
Diren Çarşı...
19 Aralık 2014, CumaTweet |
Benim yazılarımı okuyanlar ve beni tanıyanlar benim iflah olmaz bir Beşiktaş taraftarı olduğumu bilirler. 16.12.2004 Salı günü Beşiktaş Çarşı'nın İstanbul Adliyesi'nde hükümete darbe iddiası ile yargılanması vardı. Hakim soruyor hükümeti devirmek için darbe hazırlığı yaptınız mı diye? Cevap; o kadar gücümüz olsa Beşiktaş’ı şampiyon yapardık oluyor. Dava görülmeden önce Çarşı bir açıklama yayınladı. Bu haftaki yazımda sizinle o açıklamayı paylaşmak istiyorum:
“Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun neyse bizim için Beşiktaş ile Çarşı da odur.
Bize size ne diyorlar, yıllar önce fok balıklarının katliamına isyan ettiğimizde güldüler bize size ne dediler. Yerdiler bizi, ama bugün sıfatsızın biri çıktı ve size “Fuck you” dedi. O gün yanımızda olsaydın bugün aynı şeyi sende söylüyor olacaktın, bunu unutma. Düzen zaten istiyor ki, bir araya geldiğimiz sadece doksan dakikalık bir hayatımız olsun, bu süre zarfında sadece atılan gole sevinip, yenilen gole üzülelim. Hayatımız doksan dakika içinde genleşip daralsın orada başlayıp orada bitsin. Sahanın içinde olanlar dışında görme, duyma, konuşma demek istiyorlar. O doksan dakikanın başlama vuruşuna kadar geçen zaman sanki hiç yaşanmamış gibi yok sayılsın. 'Hadi şimdi dağılabilirsiniz! Unutun gitsin' öyle mi? Oysa bizim bir hayatımız varsa, bu hayat başkalarının hayatıyla mümkündür. Başkalarının hayatlarına sırt çevirenler, gözlerini kendinden olana çevirir; kendi oğullarını bir hanedan gibi görmenin dışına adım atamazlar. Futbolun insanlara yaydığı kollektif ruh, kollektif hafıza kendimize dışarıdan bakma şansı verir bize. Bu bakış, insani değerlerimizi diri tutar. İnsanlığa yapılan yanlışları, kurulan kumpasları görünür kılar. Haber niteliği olan durum ve olayları korkmadan, cesaretle halkın önüne taşıma sorumluluğu verir. Bir araya geldiğimiz statlarda salonlarda aleyhimize çalınan haksız penaltılara isyan edelim, ama bu milletin anasının bilmem neresine koyacağız diyenlere yol veren düzene isyan etmeyelim! Öyle mi? Yoksul halk çocuklarının bayrağa sarılı tabutlarını unutalım. 12 yaşında vücudundan 13 kurşun çıkarılan çocukları unutalım mı? Kaşları kartal kanadı olan Berkin’imizi güzel yüzlü Ali İsmail’imizi unutalım mı? İnsan biraz da unutmadığı için, daha güzel bir dünyanın mümkün olduğunu hatırladığı için insan değil mi? İnsan, hayatın kanayan yerine baktığı için, sırtını dönmediği için çocuklarının yüzüne utanmadan bakabilir.
Rakibin haksız yere oyundan atılmasına olan isyanımız takdine şayan görülür, ama Trabzon’da doğa katliamı HESlere karşı isyanımız tu-kaka öyle mi?
Sporda şike ve teşvik söylentileri ayyuka çıktığında 'İtalya’dan futbolcu değil, savcı istiyoruz' dedik, fena mı ettik? Kötü mü söyledik? İnsan neye ihtiyacı varsa onu istemez mi? Hala bize, 'siz böyle şeylere kafa yormayın' diyorlar.İstiyoruz ki içinde ülkemizin de yer aldığı dünya kötü durumlara düşmesin.Turizm Bakanlığı bütün dünyaya ülkemizin tam bir cennet olduğunu duyurmak isteyen tanıtımlar yapacak, ama biz Kaz dağlarının üstü altından daha değerlidir dediğimiz zaman hakimler bize kırmızı kartını gösterecek! Öyle mi?
