Şu anda yürürlükte olan 5403 sayılı yasanın amacı, 6537 sayılı kanunla yapılan değişikliklerle,
“Toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi, bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını sağlayacak usul ve esasları belirlemektir.” Olarak değiştirilmiştir.
Özetleyecek olursak bu yasa şu düzenlemeleri içermektedir:
Bu kanunla getirilen başlıca düzenlemeler şu şekilde özetlenebilir:
• Tarım arazilerine büyüklük sınırlaması getirilmiş ve bölünemez eşya niteliği kazandırılmıştır.
• Büyüklükleri belirlenen tarım arazileri parçalanamaz, küçültülemez, pay olarak ayrılamaz, mülkiyeti devlete ait olan arazilerin satış prosedürleri dışında pay ve paydaş adedi yükseltilemez ve bakanlıkça aralarında ekonomik ilişki olan ve aynı şahsa ait tarım alanları beraber ilişkilendirilir.
• Mirasçılar, miras olarak belirlenen tarım alanları ve yeter gelirli tarımsal arazilerin sahipliği hakkında; her 10 yıl içinde 2 milyon ha alan parçalanarak kullanılmayacak duruma gemekteydi, bundan sonra ise kuru şartlarda 160 ile 180 da; sulu şartlarda 80 da altında bölünemeyeceği hükme bağlanmıştır.
• Bakanlıkça belirlenen, mutlak, marjinal ve özel ürün arazilerinde 2 ha, dikili arazilerde 0,5 ha, tarım yapılan örtü altı arazilerinde 0,3 ha bölünebilecek en alt parsel sınırı olarak belirlenmiştir.
• Aynı köy veya mahalle sınırları içinde olan, kuru tarım arazilerinde 10 da, sulu tarım arazilerinde 5 da, dikili tarım arazilerinde 3 da, örtü altı tarım arazilerinde 1 da ve üzerindeki araziler (hisseli veya müstakil) ekonomik bütünlük teşkil eder.
• Köy ve mahalle açısından farklı sınırlar içinde olan ve en uzak parselle uzaklığı 5 km’den az olan kuru tarım arazilerinde 10 da, sulu tarım arazilerinde 5 da, dikili tarım arazilerinde 3 da, örtü altı tarım arazilerinde 1 da ve üzerindeki araziler (hisseli veya müstakil) ekonomik bütünlük teşkil eder. Yine köy ve mahalle açısından farklı sınırlar içinde olan ve tarımsal üretimin yapıldığı parselle uzaklığı 5 km üzeri olan araziler ekonomik bütünlük teşkil etmez.
“6537 sayılı kanunun temel amacı tarım arazilerinde devretme, miras vb nedenlerle parçalanma ve küçülmenin engellenmesidir. Bu amaçla bu kanunla konularla ilgili olarak köklü değişiklikler bu sorunlar üzerinde çok değişiklik yapılmıştır.
Medeni hukuk kapsamında bu değişikliklerin en önemli olanı yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü ve asgarî tarımsal arazi büyüklüğü ifadelerinin bulundurulması, miras olarak belirlenmiş tarım arazilerinin sahipliğinin devir mecburiyetinin getirilmesi, sınırları aynı olan tarım arazi yurtluklarına önalım hakkı verilmesi ve paylı sahipliğe tâbi tarım arazilerinde payın aktarımı ve rehnini yasaklayan kararın çıkarılmasıdır.
Bu değişikliklerle beraber yürütülecek önlemlerin tarım alanlarının parçalanarak küçülmesi sorununa çok az yardımcı olabileceği belirtilebilir. Asıl vurgulanması gereken bu önlemlerle beraber toplumun konu hakkındaki bilgisinin ve bilincinin artmasıdır. Aksi taktirde alınan önlemler tek başına yeterli fayda sağlamayacaktır (Özçelik, 2015).
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.