Takip Et

KURAKLIK-TARIMSAL SULAMA VE SU KULLANIMI İLE İLGİLİ SORUNLAR

İçinden geçtiğimiz ancak bilimsel verilerin uzun bir süreç olduğunu ortaya koydukları kurak dönem her şeyden önce suyu akılcı ve tasarruflu kullanmamızı emretmektedir.

 

Konuyu akademisyenlerin gözünden ele almak istedim. Prof Dr. Belgin Çakmak,Doç.Dr. Murat Yıldırım ve Prof Dr. Turhan Aküzüm’ün yaptıkları araştırmanın özüne dokunmadan aktarmak istiyorum.

 

“Ülkemizde sulamada gereğinden fazla su kullanılmaktadır. Sulama şebekelerinde suyun fazla kullanılmasının başlıca nedenlerinden biri, şebekelerde su kayıplarının çok yüksek olmasıdır. Örneğin, 2005 yılı rakamlarına göre, DSİ’ce işletilen ve devredilen sulamalarda net sulama suyu ihtiyacı 4589 m3 /ha olmasına karşın, verilen su 10553 m3 /ha’dır (9). “

 

“Bu rakamlar, ülkemizde hesaplamalarla bulunan sulamada ihtiyacın iki katından fazla su kullanıldığını göstermektedir. Bu gerçekten hareketle, öncelikle tarımda su kayıplarını en aza indirecek su iletim ve dağıtım sistemleri tesis edilmelidir. Bu amaçla, yeni inşa edilecek sulama projelerinde açık kanal-kanalet sistemleri yerine borulu sistemler yapılmalı, tarla sulama sistemlerinde basınçlı sistemler tercih edilmelidir.”

 

“ Türkiye’de sulama suyu fiyatlarının diğer su çeşitlerine göre düşük olması tarımda aşırı su kullanımına neden olan faktörlerin başında yer almaktadır.”

 

Ancak şunu da belirtmek gerekir ki sulama suyu fiyatları tarımsal gelire göre yüksek bir girdidir.

 

“Su fiyatının gerçek değerinden düşük olması, aşırı su kullanımına ve çevresel sorunlara neden olmaktadır.”

 

“Ülkemizde suyun fiyatı genellikle sulanan alan ve bitki çeşidine göre belirlenmektedir. Ancak toplanan miktar tahakkuk ettirilenden daha düşük olmaktadır. Türkiye’de sulanan alan 4.9 milyon ha olup, tarımsal alanın (26 milyon ha) yaklaşık %19’nu oluşturmaktadır. Ortalama bitki deseni için ülke genelinde net sulama suyu ihtiyacı teknik ve ekonomik olarak sulanabilen alan ve toplam sulanabilir alan için sırasıyla 96 km3 /yıl ve 296.5 km3 /yıl olarak belirlenmiştir (10). “

 

“Bu durumda Türkiye’nin mevcut su kaynaklarının 8.5 milyon ha alanın sulanması için yeterli olduğu görülmektedir. Bugün kaynakların tümü kullanılmadığı için tüm sektörlerde yeterli ve zamanında su bulunabilmektedir.”

 

Ülkemizi yakın bir periyotta su sıkıntılarının beklediği söylenebilir. Kısıtlı sulama yapılması, yeni kurulacak sulama sistemlerinin kısıtlı sulamaya göre planlanması ve atık sulardan yararlanılması gibi önlemlerle su ihtiyacı karşılanabilir.”

 

“ Sorunun çözümü için evsel ve sanayi atık sularından ve drenaj sularından yararlanma bir alternatif olarak görülmektedir. Türkiye’de yıllık olarak evsel atık su 3.7 km3 , sanayi atık su ise 3.0 km3 tür. Bu verilere göre Türkiye’de atık su potansiyelinin yetersiz olduğu söylenebilir. Ancak rakamların küçüklüğü eldeki verilerin eksikliğini göstermektedir. Ülkemizde atık sular arıtılıp yada iyileştirilip alıcı ortamlara verilememektedir.”

 

“ Su sorununu gidermek için alternatif su kaynaklarını kullanmak gerekmektedir. Bu amaçla drenaj ve deniz suyundan yararlanma olanakları araştırılmaktadır. Son yıllarda evsel atık suların, seyreltilmiş deniz suyunun ve drenaj sularının tarımda kullanılması için çalışmalar yapılmaktadır. Ülkemizde de su sorununa çözüm olabilecek çalışmalara başlanmalı ve yaygınlaştırılmalıdır (10).”

 

Sulama alanında, arazi toplulaştırma, tesviye ve drenaj gibi tarla içi geliştirme hizmetleri tamamlanamadığı için sürdürülebilir bir su yönetimi gerçekleştirilememektedir. Kanal şebekelerinin çoğunda ara depolamalar bulunmadığı için özellikle pik dönemler dışında gece sulaması da yapılmadığı için şebekeye verilen sular tahliyeye gitmektedir. Sanat yapılarının eksikliğinden ya da fonksiyonel olmamasından dolayı kanallarda aşırı sedimantasyon birikimi ya da tahribatlar olmaktadır. Bu durum kanallarda bakım-onarım maliyetinin yükselmesine neden olmaktadır (11).”

 

Bu nedenlerle yeni kurulacak sulama sistemlerinde kapalı borulu sistemler tercih edilmelidir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.