Yağmurdan korksak sokağa çıkmazdık. O yüzden dile geldik.
Siyanür öldürür, Ferhat da dağları deldi ama Şirin için dedik.
Bizleri doksan dakikanın içine hapsetmek isteyen o düzene Ali Sami Yen’de seslendik yıl 2011 Çarşı betona karşı Ali Sami Yen park olsun, Şişli hayat bulsun, rant yapma park yap…Gidemediğimiz maçta kulağımız radyoda, gözümüz televizyonda, aklımız Hasankeyf’te kaldı.
İstiyorlar ki doksan dakikanın sonunda doksan gün ofsayt tartışalım, başka da hiç bir şeyi dert edinmeyelim. Statlar bir beşik gibi uykuya doğru bizi sallayıp dursun istiyorlar. Oysa maçlara ara verildiğinde hayat devam ediyordu, ve yazın 45 derece sıcakta parke taşı döşeyen işçinin alın terinde kaldı aklımız… Taşeronlaşmaya, sendikasızlığa, kuralsız çalışmaya hayır dedik. Sen demedin mi? Mayıs:1, Sermaye:0
Çarşı nükleer santrallere karşı, sizin nükleeriniz varsa bizim metan gazımız var. Nükleersiz Türkiye. Karadeniz insanı kanserden ölmesin.
Sanırsınız ki atomu parçaladık da tanrı parçacığının peşine düştük, oysa değil…Ses ve yakarışıma, bu işin sonu fukuşima dedik o kadar.
Terörün her türlüsüne hayır, Çarşı çocuk pornosuna aile içi şiddete karşı dedik.
Kışın evsizlerde kaldı aklımız üst katta oturanları alt kattakilerden haberdar olmaya çağırdık.
Padişah değilim çeksem otursam
Saraylar kursam da asker yetirsem
Hediyeler yoktur ki dosta götürsem
İki damla yaştan gayri nem kaldı
Aklımız vicdanımızda kaldı. Kimsesizlerin kimsesi olmaya gayret ettik. Huzur evlerinde kaldı aklımız, evlat olduk, torun olduk, çiçek olduk, kucak bulduk. Aklımız çocuk esirgeme kurumlarında kaldı… Oyuncak olduk palto olduk, bot olduk, kalem olduk, kaderi silen silgi olduk mutluluğa açacak olduk. Kıyıda, tenhada bırakılmış olanları hayatımızın ortasına davet ettik.
Aklımız sokak hayvanlarında kaldı 5 ton kuru yaş mama ve su depoları 500 kulübe birçok ilaç takviyesi yaptık.
Şimdi bizi yerin dibine gömmek istiyorlar…
Yahu, madenlere indik ki biz yeryüzü doksan dakika yukarıda değil ki?
Bizim de ayakkabımızın altı delikti Hırant olduk. Acının üzerine hep birlikte kapaklandık. Irkçılığa karşı olduk hepimiz zenciyiz dedik.
Kapakları toplayalım engelleri aşalım dedik. 64 engelli arabasını ihtiyaç sahiplerine teslim ettik.
Deprem oldu Van’a gittik, okul yaptık, okullara malzeme temin ettik.
Lan biz size nettik? Bütün Türkiye’de Kızılay’a kan olduk, oluk oluk aktık.
Çarşı olarak 550 okul 20 binin üzerinde çocuğumuza bot, mont, atkı, bere, çanta, kıyafet, oyuncak, kırtasiye temin ettik.
Biz sporu seviyoruz sevmesine de daha dün ses olduğumuz tiyatro yıkımlarına karşı bugün eski güreş hakeminin, zabıta müdürünün şehir tiyatrolarına sufle vereceğini tahmin etmemiştik. Bunca yağdanlığın, dalkavuğun gölgesinde ata sporuna işmar çakmağı nasıl unuturduk. Çarşı yağlı güreşe de karşı dedik.
Ulu kartal kimseleri darbecilere, terör örgütlerine methiyeler düzmek, yardım ve yataklık yapmak zorunda bırakmasın. Vicdanınızla kalın!"
