Takip Et

ATATÜRK DÖNEMİNDE TÜRK TARIMINA YÖNELİK YATIRIMLAR

Osmanlı Devletinden miras alınan Türk ekonomisi ve tarımı köklü reformlara ihtiyaç duymaktaydı.Bunun için de üç ilke ortaya konulmuştur:

 

• İktisadi bağımsızlık,

• Tarıma dayalı endüstrinin oluşturulması,

• Milli tarım politikalarının hayata geçirilmesi.

 

Cumhuriyetin ilk yıllarında gayri safi milli hâsılanın önemli bir bölümü (1923 yılında %39,1, 1930 yılında %45,2) tarım sektöründe meydana getirilmiştir. Tarım sektörü ülke ekonomisinde nüfusun besin kaynağı olma niteliği yanında, aynı zamanda büyük bir kitlenin istihdam ve geçim kaynağı olmuştur. 1923 yılı itibarıyla dönemin GSYİH açısından tarım sektörünün durumu ise şöyledir: 1948 yılı üretici fiyatları ile 1923 yılı Cumhuriyet Türkiye’sinde GSYİH değerinin 2 milyar 959,1 milyon TL olduğunu, bunun 1 milyar 263,5 milyon TL’ sinin tarım, 309,2 milyon TL’ sinin sanayi ve 1 milyar 386,4 milyon TL’ sinin de hizmetler sektöründe meydana getirilmiştir. Tarım sektörünün GSYİH içindeki payı %42,7 ile hizmetler sektörünün hemen arkasından gelir (1).

 

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren hükümetler, özel kesimin sınaî faaliyetlere katılmasını özendirici önlemler almayı ihmal etmemişlerdir. 1927 yılında sanayi kuruluşlarının teşviki ve korunması amacı ile, Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunda sanayi sınıflara ayrılmış ve her sınıfın, taşıdığı önem derecesinde kanunun kendine getirdiği muafiyetlerden faydalanması öngörülmüştür. Bu kanunla yerli sanayi sektörüne ucuz devlet arazisi tahsisi, çeşitli vergi muafiyetleri, taşıma ve ulaştırma indirimleri gibi teşvikler ve muafiyetler getirilmiş ve sermaye birikimine devlet desteği verilmiştir (2).

 

Sanayileşmede önceliklerden olan şeker üretimi için çok önemli adımlar hızla atılmıştır. 5 Nisan 1925’de şeker fabrikalarının kurulması ve ayrıcalıkları hakkında kanun kabul edilmiştir. Cumhuriyetin ilk onbir yılında dört şeker fabrikası açılmıştır:

 

• Alpullu Şeker Fabrikası (1926), Uşak Şeker Fabrikası (1926),

• Eskişehir Şeker Fabrikası (1933)

• Turhal Şeker Fabrikası (1934).

• Bursa dokumacılık fabrikası (1927)

• Bünyan dokuma fabrikası (1927) (2).

• Çay Araştırma Enstitüsü (1938)

• Bakırköy Bez Fabrikası (1934)

• Kayseri Bez Fabrikası (1935)

• Nazilli Basma Fabrikası (1937)

• Ereğli Bez Fabrikası (1937)

• Gemlik Suni İpek Fabrikası (1938)

• Bursa Merinos Fabrikası (1938) (3).

 

Tarım kesimi bu dönemde bütün olumsuz şartlara rağmen müspet, ancak sanayiinin gerisinde kalan bir gelişme temposu gerçekleşmiştir. Yıllık ortalama büyüme hızı % 5,8’dir. 1928–1929 boyunca buğday üretiminin %94, tütünün %56, şeker pancarının %75 arttığını; ihracattan iç piyasaya yönelen pamuk üretiminin ise %8 dolaylarında gerilediğini görüyoruz. Yıllık milli gelir büyüme hızlarının 1930–1939 ortalaması ise % 6,8’dir. Bu gelişme, tarım kesimindeki gelişmenin yavaşlaması nedeniyle 1926–1929 ortalama büyüme hızının (%10,9’un) gerisindedir. Ancak tüm dünya ekonomisinin büyük buhran içinde bulunduğu ve kapitalist ülkelerde reel gelirlerde çok önemli düşmelerin meydana geldiği bir dönemde ortalama %7’ye yaklaşan bir büyüme temposunun önemli bir başarı olduğu söylenebilir (4).

 

(1): TOPUZ Hüseyin, “Cumhuriyet Dönemi Ekonomisinde Tarımsal Yapının Đncelenmesi (1923- 1950) s 382.

(2):Coşkun, s 72-75.

(3):Coşkun, s 72-75.

(4):Topuz s 385.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.