AyFm 100.5
Canlı Dinle

DEPREMİN PSİKOLOJİK SARSINTISI

Marmaris merkezli 5.8 şiddetindeki depremde hasar alan yapı olmamasına karşın 1 ölü, 75 yaralı var. Neden?

Hasar dahi oluşturmayan görece küçük bir deprem sırasında panik atak geçirerek hayatını kaybeden 14 yaşındaki kız çocuğunun, balkondan atlayarak yaralananların, panik nedeniyle ani sağlık sorunu yaşayan insanların içinde bulunduğu durumu nasıl açıklayabiliriz? Zannediyorum psikoloji biliminde çok daha tatmin edici cevaplar vardır ancak hepimiz farkındayız ki depremin sarsıntıları ve yıkıntıları, yerin ve binaların ötesinde önce insanın içinde başlıyor…

Buna neden olduğunu düşündüğüm önemli etkenlerden biri medyanın deprem algısını nasıl beslediğiyle ilgili. Her büyük depremin ardından, yıkılan binaların dramatik görüntüleri arkalarına duygusal müzikler eklenerek dolaşıma sokuluyor. Kurtarma hikâyeleri, travmatik anlar, acı dolu ses kayıtları, depremzedelerin çaresizlikleri ve gözyaşları tekrar tekrar yayınlanıyor. Bu içerikler bir süre sonra duyarlılık oluşturmaktan çok, panik üretmeye hizmet etmeye başlıyor. Daha önce hiç deprem yaşamamış biri bile depremi yaşamış gibi içselleştiriyor. Bu travmatik hafızanın toplumsallaşması, depremin neredeyse bir doğaüstü felaket gibi konumlanmasına neden oluyor. Bu durum da, soğukkanlılıkla hareket edilmesi gereken anlarda panik oluşmasına ve kontrolün kaybedilmesine neden oluyor… Bu nedenle genel medya kadar kişisel sosyal medya hesaplarının kullanımında da topluma karşı büyük bir sorumluluk taşındığını fark etmeliyiz. Depreme karşı duyarlılığımızı aktarmanın, daha sağlıklı yollarını bulmalıyız.

Depremin neden olduğu psikolojik sarsıntının diğer etkeni ise çok net ki bilgi yetersizliği. Biliriz ki insan zihni, anlayamadığı olgular karşısında tehdit algısı üretmeye eğilimlidir. Örneğin bilimsel bilgiye erişimin olmadığı dönemlerde de gök gürültüsü ve yıldırım gibi doğa olayları tanrıların öfkesiyle açıklanırdı. Zamanı ve boyutu tahmin edilemediğinden büyük bir tehdit ve korku oluştururdu. Çünkü bilinmeyen; öngörülemeyen ve yönetilemeyen, korkunun en verimli zeminidir. Bugün 21. yüzyılda, deprem konusunda da ne yazık ki hâlâ benzer bir döngünün içindeyiz. Oysa bilgi, bu döngüyü kırmanın en güçlü aracıdır. Depremi, zemin davranışını ve içinde yaşadığımız binayı yeterince bilmiyoruz.

Coğrafyamız gereği ömür boyu birlikte yaşayacağımız ve bu nedenle alışıldık ve tanıdık olması gereken bir doğa olayını büyük bir tehdit ve soyut bir “yıkım” imgesi olarak algılamaya devam ediyoruz. 

Bu noktada yasa koyucuların, uygulayıcıların, mimarların ve mühendislerin sorumluluğu depreme dayanıklı ve güvenli yapıların üretilmesi kadar, sahip oldukları teknik bilgiyi toplumun anlayabileceği sadelikte ve mutlaka şeffaflıkla aktarmaktır. Böylelikle depremin neden olduğu fiziksel sarsıntı kadar psikolojik sarsıntıya da önlem alınmasına katkı sunulabilecektir. Çünkü bilgi, panzehir gibidir; korkunun yerini güvene bırakmasını sağlar. 

Ben de bir mimar olarak bu sorumlulukla köşe yazıları yazmaya ve paylaşımlar yapmaya son derece özen gösteriyorum. Bu nedenle yazımın sonuna da gazetemiz medya kanalı TvDen’e konuk olarak katıldığım deprem konulu programları eklemek istedim. Binanızın depreme dayanıklılığına ve ev alırken/kiralarken dikkat edilmesi gereken konulara ilişkin faydalı programlar olduğunu düşünüyorum.

Lütfen sizler de binanızın dahil olduğu deprem mevzuatlarının temel yaklaşımını, ayak bastığı zemini ve binanın bizzat kendisini araştırmaya, öğrenmeye çalışın. Bu sürece, binanızın hayal aşamasından inşaatı bitip kullanıma hazır olduğu aşamaya kadar tüm sürecine tanık olan mimarına ulaşmakla başlayabilirsiniz. Göreceksiniz ki, psikolojik sarsıntılarınızı edindiğiniz bilgilerden gelecek olan önlemlerle ve duyduğunuz güvenle kontrol etmeye başlayacaksınız. 

Hepimize depremi sakinlikle karşılayacağımız ve sağlıkla sonlandıracağımız huzurlu günler diliyorum..

“Deprem”e ilişkin TvDen kanalında gerçekleştirdiğimiz programlar:

13 Şubat 2023  https://www.youtube.com/watch?v=RVGFmpPvBD8

24 Şubat 2025 https://www.youtube.com/watch?v=joWT_hERry0

 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.