Pek çok düşünürün dilinden ve kaleminden Corona-19 sürecinde ekonomi, teknoloji, ithalat, ihracat gibi ekonominin ana unsurlarından olan tarım ve gıdanın yakın ve orta dönemde geleceği ile ilgili senaryolar ortaya konulmakta.
Her birinin birleştikleri ortak nokta ,hiç bir şey eskisi gibi olmayacak.
Tarım ve gıdada da köklü değişiklikler meydana gelecek.
Bu alanda Dünya Gıda Örgütü (FAO) kendi senaryosunu rakamlar ve tahminler üzerinden ortaya koymuş.Bizi ilgilendiren pek çok yönü var.Çünkü biz her şeyden önce bir tarım ülkesi,gıda üreticisi ve ihracatçısıyız.
FAO gıda gruplarına göre yakın ve orta vade için tahminlerde bulunmuş.Öncelikle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu tahminlere göre orta ve uzun vadeli pokitikalar belirlemesi gerekmektedir.Tahminleri ele alalım:
Hububat:Türk halkının ilk sırada,vazgeçilmez gıdası olan hububat en rahat grup olarak karşımıza çıkmakta.Dünya tahıl üretimi çok iyi durumda.2020/21’de dünya tahıl ticaretinin, 2019/20’de yüzde 2,2 artarak (9.4 milyon ton) 433 milyon ton olarak gerçekleşmesi tahmin edilmekte.
Ülkemiz açısından ise 2020 yılı için ilk değerlendirmelere göre ekiliş alanlarında Güneydoğu ve Akdeniz Bölgelerinde makarnalık buğdayda artış, Doğu Anadolu Bölgelerinde ekmeklik buğdaydan arpaya yönelme, İç Anadolu Bölgesinde makarnalık buğdayda artış, Marmara Bölgesinde ise herhangi bir değişim yaşanmayacağı tahmin edilmektedir. 2019 yılında rekolte yeterli olmamış,18 milyon 500 bin tonlarda kalırken yurt dıından 6 milyon ton buğday ithal edilmiştir.2020 yılında buğdayda 1 milyon beşyüz bin ton artış beklenirken 5 milyon ton buğday açığı bulunmaktadır.
Bir başkan tahmine göreTürkiye Buğday ithalatının 5,3 Milyon tona düşeceği, Buğday ihracatının da 4 Milyon tona düşeceği ileri sürülmektedir.
Türk tarım poltikaları oluşturulurken bazı görüşlerin dikkate alınması gerekliliği ortadadır.
FAO Türkiye temsilcisi Dr. Viorel Guti’ye kulak verelim:
Besinlerimizi sağlayan toprağı ve çiftçileri korumak hep FAO’nun en önemli önceliklerinden biri oldu. Gıdaya, gıdayı üretenlere ve gıda kaynaklarına saygı, açlığa son verilmesini sağlama ve “Sıfır Açlık” hedefine ulaştığımız bir dünyayı mümkün kılma amacımızın temelini oluşturuyor. Bu çerçevede, ülkelerin iklim değişikliğine daha iyi uyum sağlayabilmesi ve iklim değişkenliğinin etkilerinin hafifletilebilmesi amacıyla çok ölçekli ve çok ortaklı proje ve programlar tasarlıyor ve uyguluyoruz. Aynı zamanda, dünyanın beslenmesini sağlama ihtiyacıyla dünyanın geleceğini koruma amacı arasında iyi bir denge oluşturulmasını mümkün kılmak için bilgi üretiyoruz.
Bu konuda Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar ise gıda israfına dikkat çekerek,
“2050 yılında tahminlere göre 9,6 milyara ulaşacak. Gıda üretiminin bu tarihe kadar yüzde 60 artması gerektiği tahmin ediliyor. Tek yol verimlilik olarak görünüyor. Verimlilikte gelişmiş ülkelerin bir sorunu görünmüyor. En yüksek verimliliğe ulaşmış durumdalar. Daha da artırmak için gayret ediyorlar. Sorun ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor. Verimliliği en çok artıran unsur eğitim. Girdi kullanımı, yapısal sorunların çözümü ve mekanizasyon kesinlikle verimliliği artırıyor. Fakat, verimliliği en çok etkileyen eğitim. Yapısal sorunları çözseniz, örgütlenmeyi sağlasanız, tarımda parçalanmayı önleseniz, parsel ve işletme büyüklüğünü optimal hale getirseniz, sulama yatırımlarını tamamlasanız, gübre kullanımını artırsanız, sertifikalı tohum ekseniz bile bunları gerektiği gibi kullanacak eğitilmiş çiftçiniz yoksa verimliliği yeterince artıramazsınız.” demektedir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.