1942 Temmuz’unda Başvekil Refik Saydam’ın ölümüyle Birinci Şükrü Saraçoğlu Hükümeti kurulmuştur. İki defa hükümet kuran Şükrü Saraçoğlu 5 Ağustos 1946 tarihine kadar iktidarda kalmıştır. Savaş döneminde kurulan iki ayrı hükümet olan Refik Saydam ve Şükrü Saraçoğlu hükümetlerinin ortak sorunu üretimin arttırılıp iaşenin sağlanması olmuştur. Ancak iki hükümetin uygulamaları birbirinden farklı tarzda gerçekleşmiştir. Refik Saydam katı bir devletçilik anlayışı içerisinde fiyat denetimi ve ürünlere el koyma gibi müdahalelerle dolu bir politika izlemiştir(1).
Şükrü Saraçoğlu Hükümeti ise daha esnek politikalar izleme yolunu seçmiştir. Refik Saydam Hükümeti iç ve dış ticaret üzerindeki etkisini ve denetimini arttırmak için İaşe Müsteşarlığı (12.02.1941 tarih ve 2/15168 sayılı kararname ile), Halk Dağıtım Birlikleri (14.05.1942 tarih ve 2/17826 sayılı kararname ile) Fiyat Murakabe Büroları, Ticaret Ofisi gibi yeni örgütlenmelere gitmiştir. Şükrü Saraçoğlu Hükümeti ise daha esnek politikalar izleme yolunu seçtiği için bu yeni kurumları kaldırarak iaşe işi ve fiyat denetimleri için alınacak önlem ve uygulamaları il ve ilçe belediyelerine bırakmıştır (2).
Başvekil Şükrü Saraçoğlu kendi uygulayacakları iktisat ve tarım politikalarının daha önceki hükümetten çok farklı olacağını TBMM’de şu sözleri ile dile getirmiştir:
“Bundan evvel benim ve on arkadaşımın dahil bulunduğu hükümet, memlekette hayat pahalılığına ve iktisadi buhranlara mani olmak için verilen salahiyetlere istinaden bir çok sert kararlar aldı ve onları sıkı bir gayretle tatbike başladı. Fakat aradan günler geçtikçe bu kararların matlup neticeyi vermeyeceği yapılan şikayetlerden, tespit edilen fiyatlarla bir çok malların ve gıda maddelerinin bulunamamağa başlamasından ve yapılan tetkiklerden anlaşılmaya başlandı. Onun için yeni hükümet hemen işe başlayarak bu sert tedbirleri yumuşatmaya, yer yer kaldırmaya ve yer değiştirmeye karar verdi; tedbirlerin iktisadi olmasına daha çok bel bağladık.”
Yeni hükümet iktisadi ve ticari hayat üzerindeki geniş müdahalelerin ve yapılan hukuki düzenlemelerin bir kısmını kaldırmıştır. İlk iş olarak iaşenin sağlanması için yapılan el koyma işlemleri yeni baştan düzenlenmiştir. Elden geldiğince devletin müdahaleleri ve denetimleri azaltılmış, üretimi arttırabilmek için de fiyatlar serbest bırakılmıştır(3).
Hükümet memleketin iaşe işini çözmek için çiftçiyi memnun ederek üretimi arttırmaya çalışmıştır. Çiftçiyi memnun etmek için de fiyatlar arttırılmıştır. Nitekim 1941 yılında bir kilo buğday satışından çiftçi eline 8.5 kuruş geçerken, 1942 yılında 25.5 kuruş, 1943 yılında ise 56.4 kuruş geçmeye başlamıştır. Ancak fiyatları arttırmak üretim artışı için çözüm olmamıştır. Çünkü 1941 senesinde 8 milyon hektarı aşan hububat ekim alanları 1943’te 7 milyon hektarın altına düşmüştür. 1942’de 8 milyon tonun üzerinde olan hububat üretim miktarı, 1943’de 7 milyon, 1944’de ise 6 milyon tonun altına inmiştir (4).
Kaynaklar
(1): Sefer Şener, İkinci Dünya Savaşı Yıllarında Türkiye’de Tarım Politikası Arayışları, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (7) 2004 / 1 : 73-92,s 82.
(2): Şener,a.g.m.s 82.
(3) Şener,a.g.m.s 82.
(4): (Aktan Reşat (1995). Türkiye’de Ziraat Mahsulleri Fiyatları. Ankara.,s 32.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.