2007 yılında itibaren ülkemiz kurak bir döneme girmiş durumda.Ancak kuralık olgusu kendi içinde düzenli ve düzensiz ögeler barındırmaktadır. Isı ve yağışlar açısından bu ögeler içerisinde düzensizlik daha hakimdir.
Türkiye'de kuraklığa etkileyen en önemli unsurları ortaya koyduğumuzda ilk üç sırada arasında atmosfer şartları, fiziki coğrafya unsurları ve iklim şartları yer almaktadır.
Yeryüzünde iklim özelliklerinin meydana gelişinde fiziki coğrafya faktörlerinin önemli etkileri vardır. Bunlar arasında denizlere yakınlık-uzaklık ,yükselti ve diğer coğrafik özellikler kuraklık şartlarını belirlemektedir
Türkiye yüksek bir ülkeler sınıfında yer almaktadır. Ülkenin ortalama yükseltisi 1100 m’den fazladır.
Ülkemizin deniz seviyesi ile 500 m arasında kalan alçak alanları ancak % 17,5 kadar iken, 1000 m’ den daha yüksek alanları ülke yüzölçümünün % 55’den fazlasını meydana getirir. Bu durumun Türkiye'nin iklim koşulları üzerinde çok önemli etkiler yapacağı açıktır.
Türkiye iklimin farklı coğrafyalardan gelen hava akımları ve yağışlar belirlemektedir Bunlardan birincisi , Sibirya üzerinden gelen soğuk ve kuru hava kütlesidir.Bu hava kütlesi kış aylarında sis ve ayaza neden olmakta bazen de yağışlar getirmektedir.
Atlas Okyanusundan Cebelitarık boğazını geçerek gelen hava kütlesi ise kararsızlık yağışlar meydana getirir. Avrupa ülkeleri ve Balkanları geçerek ülkemizi etkiler. Yağış olarak Karadeniz sahilinde yağmur iç kesimlerde kar bırakabilir. Akdeniz Üzerinden geldiğinde ise daha fazla etkili olur ve her türlü yağışı bırakır. Bu hava kütlesi sıcak ve nemli karakterli olduğu için batı bölgelerimizde oldukça fazla yağış bırakır.
Kuzey Afrika üzerinden gelen hava kütlesi karasal sıcak ve kurudur. Kuzey sistemlerle karşılaşırsa Akdeniz cephesini oluşturup yağış bırakabilir. Akdeniz'den geçerken yeterli ölçüde nem kazandığı takdirde yine yağış yapması söz konusudur. Zaman zaman gördüğümüz çöl tozu yağışları da bu hava kütlesinin ülkemizi etkilemesinin bir neticesidir.
Yukarıda belirttiğimiz gibi yükseltiler Türkiye'nin iklim şartları üzerinde çok önemli etkiler yapmaktadır. büyük yükselti farklarının varlığı, yağış ve sıcaklık koşullarının hızlı değişmeler göstermesine neden olmaktadır. Kıyı bölgelerinden iç kısımlara ve batıdan doğuya doğru yükseltinin artması ve ülke yüzölçümünün yarıdan fazla bir kısmının 1000 m’den daha yüksek olması yüzünden buralarda kış aylarının soğuk ve sert, yaz mevsimi ise kısa sürmektedir.
Alt yamaçlarda ve alçak alanlarda yağmur şeklindeki yağışlar baskın iken, yüksek yamaçlarda ve doruklarda kar şeklindeki yağışlar egemen olmakta ve sıcaklığın düşük olması nedeniyle kar örtüsünün yerde kalma süresi de yılın büyük bir kısmını kapsamaktadır.
Yükseltilerin iklim şartlarına etkisi, yalnız sıcaklık dağılışı ve farkları yönünden değil, yağış ve nemlilik yönünden de olur. Nemli rüzgârlara karşı olan yüksek dağlar, yağışların dağılışında doğrudan doğruya etkili olurken, yükselti faktörü aynı zamanda yağış şeklini de tayin etmektedir. Ülkemizde yüksek dağlar ve platolar en fazla yağış alan yerler olurken, dağlarla çevrili İç Anadolu havzalarında yağış miktarlarının çok düşük olduğu tespit edilir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.