Her ne kadar ülkemiz yönetimleri üretim fazlalağı sağlamak ve bu fazlalağı ihraç etme polikasını bırakmış olsa da batılı ülkeler, asgari düzeyde beslenme açısından kendine yeterliliği sağlamayı amaçlamakta ve bu doğrultuda sektöre yönelik korumacı ve destekleyici politikalar uygulamaktadır.
“Dünya Bankasına göre, günümüzde yeterli kaynaklara ulaşamayan yaklaşık 1,2 milyar insan temel gıda olarak buğdaya bağımlı olup artan nüfus ve hızlı kentleşme sebebiyle, gıda talebindeki artışın gelecekte durağan bir görünüme geçeceğine dair bir işaret bulunmamaktadır.”
“ Gıda güvenliğinin, nüfusun beslenmesi ve toplumsal barışın temin edilmesi açısından taşıdığı önem de dikkate alınarak, siyasi ve ekonomik açıdan ülkeler arasında bir baskı aracı olarak kullanılması, dünya barışı ve toplumların geleceği açısından risk unsuru olarak değerlendirilmektedir. Tarımsal üretim, büyük oranda iklim koşullarına bağlıdır.”
“ Bu anlamda, günümüzde iklim değişikliğinin hızlı bir şekilde gelişim göstermesi sektör dinamiklerinin de derinden etkilenmesine imkân tanımaktadır. Bu duruma örnek vermek gerekirse, FAO araştırmasına göre, Afrika’nın güneyinde 30 milyon insanın gıda kıtlığı yaşayacağı ve sadece Endonezya’da 2,6 milyon hektarlık ormanlık ve tarım alanının yangınlar sebebiyle yok olacağı öngörülmektedir. Yine FAO’ya göre 2050 yılı itibarıyla iklim değişikliği sebebiyle, güney yarım küre ülkelerinde (Afrika’nın geneli-özellikle Batı Afrika, Hindistan ve diğer Güney Asya ülkeleri) tarımsal üretimin negatif yönde değişim göstereceği beklenmektedir.”
“Ülkemiz: Avrupa Birliği (AB), Rusya Federasyonu ve Orta Doğu gibi büyük pazarlara yakınlığı açısından coğrafi anlamda avantajlı bir bölgede yer almaktadır. “
“Tarım ürünleri ihracatımızda, genel ihracatımıza paralel olarak, pazar kompozisyonunda yaşanan değişim son yıllarda hız kazanmış, Orta Doğu ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin ihracat içerisindeki nispi ağırlığı artmıştır.”
“ 2018 yılı itibarıyla tarım ürünleri ihracatı gerçekleştirilen başlıca ülkeler: Irak (%16), Almanya (%7,7), ABD, (%5,2), Rusya Federasyonu (%5) ve İtalya (%4) olarak sıralanmakta olup AB’nin ihracatımızdaki payı %30,1 seviyesinde gerçekleşmiştir.”
“ Toplam 192 ülkeye tarım ürünleri ihracatı gerçekleştiren ülkemizin, son on yıllık döneme bakıldığında, bölgesinin gıda tedarikinde önemli bir konuma geldiği görülmektedir. Orta Doğu ülkeleri tarafından gerçekleştirilen tarım ürünleri ithalatında 2002 yılında 13’üncü sırada yer alan ülkemiz, günümüzde Orta Doğu’nun tarım sektöründe Hindistan, Brezilya ve ABD’nin ardından en büyük dördüncü ticari partneri konumuna gelmiş bulunmaktadır.”
“Ülkemiz yönetimleri ihracatçılara dünya piyasalarında rekabet gücü kazandırmak, ihraç pazarları geliştirmek, ihraç ürünlerini çeşitlendirmek ve sürdürülebilir ihracat artışı sağlamak amacıyla, Dâhilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında, ihraç edilmek üzere üretilen işlenmiş tarım ürünleri sanayine başta tahıllar ve yağlı tohumlarda olmak üzere, dünya fiyatlarından girdi sağlanması imkânı tanınmaktadır.
Tarımsal ihracatta girdi olarak kullanılması amacıyla ithal edilen ürünler:
• İhraç ürün bünyesinde girdi olarak kullanılması amacıyla DİR kapsamında ithal edilen ürünler,
• Yurt içi tüketimin belirli bir bölümünün, ihracata yönelik girdi ihtiyacının ise tamamının karşılanması amacıyla hem kati ithalat yoluyla hem de DİR kapsamında ithal edilen ürünler,
• Üretimi hiç bulunmayan veya yok denecek kadar az olan hem DİR kapsamında hem de kati ithalat yoluyla ithal edilen tarım ürünleri olarak 3 bölümde sınıflandırılabilir.”
Kaynak:2. Tarım şurası sonuç bildirisi
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.