
Kıskanırım seni ben
4 Kasım 2016, CumaTweet |
Dikkatimi çeken şey haberin başlığı oldu.
“Kıskanırsam, ayrılırım!” Geçenlerde Hürriyet Gazetesi Kelebek ilavesi manşetinde bu cümleyi görünce şaşırdım.
İsimler önemli değil, bir dizi setinde tanışıp birbirlerine aşık olduktan sonra geçen yıl evlenen genç çiftten erkek olanı söylüyor bu sözü.
Cümlenin başlangıcı da şöyle: “İlişkimizde kıskançlığa yer yok. Önceki ilişkilerimde “Neden kıskanmıyorum” sorusu nedeniyle çok tartıştım. Bir de ayrıca o kadar kıskançsam ayrılırım. Manyak mı olacağım?"
“Manyak mı olacağım?” vurgusuna dikkatinizi çekmek isterim. Bu vurgudan anlıyoruz ki genç arkadaşımız kadın-erkek ilişkilerindeki “kıskançlık” konusunu bir tür manyaklık olarak görüyor.
İlişkide olduğu kadını kıskanacak olursa da manyak durumuna düşmemek için hemen ayrılmayı tercih ediyor. Doğrusunu isterseniz bu oyuncuyu o kadar tanımıyorum. Fotoğrafına baktım, gençleri çatlatacak kadar yakışıklı bir arkadaş, kendisini tanımamak benim suçum herhalde. Zira ben televizyonda pek dizi izleyemiyorum. Bizim dizilerin tempoları ağır, o kadar ağır ki, aradaki reklam spotları o kadar çok uzun sürüyor ki, izlerken gözlerim yavaşça kapanıyor. Rüyalar alemine kayıp gidiyorum.
Onun için bu sözleri söylerken ciddi mi, yoksa sırf orjinallik olsun, gazete röportajımı iyi yerden yayınlasın diye mi söyledi bilemiyorum. Hangi niyetle söylenmiş olursa olsun, üzerinde biraz düşünelim istedim.
Kıskançlık, insanlık tarihi kadar eski ve normal bir duygudur. Tabi aşırı olan her şeyin anormal bir duruma dönüşeceğini aklımızdan da çıkarmayalım.
Adem ile Havva’nın çocukları Habil – Kabil öyküsünü hatırlayalım ki hem eskiliğini hem de aşırılığın yaratacağı zararları benim uzun uzun anlatmama gerek kalmasın. Bu öykü eski sümer mitolojisine dayanıyor. Yahudi, Hristiyan ve Müslüman inancında da yer alıyor.
Din kitaplarında Kabil’in sunduğu adak beğenilmeyince kıskançlık duygusuna kapılıp Habil’i öldürdüğü anlatılıyor. Sahih olmayan bir hadise göre işin içinde “kız meselesi” de var. Habil ve Kabil birer ikiz kız kardeşe sahiplermiş ve onlara birbirlerinin kız kardeşleriyle evlenmeleri emredilmiş. Kabil’in kız kardeşi daha güzelmiş, Kabil kıskanıp Habil’i öldürmüş.
Sahip olamadığın şeyler için başkalarını kıskanmak gibi bir duygudan da söz etmiyoruz burada.
Bunun normal bir durum olamayacağını kolayca biliriz. Konumuz aşk ilişkisinde kıskançlık bir tek anlama gelir; sevdiğin, aşık olduğun insanın, seni değil de bir başkasını tercih etmesinden duyulan endişe! Kıskançlık yoksa aşkta yoktur.
Bir insana aşık olduğun zaman, o senin gözünde en değerli varlığa dönüşür. Çünkü aşk böyle gelişir.
Aşık olduğumuz insanın en güzel, en zeki en akıllı, en, en, en olduğunu düşünürüz.
Ona kendi değerlerimizi yansıtır, onu görmek istediğimiz gibi görürüz.
