AyFm 100.5
  • 22 Ağustos 2025, Cuma

KİM BUNLAR?

Saraylar, saltanatlar çöker… Kan susar bir gün, zulüm biter. Menekşeler de açılır üstümüzde, leylaklar da güler.

Bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır; bir de yarınlar için direnenler…

Şiirler doğacak kıvamda, duygular yeniden yağacak kıvamda.

Ve yürek, imgelerin en ulaşılmaz doruğunda…

Ey, “her şey bitti” diyenler!

Korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler!

Ne kırlarda direnen çiçekler,

ne kentlerde devleşen öfkeler henüz elveda demediler.

Bitmedi… Daha sürüyor o kavga!

Ve sürecek, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!

Hepsi şahsına münhasır, özel üretilmiş; yokluklar içinde yetişmiş, yaralı bir nesil…

Peki kim bunlar?

1945 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş, en genci 50, en delikanlısı 70 yaşında… Hâlâ 18’lik deli taylar gibi ideallerinin peşinden koşan, hesapsız bir nesil.

Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış… Şeker çuvalından pantolon, canik lastikten ayakkabı giymiş…

Okulda ABD süt tozu içirilerek beslenmiş garip bir nesil…

Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış, hatta hiç bebeklik ya da çocukluk fotoğrafı bulunmamış.

Hiçbiri kreş, dershane, özel okul görmemiş…

Ama hepsi ders verecek kadar bilgi sahibi olmuş.

Harp görmüş, darp görmüş…

En az beş ihtilal, altı muhtıra, yedi postmodern darbeden sağ salim çıkmış.

En az on ekonomik krizden nasibini almış…

Tecrübe abidesi, yoklukla terbiye edilmiş; direnç abidesi bir nesil!

Ne yaptıysa, yoluyla yordamıyla, kendi meşrebine uygun, ahlakına yakışanı yapmış.

68’liler de, 78’liler de bu neslin deli tayları; ipe sapa gelmeyen savaşçıları…

Bunlar, bu neslin üretim harikası mı, yoksa üretim hatası mı tartışılır ama istisnasız tamamı karşılıksız, hesapsız bu vatanı sevmiş.

1950 ile 1970 yılları arasında doğanlar gerçekten özel üretim.

Çoğu yatılı okumuş; kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış.

Çok kitap okumuş; en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş.

Çoğu simitçilik, olmadı ayakkabı boyacılığı, tamirci çıraklığı, inşaatta amelelik, pazarcılık, hamallık yaparak okul harçlığını çıkarmış.

Ne ailesine ne devletine ekonomik yük olmuş.

Geneli bir baltaya sap olmuş; muhanete muhtaç da olmamış.

Ezilmiş ama ezik kalmamış.

Dik durmuş, dikleşmemiş…

Kendi şahsına münhasır, özel bir nesil.

Görevini, sorumluluğunu bilen…

Onuru için bir pireye yorgan yakan; öfkeli, hırçın, acayip bir nesil bu: 1950 ile 1970 yılları arasında doğanlar!

İyi bakın onlara…

Çünkü bunlar, kadifeye sarılmış çelik yumruk misali; yumuşak gözüküp indiği yeri dağıtan bir özel neslin öfkesini taşıyor.

Bunlara iyi bakın, çünkü bu neslin nesilleri tükenmek üzere…

Bunların üretimi sonlandı…

Kullanım süreleri doldu, tedavülden kalkıyor.

Neden bu nesil özel biliyor musunuz?

Çünkü bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti…

Dozer gibi dünya milletleri geçti…

Hayat bu nesli sınadı ama tüketemedi.

Bu nesil, ihaneti de dost hançerinin sancısını da, ölümüne yoldaşlığı da, mezara kadar arkadaşlığı da bildi.

Dostu için can vermeyi de, son lokmayı paylaşmayı da, sadakati de, vefayı da bildi.

Bu nesil, katı, aksi, deli, serttir…

Onun için, 1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş; hâlâ inadına yaşayan, ana-baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge, dede, anneanne, babaanne… Her neyiniz varsa değerini bilin!

Çünkü onlar, elinizdeki son değerli hazinelerinizdir.

Oturun onlarla konuşun, dinleyin, geçmişi onlardan öğrenin.

Sonra arar da bulamazsınız…

Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri; her biri iki ayaklı, sözlü birer yakın tarih ansiklopedisi gibidirler.

Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.