Türkiye Cumhuriyeti halkını balkondan “İşte Millet” diyerek sadece oradan göründüğü kadarıyla kısıtlayan, gerisini illet olarak nitelendirenler kazandı seçimi.
Kendi menfaatleri için seçim gecesi kendi ampullerini söndürenler kazandı seçimi.
Ayakkabı kutuları, para sayma makinaları, insan boyundaki kasalar kazandı seçimi.
Sıfırlanan paralar kazandı seçimi, balkonda sülalece saf tutan, türlü yolsuzluk haram bu kadar ayyuka çıkmışken, kutsal kitabımızla bakara makara diye alay eden ve Allah’ın adını ağızlarından düşürmeyenler kazandı seçimi.
Peki kim kaybetti?
Berkin’in ailesi. Ali, İsmail, Ahmet, Abdullah, Medeni, Hasan Ferit, Mehmet ve ailesi bir kez daha kaybettiler hayatlarını ve seçimleri.
Gezi parkındaki ağaçlar kaybetti. Sosyal medya (twitter, youtube, facebook) özgürlükler kaybetti. Dürüstlük kaybetti. Suriye’deki masum halk, mülteciler kaybetti. Etkisiz yanlış üzerine yanlış yapan kendi arasında ikiye üçe, beşe bölünen muhalefet kaybetti seçimi.
Türkiye değişiyor, dönüşüyor, birileri hınç alırcasına balkon şov yaparken kendi halkına ötekiler umutsuzca dinliyor. Masal gibi, ninni gibi, şarkı gibi, türkü gibi, arabanın yalelisi gibi... CHP kendisi için çok avantajlı bir süreci yakalamasına karşın başarılı olamadı.
Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, milletin a... koyan devlet müteahhidi, suriyeyle savaş çıkarma çabaları, ortaya dökülen ses kayıtları hakim, savcı ve polis sürgünleri, tüm erkleri bir kişiye bağlama yasaları.
CHP bütün bunlara rağmen oylarını yukarılara doğru zıplatamadı. İstanbul ve Ankara’yı alamadığı gibi Antalya’yı, Artvin’i ve Ordu’yu kaybetti.
Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi CHP örgütleri bölük pörçük oldular. İç çekişmelerden fırsat bulup halka gerçekleri anlatamadılar. Bazı yerlerdeki yanlış tercihler (Aydın-İzmir ve diğerleri) Atatürkçü ve ulusalcı çizgiyi netameli bulanlar eskiler, yeniler kavgası, Baykalcılar, Kılıçdaroğlu’cular, Gürsel’ciler, Sarıgül’cüler, Alevi, Sünni, Kürt, Kürk tercihlerinde yaşanan çekişmeler ve çelişkişler ve bütün bu kargaşada küsüp ense yapan örgütler.
CHP Türkiye’yi tanımıyor. Türk halkına dokunmuyor, ideoloji bilmiyor ve politika yapmayı bilmiyor. CHP niye kaybetti? Tek bir nedeni var. CHP’yi inançsızlık yıktı, kendi özdeğerlerinden ve ilkelerinden uzaklaşmak yıktı. Kendi devrimci programına yabancılaşarak masabaşı siyaset mühendisliğiyle Türkiye Politikasını dizayn edeceğini sandı.
CHP geziden, sokaktan, gençlerden, mütedeyyin vatandaşlarımızdan korktu. Laiklerden korktu, merkez oylar gidecek diye merkez medya kızacak diye, bize kürt diyecekler diye, bize alevi diyecekler diye, bize devletçi diyecekler diye korktu. Ve en acısı altı okunu savunamadı, kurucusunu ağzına alamadı. Birde Ergenekon ve Balyozda yaptıkları tüm rezillikler ortaya dökülmüşken cemaatten medet umdu. Cemaat kasetleriyle seçim propagandası yapmaya çalıştı.
Cahilliğe, vasatlığa, popülerliğe, salt kişisel çıkarını düşünen siyaset profesyonellerine kapılarını ardına kadar açtı. Kurnaz sağcıları, cemaatçileri partiye tepeden inenleri el üstünde tutarak yıllardır partiye hizmet eden, emek veren bu uğurda ter döken CHPlilerin çalışma azmini kırdı, çalışma hevesleri ve morallerini yok etti. Sonuçta ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabilen bir CHP ortaya çıktı. Bu durum örgütün, tabanın kafasını karıştırdı. Şaşkın, ne yapacağını bilemeyen bir CHP ortaya çıktı.
Bir kez daha görüldü ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a laf, söz yetiştirmekle zafer kazanılmıyor.
CHP 70’li yıllarda büyükşehirlerde yıldız gibi parlıyor, doğu ve güneydoğuda adeta tulum çıkarıyordu. Bugün 81 ilin 44 tanesinde oyları yüzde onun altında. CHP acilen demokratik sol bir parti hüviyetine ve ilkelerine dönmeli ve bu ilkeler bazında dimdik ilerlemelidir.
CHP yoksulları, ezilenleri, işçileri, emeklileri yanına almak için devrimci programına dönmek zorundadır.
“Kim ne der-ne yapar” demeden tarihinden gurur duyarak ilkeli, devrimci ve sosyal demokrat programıyla halkın karşısına çıkmalıdır.
Burada bir parantezde Aydın ve İzmir’e açmalıyım. İzmir’de Aziz Kocaoğlu, Aydın’da Özlem Çerçioğlu kişisel kapris ve inatları uğruna, aynı zamanda kendilerine itirazsız biat edecek insanların ilçeler aday olması için genel merkeze dayatmışlar ve bunda da başarılı olmuşlardır. İzmir’de güle oynaya kazanılacak seçim 8 ilçenin kaybedilmesiyle sonuçlanmıştır.
Aydın’da ise yüzde altmışlardan yetmişlerden eser gürlerken %43'le avunmuşlardır. Bu arada Germencik, Yenipazar, İncirliova, Kuyucak ilçeleri kaybedilmiş Didim’de ise çok az farkla AKP adayı Ufuk Döver seçimi kaybetmiş, eski başkan Mümin Kamacı’nın aldığı 8 bin küsur oy CHP’nin hanesine eksi olarak yazılmıştır. Didim kaybedilebilirdi de. Sorumlusu kim olacaktı o zaman?
Şimdi umutsuzluğa düşme zamanı mı? Hayır. Nazım’ın dediği gibi: “Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar. Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır. Safları sıklaştırın çocuklar, bu kavga talana yalana karşı, bu kavga özgürlük, demokrasi kavgasıdır.”
Hayat kaybede kaybede kazanmasını öğretir insana. Dileyelim ki CHPliler kendilerini biran önce toparlasınlar.
Hepinize iyi hafta sonları Sevgili Denge Okurları
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.