Çarşının açıklaması böyle… Herkes bilsin ki çarşı asla yalnız değildir. DİREN ÇARŞI…
Hepinize iyi hafta sonları değerli Denge okurları.
• GÖZDAĞI!
• ANNELER GÜNÜ
• KAYALARIN OĞLU (Bir Komplo Öyküsü)
• RAMAZAN
• ATLARI DA VURURLAR!
• O DELİKANLI BENDİM!..
• BALIKÇI KOMŞULAR
• KURT KIŞI GEÇİRİR AMA…
• PANDEMİYLE GEÇEN İKİ YIL
• TÜKÜRÜN!
• KOMEDYEN
• YKS’DE BARAJ KALKTI!
• İLAÇ SIKINTISI!
• BEBEK’TEKİ BEBEKLİ KIZ!..
• KURTULUŞ TARIMDA…
• KAR YILI-VAR YILI
• GECEKONDUDAKİ GENÇ…
• 2022
• HESAPLAR BENDEN USTA!
• Yeni Yıl
• BİR TALİH KUŞU VARDI!
• YASAKLAR VE GERÇEKLER
• BAFA'NIN KIYISINDAN DÜNYACA ÜNLÜ BİR CAMBAZ GEÇTİ
• BİNMİŞİZ BİR ALAMETE, GİDİYORUZ KIYAMETE…
• DENİZ ÖLÜR MÜ?
• SARIK ve ŞALVARIN HAPSİ!
• YAZ BİTTİ, GELDİ SONBAHAR
• GENÇLİK İNANIYOR MU?
• CUMHURİYET
• YEREL BASIN ÇALIŞTAYI
• KAĞIT TOPLAYICILARI
• SERPME KÖY KAHVALTISI
• İNŞAAT ŞANTİYELERİ, PROJE ALANLARI…
• PARKTA YATIYORUM!
• SEVİNÇ VE HÜZÜN…
• EYLÜL’E İSYAN GİBİ
• KUŞ HATIRALARI
• YAZAMADIM
• NELER OLUYOR BİZLERE?
• TÜM CANLILAR AĞLIYORDU…
• AĞAÇLAR ISLIK ÇALIYORDU…
• BAYRAMIN ARDINDAN
• BAYRAM
• ÖZLENEN MEYHANE
• KAÇ TÜR GAZETECİ VAR?
• ÇÖKEN FUTBOLUMUZ
• BABAM HERŞEYİ BİLİYOR!
• M. FATİH ATAY
• BİZ ONLARI İLK DİDİM’DE GÖRMÜŞTÜK
• AZALMAK ÜZERİNE…
• BU DA GEÇER!
• BU NASIL TAM KAPANMA!
• KENDİ ELLERİNDEKİ KANI GÖRMÜYORLAR...
• KAMİL AMCA…
• ONBİR AYIN SULTANI
• ÖLMÜŞ EVLER!
• YAŞAMA VE YAŞLANMAYA DAİR
• AYDIN OVASI YOK MU OLUYOR?
• GAZETECİLERE SALDIRILAR
• KAYIP NESİLLER…
• BENZİNCİ KÖR HAFIZ
• BİR SOĞUK YEL ESER ÜŞÜR ÖLÜM, ÖLÜM BİLE…
• ANNEM
• İLK GÖREV YERLERİ AYDIN OLAN İKİ VALİ…
• RENGARENK BİR FUTBOLCU…
• DİJİTAL DİKTATÖRLÜĞE DOĞRU MU?
• QUO VADİS AMERİKA?
• BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE…
• GELEN GİDENİ ARATIR MI ?
• YENİ YIL, YENİ UMUTLAR...
• “ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK”
• "YA EŞİN, YA İŞİN ?"
• KİRLİ DİL VE KELİMELER
• KARANLIĞIN AYAK SESLERİ…
• “ADALET YERİNİ BULSUN İSTERSE KIYAMET KOPSUN”
• AYDA BEBEK
• BİR İSTANBULLU'NUN GÖZÜNDEN İZMİR…
• AŞIRI VERGİ, VERGİYİ ÖLDÜRÜR!
