaynak seviyeleri, yüzey akışı ve toprak nemi gibi hidrolojik sistemin bileşenlerinde kendisini göstermesidir.
Yeraltı suları, nehirler ve göllerin seviyesinde keskin bir düşüşlere neden olur. İnsan, bitki ve hayvan yaşamı için büyük bir tehlike yaratır.
Bir dönemde yaşanan yağış miktarında azalma toprak neminde hızlı azalmaya neden olacağı için tarımla uğraşanlarca hemen hissedileceği halde hidroelektrik santrallerinde bir süre etkili olmayacaktır.
Hidrolojik kuraklıkta en önemli etken iklim olmasına rağmen arazi kullanımı (örneğin ağaç kesimi), arazinin verimsizleşmesi bölgenin sucul özelliklerini etkiler. Bölgeler sucul sistemleri ile birbirine bağlı oldukları için meteorolojik kuraklığın etkisi ile yağış kıtlığı yaşanan alanların sınırları daha genişleyebilir. İnsan faaliyetleri ; arazi kullanımında değişim meydana getirdiği için meteorolojik kuraklığın frekansında değişim olmadığı halde su kıtlığının frekansında değişim meydana getirmesinden dolayı en önemli etken olarak gözlenmiştir.
Ilıman kuşağın iç kısımları ile Subtropikal bölgelerde, yağışların yetersizliğinden ziyade tarımsal faaliyetler üzerinde olumsuz etki yaratan temel faktör mevsimlik kuraklıktır. Bu sorun özellikle kuraklığın yaşandığı yaz aylarında sulama yapılarak giderilmeye çalışılmaktadır. Bunun yanında bu bölgelerde görülen kuraklıklar, yani Subtropikal ve ılıman kuşakların iç kesimlerinde bazı yıllar rastlanan beklenmedik kuraklıklar da tarımsal faaliyetleri olumsuz yönde etkilemektedir.
Genel olarak bu iklim kuşağı arasında yer alan Türkiye aynı zamanda bir Akdeniz memleketi olması nedeniyle bu iklime has özellikleri de taşımaktadır. Türkiye, batıda ve güneyde Akdeniz iklimi ile güneydoğuda ise, Çöl iklimleriyle sıkı bir temas halinde olup bu bölgelerdeki iklim olaylarından yüksek oranda etkilenmektedir.
Sıcak ve kurak bir iklim tipinin hakim olduğu memleketimizde bazı özel şartlar memleket iklimi üzerinde bazı özel etkiler meydana getirmektedir. Değişik yükseltide dağ sıraları, değişik yükseltide geniş yaylalar ve dağlar memleket iklimi üzerinde önemli değişikliklere neden olmaktadır.
Tarımsal üretimin en önemli sorunlarından biri de kuraklıktır. Ülkemizde olduğu gibi b yağış azlığı, yağış rejimlerinin düzensizliği ve kaynaklarının kıt olması gibi faktörler tarımın temel sorunları arasında yer almaktadır. Bu durumda, su azlığı ve yağış yetersizliğinden doğan kuraklık sorununu çözümlemek ve bu bölgeleri tarıma kazandırmak için, ya sulama faaliyetleri geliştirilmeye ya da kuru tarım metodu uygulamalarına önem vermek gerekmektedir.
Türkiye'de İç Anadolu ile Doğu Anadolu’nun önemli bir kısmı yarı kurak iklim alanına girmektedir İç Anadolu'da Tuz Gölü ve çevresi 300 mm’ye yakın yıllık yağışları ile kurak bölge olma sınırına yakın özellikler gösterirler. Türkiye’de kuraklıktan etkilenen alanların sınırlarının genişlediği görülmektedir.Buna göre, İç Anadolu'nun tamamı, Doğu Akdeniz, Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin bir kısmı kurak özelliğe sahip olup, yer yer çöl ve çok kurak özellik gösterirler.
Bu bölgeler birinci derecede kurak bölgeler olarak “çölleşme riski ile karşı karşıya kalabilir.
Sırada iç Ege ,daha sonra üçüncü derecede Akdeniz ve Ege sahilleri gelmektedir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.