Varlığımızı kendi dışımızdaki bir varlığa, bağlar, yaşamımızı onun düzleminden tarif ederiz.
Eh! “böylesine mükemmel, bir varlığında çekip bir başkasıyla gitmesini kim ister?
Onun için aşık olduğumuz kişiyi bir türlü göz hapsine alırız. Düşünmeyiz ki bizim ölüp bayıldığımız kişiye belki de dışarıda kimse bayılmıyordur.
Onun için kimlerle arkadaşlık ettiğine, telefonda kiminle konuştuğuna kadar, her şeyi merak ederiz.
Biz onu dünyanın en güzeli, dünyanın en yakışıklısı zannettiğimiz için herkesin de böyle gördüğünü düşünürüz.
Kılık kıyafetine karışırız. Biraz fazla süslense meraklanırız, hayrola?... Eşlerinin sevgililerinin telefonlarını karıştıranlar bile var. Tam burada şunu da söylemeliyim: Bunu yapanlar arasında iyi aile terbiyesi görmüş kadınlar ve erkekler de olduğunu biliyoruz. Küçükken başkasının mektuplarını açmanın ayıp olduğunu öğrenerek büyümüş ama eşinin, sevgilisinin cep telefonundaki mesajları posta kutusundaki e-postaları okumak için delice bir istek duyuyor!
İşte buna neden olan şey kıskançlıktır ve eşin, sevgilinin bir başkasını tercih edeceğinden korkmakla ilgilidir. Yani diyeceğim o ki eğer birisini kıskanmıyorsanız iki olasılık var; Ya o kişiye aşık değilsiniz, “Banane ne yaparsa yapsın” diye düşünüyorsunuz ya da “normal” değilsiniz.
Tabi başta da söyledim. Kaba bir deyim olacak ama tam da bu konudaki aşırılıklara uyuyor bu söylenen söz “Eşeğin gözüne de su kaçırmamak lazım!”
Kıskançlık duygusunun varlığı düzendeyse bir ilişkiyi canlı ve heyecanlı tutar ama doz aşımı da o ilişkinin giderek tükenişe yönelmesine neden olur.
Anlamsız ve temelsiz suçlamalara dönüşen kıskançlık gösterilerinden varılabilecek tek yer aile mahkemesi olabilir. Yazımın başında söz ettiğim oyuncu da “Manyak mı olacağım” derken bu aşırı duruma işaret ediyor olmalı. Bildiğimiz gibi aşık olduğu bir kadın var, onunla evlenmiş ve mutlu bir hayat kurmuş. Onun için ne kadar kıskanmam dese de inanmayın, kıskanır…
Yazımı, Zeki Müren’in güzel sesiyle söylediği bir şarkıyla bitirelim istiyorum.
Saçın yüzüne değse, telini kıskanırım
Birine söz söylesen dilini kıskanırım
Sakın takma göğsüne gülünü kıskanırım
Seni saran kemerden belini kıskanırım
Deli ediyor beni, gezinir her yerini
Okşadıkça tenini, elini kıskanırım
Kıskanırım seni ben
Kıskanırım kalbimden
Bu nasıl aşk Allah’ım
Öleceğim derdimden
Hepinize iyi hafta sonları sevgili Denge okurları…
• GÖZDAĞI!
• ANNELER GÜNÜ
• KAYALARIN OĞLU (Bir Komplo Öyküsü)
• RAMAZAN
• ATLARI DA VURURLAR!
• O DELİKANLI BENDİM!..
• BALIKÇI KOMŞULAR
• KURT KIŞI GEÇİRİR AMA…
• PANDEMİYLE GEÇEN İKİ YIL
• TÜKÜRÜN!
• KOMEDYEN
• YKS’DE BARAJ KALKTI!
• İLAÇ SIKINTISI!
• BEBEK’TEKİ BEBEKLİ KIZ!..
• KURTULUŞ TARIMDA…
• KAR YILI-VAR YILI
• GECEKONDUDAKİ GENÇ…
• 2022
• HESAPLAR BENDEN USTA!