• BABAN GİDERSE…
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…3
• TÜM OKULLAR AÇILMALI
• GIDA HIRSIZLARI!
• İSYANLA GELDİ, ÖYLE DE GİTTİ!
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ… 2
• KIVILCIM ANI…
• BELEDİYE SAĞLIK HİZMETLERİ
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ...
• HİJYEN MASKE MESAFE YOKSA HEPSİ HİKÂYE Mİ?
• ZEHİR KOKTEYLİ
• YANAN SADECE ORMANLARIMIZ DEĞİL Kİ!
• LOZAN ve AYASOFYA
• PANDEMİ EKONOMİSİ
• DİSLİKE
• YENİ NORMAL
• BIRAKMAM SENİ…
• MERVE NİÇİN AĞLADI?
• HANGİ BİRÜSÜ?
• 65+
• HÜZÜNLÜ BİR BAYRAM SONRASI
• NE ÇOK ACI VAR BE!...
• I Know What it is to be young
• ÇOCUKLARIN AHI TUTTU!
• HAYAT ARTIK EVE SIĞMIYOR!
• ONBİR AYIN SULTANI
• ÇOCUK GÖZLERİMLE GÖRDÜM…
• KARTALLAR VE TAVUKLAR
• KORONA GÜNLERİ
• BİRLİK BERABERLİK ZAMANI
• BU DA GEÇER YA HU!
• KAÇ ÇOCUK KAÇ!
• AĞZI OLAN KONUŞUYOR!
• MAHUR BESTE
• VEKÂLET SAVAŞLARI
• BİR ANNE ÖYKÜSÜ…
• SÖKE ÜVEY EVLAT MI?
• ZELZELE!
• GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ…
• DEVRİM Mİ?
• 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ! MÜ?
• 2020
• CİNAYETİ GÖRDÜM!
• ANNABEL LEE
• PSİKOPAT CANİ!
• GAZETECİLİĞE DAİR KAFAMDA DELİ SORULAR
• KADINLARIMIZ
• İSMET HANIM
• YAŞAMA SEVİNCİNİ KAYBETMEK
• O AKŞAM
• HAYDARPAŞA VE SİRKECİ GARLARI
• CUMHURİYET BAYRAMI
• ÇOCUKLAR GÜLÜYORSA GÜZELDİR HAYAT!
• BOŞVER BE YAŞI BAŞI…
• TERCİH MOTİVASYONLARI
• ONLAR AYA, BİZ YAYA!
• EYLÜL
• BİR GENÇ’İN İLETİSİ!
• DİYANET Mİ, HİYANET Mİ?
• SUÇ PATLAMASI!
• YANIYORSUN TÜRKİYE’M!
• ALNI AÇIK YAŞLANMAKTIR BAYRAM!
• Pazardaki deli
• Üniversite tercihi kariyer seçimidir
• Kadın
• VAKTİ KERAHATTİR…
• İÇKİNİ AL DA GEL!
• DÜŞÜNÜNCE…
• AŞK OLSUN SANA ÇOCUK, AŞK OLSUN…
• HERKES KENDİ ÖYKÜSÜNÜN KAHRAMANI!
• Mendil satan çocuğun burnunu koluyla silmesi kadar acımasız bu hayat…
• BAYRAMIN ARDINDAN
• İSLAMI HALKA NİYE ANLATAMIYORUZ?
• Aslında futbol sadece futbol değildir
• KIYI BELEDİYELERİ VE SÖYLEMLERİ
• 11 AYIN SULTANI
• İSSİZLİK ve GÖÇ SORUNU
• NİSAN
• NOTRE DAME’NIN KAMBURU
• BİZİMKİSİ BİR AŞK HİKAYESİ!
• YORULDUK!
• PARİS’TE BİR AYDINLI…
• BEŞİKTAŞLILARIN GECESİ
• MOBİL HUZUR EVLERİ!
• KADININ ADI YOK!
• BİREY OLAMAYANLAR!
• YAŞADIKÇA ÖĞRENİYOR, ÖĞRENDİKÇE ANLIYORUZ
• ÖZLEDİM, TENİNİN KOKUSUNU ÖZLEDİM…
• QUO VADİS CHP?
