Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nin 2018 Yılı Kırmızı Et değerlendirme raporunda yer alan, raporunda herhangi bir değişiklik yapmadan sorunlara yaklaşımını ve çözüm önerilerini okuyucu ve besicilerimizin bilgilerine sunuyoruz:
Konseyimiz, Kamu ve özel sektör işbirliği içerisinde, sektörün gelişmesine, üreticinin desteklenmesine, piyasada fiyat istikrarının sağlanmasına ve tüketicilerin daha kaliteli, sağlıklı ve güvenilir kırmızı et ve et ürünleri tüketmesine katkı sağlayacak faaliyetlerde bulunmak şeklindeki misyonu gereği, her zaman olduğu gibi kırmızı et sektöründe ortaya çıkan gelişmeleri yakından takip etmektedir.
Arz-talep dengesizliğine bağlı ortaya çıkan kırmızı et fiyatlarındaki artışlar hükümetin bu konuya müdahale etmesini zorunlu kılmıştır. Bu konuda yürütülen faaliyetlerin ana unsurunu ithalat oluştururken, ulusal market zincirleri aracılığı ile perakende satış fiyatlarının kontrol altında tutulması yürütülen faaliyetlerin ikinci ayağını oluşturmuştur.
Sürdürülebilir bir piyasa düzeninin sağlanması için uygulanan bu yöntemler yeterli olmayıp, bu uygulamaların olumsuz yan etkileri göz önünde bulundurulduğunda uzun sürmesi sektörde kalıcı hasarların ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
Kırmızı et üretimimizin büyük çoğunluğu et ve et işleme sanayi tarafından kullanılmakta olup perakende sektörüne konu olan pay % 30’lar civarındadır. Bu nedenle söz konusu marketler tarafından tüketiciye sunulan aylık 5-6 bin ton civarındaki ucuz etin pazar içerisindeki payının toplam kırmızı et üretimi içerisinde değil toplam üretimin % 30’luk bölümü içerisindeki oranına bakarak değerlendirmek daha doğru olacaktır.
Sürdürülen bu uygulamanın amacına ulaşması ve et fiyatlarının istenilen bir seviyeye gelmesi nedeniyle yeniden ihtiyaç duyuluncaya kadar ara verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Üreticimizin en büyük problemi kesime götürdüğü hayvanın değerinin artan maliyetlerini karşılayamamasıdır.
Üretici kesim fiyatları neredeyse geçen senenin ortalamaları seviyesine düşerken tüketici fiyatlarında artışlar devam etmektedir. Sonuç olarak tüketicilerimizin çoğu uygun fiyata kırmızı ete erişemezken üreticilerimiz çok az karla hatta zararına hayvanını satmak zorunda kalmakta, malını sattıktan sonra geriye dönüp yeni hayvan almak istediğinde ise maliyetlerin yüksekliği dolayısı ile hayal kırıklığına uğramaktadır.
Ülkemizde kesim fiyatları ile ilgili bilgi kirliliği piyasadaki fiyat istikrarını bozan bir diğer unsurdur. Türkiye’de karkas fiyatlandırılması yağlı, yağsız, sıcak karkas fire farklılıkları uygulanarak çeşitlilik arz etmektedir. Bu da karkas fiyatı denildiğinde herkesin bu fiyata farklı bir anlam yüklemesine sebep olmaktadır. Konsey olarak bu farklılıkları ortadan kaldırmak tek bir karkas fiyatını oluşturulmasına yönelik çalışmalar da bulunarak bu konuya katkı sağlamak görevlerimiz arasında bulunmaktadır. Ülkemizde yakın zamandaki önceliğimiz bu farklılıkları ortadan kaldırmak tek bir karkas fiyatını oluşturulmasını sağlamak olmalı orta vadede ise gelişmiş birçok ülkede uygulanan karkas sınıflandırılmasına göre fiyatlandırmaya geçiş olmalıdır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.