• Yeni Yıl
• BİR TALİH KUŞU VARDI!
• YASAKLAR VE GERÇEKLER
• BAFA'NIN KIYISINDAN DÜNYACA ÜNLÜ BİR CAMBAZ GEÇTİ
• BİNMİŞİZ BİR ALAMETE, GİDİYORUZ KIYAMETE…
• DENİZ ÖLÜR MÜ?
• SARIK ve ŞALVARIN HAPSİ!
• YAZ BİTTİ, GELDİ SONBAHAR
• GENÇLİK İNANIYOR MU?
• CUMHURİYET
• YEREL BASIN ÇALIŞTAYI
• KAĞIT TOPLAYICILARI
• SERPME KÖY KAHVALTISI
• İNŞAAT ŞANTİYELERİ, PROJE ALANLARI…
• PARKTA YATIYORUM!
• SEVİNÇ VE HÜZÜN…
• EYLÜL’E İSYAN GİBİ
• KUŞ HATIRALARI
• YAZAMADIM
• NELER OLUYOR BİZLERE?
• TÜM CANLILAR AĞLIYORDU…
• AĞAÇLAR ISLIK ÇALIYORDU…
• BAYRAMIN ARDINDAN
• BAYRAM
• ÖZLENEN MEYHANE
• KAÇ TÜR GAZETECİ VAR?
• ÇÖKEN FUTBOLUMUZ
• BABAM HERŞEYİ BİLİYOR!
• M. FATİH ATAY
• BİZ ONLARI İLK DİDİM’DE GÖRMÜŞTÜK
• AZALMAK ÜZERİNE…
• BU DA GEÇER!
• BU NASIL TAM KAPANMA!
• KENDİ ELLERİNDEKİ KANI GÖRMÜYORLAR...
• KAMİL AMCA…
• ONBİR AYIN SULTANI
• ÖLMÜŞ EVLER!
• YAŞAMA VE YAŞLANMAYA DAİR
• AYDIN OVASI YOK MU OLUYOR?
• GAZETECİLERE SALDIRILAR
• KAYIP NESİLLER…
• BENZİNCİ KÖR HAFIZ
• BİR SOĞUK YEL ESER ÜŞÜR ÖLÜM, ÖLÜM BİLE…
• ANNEM
• İLK GÖREV YERLERİ AYDIN OLAN İKİ VALİ…
• RENGARENK BİR FUTBOLCU…
• DİJİTAL DİKTATÖRLÜĞE DOĞRU MU?
• QUO VADİS AMERİKA?
• BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE…
• GELEN GİDENİ ARATIR MI ?
• YENİ YIL, YENİ UMUTLAR...
• “ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK”
• "YA EŞİN, YA İŞİN ?"
• KİRLİ DİL VE KELİMELER
• KARANLIĞIN AYAK SESLERİ…
• “ADALET YERİNİ BULSUN İSTERSE KIYAMET KOPSUN”
• AYDA BEBEK
• BİR İSTANBULLU'NUN GÖZÜNDEN İZMİR…
• AŞIRI VERGİ, VERGİYİ ÖLDÜRÜR!
• BABAN GİDERSE…
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…3
• TÜM OKULLAR AÇILMALI
• GIDA HIRSIZLARI!
• İSYANLA GELDİ, ÖYLE DE GİTTİ!
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ… 2
• KIVILCIM ANI…
• BELEDİYE SAĞLIK HİZMETLERİ
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...
• HİJYEN MASKE MESAFE YOKSA HEPSİ HİKÂYE Mİ?
• ZEHİR KOKTEYLİ
• YANAN SADECE ORMANLARIMIZ DEĞİL Kİ!
• LOZAN ve AYASOFYA
• PANDEMİ EKONOMİSİ
• DİSLİKE
• YENİ NORMAL
• BIRAKMAM SENİ…
• MERVE NİÇİN AĞLADI?
• HANGİ BİRÜSÜ?