• KÖPEKLER NİYE İNSANLARDAN ÖNCE ÖLÜYOR?
• Balık tutmanın faydaları ve bir anı
• Seçim havası
• “BİN YIL SÜRECEK” DEMİŞLERDİ
• YENİ YIL, YENİ BAŞLANGIÇ…
• OKU ALİ OKU
• GAZETE, DERGİ, KİTAPLAR VE BİZ
• NE ARA BU KADAR ZALİMLEŞTİK!
• TÜRK FUTBOLUNUN ÇÖKÜŞÜ...
• ÇÜRÜMÜŞLÜK!
• Ya, kelebek Dünya’yı görünce intihar ettiyse?!
• DİB BAŞKANI ALİ ERBAŞ AKLIMIZLA ALAY ETMEYİN!
• YALANLA ÖZDEŞLEŞEN TOPLUM!
• BASIN KAN KAYBEDİYOR MU?
• ARAP VE PARA
• FENOMEN Mİ, MENEMEN Mİ?
• SARI YAZ (Eylül’de gel)
• ÇÖKMESİN OMUZLAR, ÇIKMASIN KAMBUR…
• ŞEYH BEDRETTİN ve RUHİ SU
• SOSYAL MEDYA DERKEN…
• “BİZİM ÇOCUKLAR BAŞARDI”
• DARALIYORUM…
• YAZILI BASININ SONU GELİYOR MU?
• YAZIN YAŞANIR, KIŞIN TADINA VARILIR
• GAZİ BEĞENİR MİYDİ?
• Doktor mu, Hekim mi?
• Kazanınca Alman, Kaybedince göçmen!
• İRİ, DİRİ VE BİR OLMAK...
• KEDİLER VE BİZ…
• DENİZ GÖZLÜ LEYLA!
• ANAHTAR PASPASIN ALTINDA DE!.. BIRAK GİT!..
• BİZİM KÖYLERİMİZ
• BAŞARI İÇİN
• SEÇİMLER, YA SONRASI?
• BEN, BEN, BEN…
• DEİZM’E DAİR!
• GAZETECİ OLAYLARI YOK SAYAMAZ!
• MİLLİ DUYGUMUZ: LİNÇ
• ALTININ GRAMI GENÇLERİN DRAMI
• ASLINDA SEÇİM GÖSTERE GÖSTERE GELDİ!
• ÇAYI İNCE BELLİ BARDAKLARDAN İÇMEK
• KİMSELER GÖRMEDİ ÖPÜŞTÜĞÜMÜZÜ, YAĞMURDAN BAŞKA…
• GENÇLİĞİN ACI GERÇEĞİ
• BİZ NATO’YA HAYIR DERKEN…
• ÇILDIRMAK DA ÇARE OLMADI
• GRAND TÜRK…
• SURİYE’DE KİMİNLE SAVAŞIYORUZ?
• ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER!
• İNCİRLER OLANA KADAR KALSAYDIN BARİİİ!
• KARİZMALAR ÇİZİLİRKEN!
• HAY, DİLİNİ...
• GAZETECİLİK VE TETİKÇİLİK!
• “BEN KİMİM?” SORUSU
• İNSAN HAYAL ETTİKÇE YAŞAR…
• Zaman akıp giderken…
• TÜRKLERİN ÇAM BAYRAMI
• Davutlar’da bir gün…
• Cinnet hali
• Eğitim buysa çocuklar ne yapsın?
• Bazen çıldırmak da yetmiyor!
• Öğretmenler Günü
• Lütfen, aklımızla alay etmeyin!
• Agora Meyhanesi
• Sayanora
• Acaba “İYİ” mi gelecek?
• Biz bu günleri, o günden görmüştük…
• GÖĞSÜMÜZ KABARDI, GÖZLERİMİZ YAŞARDI…
• Cahilliğe prim vermek…
• SALLANMAK ÜZERİNE…
• Mezarlık Magandaları!
