Takip Et

19.YÜZYILDA GÜNEY ANADOLU’DA TARIM ÜRÜNLERİ-3

Pamuk:

Teke Sancağı Yörüklerinin sınaî ürünlerini de yetiştirdiklerini görüyoruz. Bilhassa pamuk, çeltik, susam ve keten yetiştirildiğini görüyoruz. Teke Sancağı Yörüklerinin yetiştirdiği sınaî ürünler içerisinde en çok pamuk göze çarpmaktadır. Pamuk ilk çağlardan beri tekstil sahasında önemli bir hammaddedir ve genellikle sulak yerlerde yetişmektedir. 1455 senesinde Yörüklerin yetiştirdiği pamuk batman ile ölçülmüştür. Yörükler 1455 senesinde yetiştirilen pamuk için 57,5 batman pembe karşılığı 794 akça ödenmiştir. Bu tarihte pamuğun batanı için 20 akça narh belirlenmiştir. 1455 senesinde Yörüklerin yetiştirdiği pamuğun ekonomik değeri yaklaşık 11500 akçaya tekabül etmektedir. 1530 senesinde ise 71 batman bahası olarak 1220 akça vergi ödenmiştir. Yörüklerin ödediği vergiler içerisinde pamuk için ödenen vergi 1455 senesinde % 1, 1530 senesinde ise % 3’lük bir paya sahiptir (195).

Tütün (Duhan):

Teke Sancağı tütün tarımı açısından oldukça gerilerde bir manzara arz etmekte idi. Bunun da en önemli nedeni coğrafi yapı, kıraç toprakların azlığı ve iklim özellikleri idi.

1455 tahririnde 200 akçe tütün resminin mevcudiyeti Teke Sancağının bu özelliğini ortaya koymaktadır.

Kınık’da ise 1844/45 yıllarında bir hane tütün tarımı ile uğraşmaktadır.

Üzüm:

Üzüm üretiminin XVI. yüzyılın ilk çeyreğinde İçel, Ayasulug (Aydın), Menemen, Muğla ve Malatya’da, yüzyılın ortalarına doğru, Antep, İçel, Çemişgezek, Adıyaman ve Bitlis, yüzyılın sonlarına doğru ise Malatya, Antep, Harput ve Gelibolu’da önemli ölçüde yapıldığı görülmektedir. Genel anlamda bakıldığı zaman günümüzde üzüm üretiminde öne çıkan Menemen, Muğla, Aydın, Antep ve Malatya’nın geçmiş yüzyıllarda da bağcılık ziraatında hatırı sayılır yerinin olduğu görülmektedir (196).

XVI. yüzyıldan XIX. yüzyıla gelindiğinde; Alaiye, Aydın (Beydağ, Bozdoğan, Buldan), Beyşehir, Bursa, Çorum, Darende, Denizli, İçel, Menemen ve Muğla gibi yerlerde bağcılık faaliyetlerinin aynı şekilde devam ettiği anlaşılmaktadır. XIX. yüzyılın ortalarında da bağcılık faaliyetinin Anadolu’nun birçok yerinde yapıldığı ve bunlar içerisinde de en fazla üretimin ise Kartal, Nif, Menemen, Beyşehir, Muğla ve Alanya’da yapıldığı görülmektedir (197).

Bağ bahçe tarımı bütün halkın uğrası olmaktan çok sulama imkânına daha çok sahip olan şehir ve kasaba halklarının uğraşısı idi. Bağcılığı geliştiren nedenlerden birisi de bağ dikmek, ağaç yetiştirmek ve duvar çevirmek gibi uğraşlarla, tarlanın mirî toprak durumundan kurtarılıp mülk haline geçirilmesi kuralıydı. İcarcı durumunda olan çiftçi böylece toprağı mülkiyetine geçirmiş oluyordu. Osmanlı toprak düzeni bu şekilde uzun süre bağcılık tarımına hizmet etmiştir (198).

1455 senesinde Yörükler Teke Sancağında 44 akça bağ harcı ödemişlerken 1530 senesinde ise 4350 akça bağ harcı ödemişlerdir.

Teke Sancağı ve Kınık tütün tarımı ve üretiminde olduğu gibi bağcılıkta da yukarıda vurguladığımız bağcılık merkezlerine göre oldukça geride bir üretime sahipti. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.