• 65+
• HÜZÜNLÜ BİR BAYRAM SONRASI
• NE ÇOK ACI VAR BE!...
• I Know What it is to be young
• ÇOCUKLARIN AHI TUTTU!
• HAYAT ARTIK EVE SIĞMIYOR!
• ONBİR AYIN SULTANI
• ÇOCUK GÖZLERİMLE GÖRDÜM…
• KARTALLAR VE TAVUKLAR
• KORONA GÜNLERİ
• BİRLİK BERABERLİK ZAMANI
• BU DA GEÇER YA HU!
• KAÇ ÇOCUK KAÇ!
• AĞZI OLAN KONUŞUYOR!
• MAHUR BESTE
• VEKÂLET SAVAŞLARI
• BİR ANNE ÖYKÜSÜ…
• SÖKE ÜVEY EVLAT MI?
• ZELZELE!
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…
• DEVRİM Mİ?
• 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ! MÜ?
• 2020
• CİNAYETİ GÖRDÜM!
• ANNABEL LEE
• PSİKOPAT CANİ!
• GAZETECİLİĞE DAİR KAFAMDA DELİ SORULAR
• KADINLARIMIZ
• İSMET HANIM
• YAŞAMA SEVİNCİNİ KAYBETMEK
• O AKŞAM
• HAYDARPAŞA VE SİRKECİ GARLARI
• CUMHURİYET BAYRAMI
• ÇOCUKLAR GÜLÜYORSA GÜZELDİR HAYAT!
• BOŞVER BE YAŞI BAŞI…
• TERCİH MOTİVASYONLARI
• ONLAR AYA, BİZ YAYA!
• EYLÜL
• BİR GENÇ’İN İLETİSİ!
• DİYANET Mİ, HİYANET Mİ?
• SUÇ PATLAMASI!
• YANIYORSUN TÜRKİYE’M!
• ALNI AÇIK YAŞLANMAKTIR BAYRAM!
• Pazardaki deli
• Üniversite tercihi kariyer seçimidir
• Kadın
• VAKTİ KERAHATTİR…
• İÇKİNİ AL DA GEL!
• DÜŞÜNÜNCE…
• AŞK OLSUN SANA ÇOCUK, AŞK OLSUN…
• HERKES KENDİ ÖYKÜSÜNÜN KAHRAMANI!
• Mendil satan çocuğun burnunu koluyla silmesi kadar acımasız bu hayat…
• BAYRAMIN ARDINDAN
• İSLAMI HALKA NİYE ANLATAMIYORUZ?
• Aslında futbol sadece futbol değildir
• KIYI BELEDİYELERİ VE SÖYLEMLERİ
• 11 AYIN SULTANI
• İSSİZLİK ve GÖÇ SORUNU
• NİSAN
• NOTRE DAME’NIN KAMBURU
• BİZİMKİSİ BİR AŞK HİKAYESİ!
• YORULDUK!
• PARİS’TE BİR AYDINLI…
• BEŞİKTAŞLILARIN GECESİ
• MOBİL HUZUR EVLERİ!
• KADININ ADI YOK!
• BİREY OLAMAYANLAR!
• YAŞADIKÇA ÖĞRENİYOR, ÖĞRENDİKÇE ANLIYORUZ
• ÖZLEDİM, TENİNİN KOKUSUNU ÖZLEDİM…
• QUO VADİS CHP?
• KÖPEKLER NİYE İNSANLARDAN ÖNCE ÖLÜYOR?
• Balık tutmanın faydaları ve bir anı
• Seçim havası
• “BİN YIL SÜRECEK” DEMİŞLERDİ
• YENİ YIL, YENİ BAŞLANGIÇ…
• OKU ALİ OKU
• GAZETE, DERGİ, KİTAPLAR VE BİZ
• NE ARA BU KADAR ZALİMLEŞTİK!
• TÜRK FUTBOLUNUN ÇÖKÜŞÜ...