• AYTO’da güneş yeniden doğacak
• On günlük tatilin ardından…
• Anlatım gücü ve gazeteciliğe dair
• ÖSYM
• Kuşadası’nda güzel bir gece
• İkileme ve aynen…
• Basın Bayramı
• İbrahim Pehlivan ile bir gece
• Denge’nin tvDEN’i
• Bir ceylan uyanır Afrika'da
• Gençler! Haydi festivale
• İnsanlığımızı ne bozar?
• Al yazmalı güzel kız…
• Yazım yanlışları
• Yalçın Ata
• Türlü, çeşitli gazetecilik!
• 19 Mayıs
• BUGÜN CANIM YAZI YAZMAK İSTEMİYOR
• Müjgan’la ben ağlaşırız…
• Neşe dolamıyor insan...
• Sizce kim kazandı şimdi?
• Bir çöküşün öyküsü…
• Zincirin halkaları bir kez koparsa…
• Ege, göçmen mezarlığına dönerken…
• Quo Wadis…
• Qou Wadis (Nereye)?
• Gitmek mi zor kalmak mı zor?
• Aptal kutuları ve sosyal medya
• Yarılan ekmeğin buğusuyduk!
• Anne özlemi
• Rezillik diz boyu…
• Karpuz gibi…
• Rengarenk Zehirler!...
• Bir millet intihar ediyor!...
• Binmişiz bir alamete…
• Türkiye üzerinde oynanan oyunlar!
• Yarın yılbaşı…
• FETÖ...
• Korkma!
• Akıl Kilitlenirse…
• Okumuyoruz!...
• İLKLERİN TAKIMI BEŞİKT'AŞK
• İyilik askıda
• Yeterlilik şart…
• Kıskanırım seni ben
• Aslında 'aşk'ta yok!..
• Utanıyor musunuz?
• Tayfun Tufan Zelzele olayı!..
• Milli başarı nasıl gelir?
• Buralara olanlar olmuş!..
• Biraz Sevinç, Biraz Hüzün = Eylül
• İslam ve Kurban
• Fonda Aydın Zeybeği...
• Korkak Kahraman!
• ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER!
• LİNÇ KÜLTÜRÜ VE EMPATİ
• DENİZ ve BİZ...
• GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ ÇOCUKLAR....
• AGC ÖDÜL TÖRENİ...
• O GECE ... = CİNNET HALİ
• Çocukları küçük kurşunla mı öldürürler anne?
• Emekli Olmak
• BAYRAM
• Şovmenler sahnede ...
• Çıldırdık mı?..
• Hakan Ülken’ler çoğalmalı…
• Markalaşma, tanınırlık, pazarlama
• Dün geceyle tam üç ay bir gün…
• Rüya, Feda, Vefa, Sefa=BEŞİKTAŞK…
• Analar ve oğulları…
• Tuncer Altıntaş Köşe
• Bir ileri, iki geri...
• Fırtınalar koparken gönlümde…
• Uyulmayan kurallar ülkesi…
• Bir ilkbahar sabahı...
• Bu gün Nisan bir…
• Turizmde kırmızı alarm!..
• Okumak üzerine...
• Muhalafetsiz muhalefet!..
• Evleri camdan olanlar başkalarına taş atmamalı…
• Aysun Kayacı acaba haklı mıydı?
• Özledim, teninin kokusunu özledim…
• AGC
• Aydın’daki aile hekimlerinin yeni başkanı: Dr. Taner Balbay
• Yüzbaşı Kaya Aldoğan’ın öyküsü…
• Masum değiliz, hiçbirimiz...
• Diyanet mi hıyanet mi?...
• Mutsuzluk virüsü bulaştı hepimize...
• Gazetecilik bu değil beyler
• Türküler türküler...
• ALİYYÜLÂLÂ ASLAN SÜTÜNE DAİR
• Aynalar, aynalar...
• Çocuklukları çalınan çocuklar
• Öğretmenim ben
• Mavilim Mavişelim
• Yeni sistem gazetecilik
• Yağmur çiselerken...
• Mankurtlaşmak
• Alkışlar Hakan Ülken'e
• Kanlı meydan
• Eylül (Tuncer Altıntaş Köşe Yazısı)
• Mutluluk var mı?
• Belinaytur ve Midilli
• Kıyıya vuran o çocuk değil, bizim dibe vuran insanlığımızdı…!