• ÇÜRÜMÜŞLÜK!
• Ya, kelebek Dünya’yı görünce intihar ettiyse?!
• DİB BAŞKANI ALİ ERBAŞ AKLIMIZLA ALAY ETMEYİN!
• YALANLA ÖZDEŞLEŞEN TOPLUM!
• BASIN KAN KAYBEDİYOR MU?
• ARAP VE PARA
• FENOMEN Mİ, MENEMEN Mİ?
• SARI YAZ (Eylül’de gel)
• ÇÖKMESİN OMUZLAR, ÇIKMASIN KAMBUR…
• ŞEYH BEDRETTİN ve RUHİ SU
• SOSYAL MEDYA DERKEN…
• “BİZİM ÇOCUKLAR BAŞARDI”
• DARALIYORUM…
• YAZILI BASININ SONU GELİYOR MU?
• YAZIN YAŞANIR, KIŞIN TADINA VARILIR
• GAZİ BEĞENİR MİYDİ?
• Doktor mu, Hekim mi?
• Kazanınca Alman, Kaybedince göçmen!
• İRİ, DİRİ VE BİR OLMAK...
• KEDİLER VE BİZ…
• DENİZ GÖZLÜ LEYLA!
• ANAHTAR PASPASIN ALTINDA DE!.. BIRAK GİT!..
• BİZİM KÖYLERİMİZ
• BAŞARI İÇİN
• SEÇİMLER, YA SONRASI?
• BEN, BEN, BEN…
• DEİZM’E DAİR!
• GAZETECİ OLAYLARI YOK SAYAMAZ!
• MİLLİ DUYGUMUZ: LİNÇ
• ALTININ GRAMI GENÇLERİN DRAMI
• ASLINDA SEÇİM GÖSTERE GÖSTERE GELDİ!
• ÇAYI İNCE BELLİ BARDAKLARDAN İÇMEK
• KİMSELER GÖRMEDİ ÖPÜŞTÜĞÜMÜZÜ, YAĞMURDAN BAŞKA…
• GENÇLİĞİN ACI GERÇEĞİ
• BİZ NATO’YA HAYIR DERKEN…
• ÇILDIRMAK DA ÇARE OLMADI
• GRAND TÜRK…
• SURİYE’DE KİMİNLE SAVAŞIYORUZ?
• ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER!
• İNCİRLER OLANA KADAR KALSAYDIN BARİİİ!
• KARİZMALAR ÇİZİLİRKEN!
• HAY, DİLİNİ...
• GAZETECİLİK VE TETİKÇİLİK!
• “BEN KİMİM?” SORUSU
• İNSAN HAYAL ETTİKÇE YAŞAR…
• Zaman akıp giderken…
• TÜRKLERİN ÇAM BAYRAMI
• Davutlar’da bir gün…
• Cinnet hali
• Eğitim buysa çocuklar ne yapsın?
• Bazen çıldırmak da yetmiyor!
• Öğretmenler Günü
• Lütfen, aklımızla alay etmeyin!
• Agora Meyhanesi
• Sayanora
• Acaba “İYİ” mi gelecek?
• Biz bu günleri, o günden görmüştük…
• GÖĞSÜMÜZ KABARDI, GÖZLERİMİZ YAŞARDI…
• Cahilliğe prim vermek…
• SALLANMAK ÜZERİNE…
• Mezarlık Magandaları!
• AYTO’da güneş yeniden doğacak
• On günlük tatilin ardından…
• Anlatım gücü ve gazeteciliğe dair
• ÖSYM
• Kuşadası’nda güzel bir gece
• İkileme ve aynen…
• Basın Bayramı
• İbrahim Pehlivan ile bir gece
• Denge’nin tvDEN’i
• Bir ceylan uyanır Afrika'da
• Gençler! Haydi festivale
• İnsanlığımızı ne bozar?
• Al yazmalı güzel kız…
• Yazım yanlışları
• Yalçın Ata
• Türlü, çeşitli gazetecilik!
• 19 Mayıs
• BUGÜN CANIM YAZI YAZMAK İSTEMİYOR
• Müjgan’la ben ağlaşırız…
• Neşe dolamıyor insan...
• Sizce kim kazandı şimdi?
• Bir çöküşün öyküsü…
• Zincirin halkaları bir kez koparsa…
• Ege, göçmen mezarlığına dönerken…
• Quo Wadis…
• Qou Wadis (Nereye)?
• Gitmek mi zor kalmak mı zor?
• Aptal kutuları ve sosyal medya
• Yarılan ekmeğin buğusuyduk!
• Anne özlemi
• Rezillik diz boyu…
• Karpuz gibi…
• Rengarenk Zehirler!...
• Bir millet intihar ediyor!...
• Binmişiz bir alamete…
• Türkiye üzerinde oynanan oyunlar!
• Yarın yılbaşı…
• FETÖ...
• Korkma!
• Akıl Kilitlenirse…
• Okumuyoruz!...
• İLKLERİN TAKIMI BEŞİKT'AŞK
• İyilik askıda
• Yeterlilik şart…
• Kıskanırım seni ben
• Aslında 'aşk'ta yok!..
• Utanıyor musunuz?
• Tayfun Tufan Zelzele olayı!..
• Milli başarı nasıl gelir?
• Buralara olanlar olmuş!..
• Biraz Sevinç, Biraz Hüzün = Eylül
• İslam ve Kurban
• Fonda Aydın Zeybeği...
• Korkak Kahraman!
• ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER!
• LİNÇ KÜLTÜRÜ VE EMPATİ
• DENİZ ve BİZ...
• GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ ÇOCUKLAR....
• AGC ÖDÜL TÖRENİ...
• O GECE ... = CİNNET HALİ
• Çocukları küçük kurşunla mı öldürürler anne?
• Emekli Olmak
• BAYRAM
• Şovmenler sahnede ...
• Çıldırdık mı?..
• Hakan Ülken’ler çoğalmalı…
• Markalaşma, tanınırlık, pazarlama
• Dün geceyle tam üç ay bir gün…
• Rüya, Feda, Vefa, Sefa=BEŞİKTAŞK…
• Analar ve oğulları…
• Tuncer Altıntaş Köşe
• Bir ileri, iki geri...
• Fırtınalar koparken gönlümde…
• Uyulmayan kurallar ülkesi…
• Bir ilkbahar sabahı...
• Bu gün Nisan bir…
• Turizmde kırmızı alarm!..
• Okumak üzerine...
• Muhalafetsiz muhalefet!..
• Evleri camdan olanlar başkalarına taş atmamalı…
• Aysun Kayacı acaba haklı mıydı?
• Özledim, teninin kokusunu özledim…
• AGC
• Aydın’daki aile hekimlerinin yeni başkanı: Dr. Taner Balbay
• Yüzbaşı Kaya Aldoğan’ın öyküsü…
• Masum değiliz, hiçbirimiz...
• Diyanet mi hıyanet mi?...
• Mutsuzluk virüsü bulaştı hepimize...
• Gazetecilik bu değil beyler
• Türküler türküler...
• ALİYYÜLÂLÂ ASLAN SÜTÜNE DAİR
• Aynalar, aynalar...
• Çocuklukları çalınan çocuklar
• Öğretmenim ben
• Mavilim Mavişelim
• Yeni sistem gazetecilik
• Yağmur çiselerken...
• Mankurtlaşmak
• Alkışlar Hakan Ülken'e
• Kanlı meydan
• Eylül (Tuncer Altıntaş Köşe Yazısı)
• Mutluluk var mı?
• Belinaytur ve Midilli
• Kıyıya vuran o çocuk değil, bizim dibe vuran insanlığımızdı…!
• Gökyüzünün altındaki şahane yeryüzü yalnız ve güzel ülkem, Türkiyem…!