• Gökyüzünün altındaki şahane yeryüzü yalnız ve güzel ülkem, Türkiyem…!
• Yarbay'ın isyanı
• Kan, Kan, Kan...
• ADÜ Konuk Evi
• Yontulmadık!
• Hoşgörü
• Kendilerine temizler...!
• Yüzde kaçımızın ne olduğunu tespit eden adam: Aziz Nesin
• Rezil lige devam
• O anı hiç unutamıyorum
• Sözcükler, sözcükler
• Yaşam hakkı
• Rezil lig bitti
• Bir edebiyat dehası, şairlerin hası...
• Karadut
• Yemeğin tadı mı? Edebiyatı mı?
• Bir romanın roman gibi öyküsü…
• Dünyayı yönlendirenler...
• Bir valinin düşündürdükleri…
• Gazetelerin sonu geliyor mu?
• Başarı dileklerim M.Sadık Atay’a…
• İşten atılan ve atanamayan öğretmenler...
• Alkışlar İbrahim Pehlivan'a
• Dilimin ucunda kelimeler...
• Cildinizi koruyun
• Gazetecilik temas ve mesafe mesleğidir
• Neler oluyor bize?
• Ya o gelmeseydi?
• Şaşkın Muhalefet....
• Şaşıran Türkiye!
• Yeni CHP… Şaka gibi...!
• Kış ortasında yazı özlemek...
• İnsan hayal ettikçe yaşar...
• Hayallerinizden asla vazgeçmeyin…
• Nostaljik bir yılbaşı öyküsü
• Kelimeler... Kelimeler...
• Diren Çarşı...
• Tren istasyonları, gar restoranları...
• Rakı güzellemesi 2
• Otel odaları
• Öğretmenim ben...
• Tebrikler Hakan...
• Eylül'de kaldım...
• Cumhuriyet
• Rakı güzellemesi...
• BEP nedir biliyor musunuz?
• Bayramın ardından
• Her ömrün bir eylülü vardır…
• Kent Konseyi
• Büyük fakat çileli bir ozan
• Rodos'dayken...
• GEZİ’yi anlayamamak...
• Dayanılmaz...
• Boş Defterler
• Mısır’dan Abim Gelmiş Türküsü tutmadı!
• Mahallenin Gonşana'ları
• Sıla hasreti
• Hayat Bayram olsa...
• Geçmişe özlem...
• Cumhurbaşkanı Seçimleri
• O ruh bir kez kaybolursa...
• Zincirin halkaları kopmuşsa...
• Bir baba giderse...
• Biz iki nesil arasında kalanlar...
• İş makineleri, beton kamyonları..!
• Dağlarına bahar gelmiş memleketimin
• Sözün bittiği an: Çizmelerimi çıkarayım mı?
• Bir “TELEVOLE” Masalı
• Onlar bir avuçtular, koskoca Deniz oldular
• Gökhan gitsin, 'Töre' kalsın
• O delikanlı bendim...
• BEŞİKTAŞK...
• Ben artık oynamıyorum..!
• Seçimin analizi
• Otobanda gişelerden önce son çıkış!
• Gök ekini biçer gibi...
• Aynalar Yolunu Kesti...
• Bebek’teki bebekli kız!..
• Şimdi ben “yumurta” deyip geçemem ki!..
• Aydın ve İzmir’de ne olacak?
• Kendi ayağına sıkmak…
• Aynalı Kemer
• Bir başkan aranıyor
• Devlete düşman lazım!
• Annem
• Battı! Çıkamadı…
• Sadrazam hamamda…
• Bir yılbaşı nostaljisi
• Sen haklıydın iki gözüm
• Yolun sonu görünüyor!..
• Top yuvarlaktır ama...
• Yeni Denge’nin düşündürdükleri
• Patagonya Cumhuriyeti
• Uyan, uyannn!
• Her 10 Kasım’da 9’a 5 geçe...
• O’nu özlemle anıyorum…
• Şirin, güzel, şanssız bir kent: Aydın
• Yaşamak bayramdır...
• Uzun yıllar ötesinden...