• Yarbay'ın isyanı
• Kan, Kan, Kan...
• ADÜ Konuk Evi
• Yontulmadık!
• Hoşgörü
• Kendilerine temizler...!
• Yüzde kaçımızın ne olduğunu tespit eden adam: Aziz Nesin
• Rezil lige devam
• O anı hiç unutamıyorum
• Sözcükler, sözcükler
• Yaşam hakkı
• Rezil lig bitti
• Bir edebiyat dehası, şairlerin hası...
• Karadut
• Yemeğin tadı mı? Edebiyatı mı?
• Bir romanın roman gibi öyküsü…
• Dünyayı yönlendirenler...
• Bir valinin düşündürdükleri…
• Gazetelerin sonu geliyor mu?
• Başarı dileklerim M.Sadık Atay’a…
• İşten atılan ve atanamayan öğretmenler...
• Alkışlar İbrahim Pehlivan'a
• Dilimin ucunda kelimeler...
• Cildinizi koruyun
• Gazetecilik temas ve mesafe mesleğidir
• Neler oluyor bize?
• Ya o gelmeseydi?
• Şaşkın Muhalefet....
• Şaşıran Türkiye!
• Yeni CHP… Şaka gibi...!
• Kış ortasında yazı özlemek...
• İnsan hayal ettikçe yaşar...
• Hayallerinizden asla vazgeçmeyin…
• Nostaljik bir yılbaşı öyküsü
• Kelimeler... Kelimeler...
• Diren Çarşı...
• Tren istasyonları, gar restoranları...
• Rakı güzellemesi 2
• Otel odaları
• Öğretmenim ben...
• Tebrikler Hakan...
• Eylül'de kaldım...
• Cumhuriyet
• Rakı güzellemesi...
• BEP nedir biliyor musunuz?
• Bayramın ardından
• Her ömrün bir eylülü vardır…
• Kent Konseyi
• Büyük fakat çileli bir ozan
• Rodos'dayken...
• GEZİ’yi anlayamamak...
• Dayanılmaz...
• Boş Defterler
• Mısır’dan Abim Gelmiş Türküsü tutmadı!
• Mahallenin Gonşana'ları
• Sıla hasreti
• Hayat Bayram olsa...
• Geçmişe özlem...
• Cumhurbaşkanı Seçimleri
• O ruh bir kez kaybolursa...
• Zincirin halkaları kopmuşsa...
• Bir baba giderse...
• Biz iki nesil arasında kalanlar...
• İş makineleri, beton kamyonları..!
• Dağlarına bahar gelmiş memleketimin
• Sözün bittiği an: Çizmelerimi çıkarayım mı?
• Bir “TELEVOLE” Masalı
• Onlar bir avuçtular, koskoca Deniz oldular
• Gökhan gitsin, 'Töre' kalsın
• O delikanlı bendim...
• BEŞİKTAŞK...
• Ben artık oynamıyorum..!
• Seçimin analizi
• Otobanda gişelerden önce son çıkış!
• Gök ekini biçer gibi...
• Aynalar Yolunu Kesti...
• Bebek’teki bebekli kız!..
• Şimdi ben “yumurta” deyip geçemem ki!..
• Aydın ve İzmir’de ne olacak?
• Kendi ayağına sıkmak…
• Aynalı Kemer
• Bir başkan aranıyor
• Devlete düşman lazım!
• Annem
• Battı! Çıkamadı…
• Sadrazam hamamda…
• Bir yılbaşı nostaljisi
• Sen haklıydın iki gözüm
• Yolun sonu görünüyor!..
• Top yuvarlaktır ama...
• Yeni Denge’nin düşündürdükleri
• Patagonya Cumhuriyeti
• Uyan, uyannn!
• Her 10 Kasım’da 9’a 5 geçe...
• O’nu özlemle anıyorum…
• Şirin, güzel, şanssız bir kent: Aydın
• Yaşamak bayramdır...
• Uzun yıllar ötesinden...