Takip Et

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI İLE İLGİLİ ÖNERİLER

Önceki yazılarımızda zeytinyağı üretim, ihracat, iç piyasa fiyatları ile ,ilgili bilgi ve rakamları aktardık. Bugün ise mevcut durum ve önerilerimizi ortaya koyacağız.

 

Ülkemiz zeytinyağı ambalajlı ve markalı ihracatının arttırılması ve sürekli pazarların elde edilmesi, bazı akılcı pazarlama ve ihracat yöntemleri ile mümkün olabilecektir.

 

Zeytinyağı ve zeytinde üretici, ithalatçı ve ihracatçı konumda olan Yunanistan, İspanya ve İtalya başta olmak üzere AB ülkeleri ile eşit koşullarda rekabet ile mümkündür. Halen 15- 20 bin ton civarında satılan markalı ve ambalajlı zeytinyağı ihracatının artırılması için teşvikler geliştirilmeli Türk zeytinyağı imajı oluşturulmasına yönelik tanıtım çalışmaları desteklenmelidir. Bunun için markalaşmış zeytin ve zeytinyağı firmalarına fuar ve ihracat destekleri artırılmalıdır.

 

AB’deki zeytinyağı ile ilgili düzenlemelere sadece Topluluk müktesebatının üstlenilmesi yükümlülüğü kapsamında yaklaşılmamalı, bu düzenlemelerle ulusal politikalarımız arasında karşılaştırma yapılmalıdır. Topluluğun Türk zeytinciliği için faydalı olan düzenlemelerinin ülkemizde hayata geçirilmesi için tam üyelik beklenmemelidir

 

Desteklemelerde ihracatçı ve özel sektör işletmeleri kadar üretici ve pazarlama kooperatiflerine destekler geliştirilmeli, kooperatiflere ürün veren ortak ve üreticilere ürün piyasa değerinin en az % 50 si nispetinde destekleme sağlanmalıdır. Türkiye’nin de Avrupa Birliği’ne gümrüksüz zeytinyağı ihracatı yapabilmesi hiç değilse diğer ülkelere tanınan imtiyazlardan yararlanması büyük önem taşımaktadır.2003/3 sayılı Türk Ürünlerinin Yurtdışında Markalaşması ve Türk Malı İmajının Yerleştirilmesine Yönelik Faaliyetlerin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ yurtdışında çalışmalar yapan kooperatif ve firmaları daha etkin olarak destekleyecek şekilde düzenlenmelidir.

 

Ülkemiz zeytinyağı tüketimi düşüktür. Hemen hemen üretim bölgeleri olan Marmara,Ege ve Akdeniz bölgeleri ile zeytinyağı tüketimi sınırlı bir alışkanlık halindedir. Son yıllarda tüketimin arttırılmasına yönelik girişimler sonucunda, zeytinyağı tüketiminde artış eğilimi bulunduğu görülmektedir.Bunda çiçek yağı fiyatlarındaki tırmanışın rolü bulunsa da sağlık açısından zeytinyağı tanıtımı ve tüketiminin artması gerekmektedir.

 

Ancak sağlanacak bu artış zeytinyağı tüketiminde iç tüketim sorununun çözüldüğü anlamına gelmemektedir. Zeytinyağı kullanma alışkanlığı olmayan tüketici kesimin, zeytinyağı fiyat hareketleri karşısında zeytinyağından vazgeçmesi kolay olmaktadır. Tarımda ayakta kalabilen ve gelecekte daha da yükselecek tek ürün olan zeytinyağının tanıtımına, tüketiminin arttırılmasına, iç ve dış pazarın genişletilmesine yönelik olarak kamu destekli çalışma grubu oluşturulmalıdır.

 

Zeytinyağının önde gelen sorunlarından birisi de tağşişdir. Bu nedenle, piyasa düzenli olarak takip edilerek, tağşişli yağ üretim ve satışı engellenmesinde daha etkili müeyyideler uygulanmalıdır. Tağşişli yağla ilgili kamu denetimleri artırılarak daha etkin hale getirilmelidir.

 

Zeytinyağının sağlığa yararları bilimsel olarak ortaya konulmuş olması bir avantaj olmasına rağmen daha geniş kesimlere daha etkili yöntemlerle ulaşılmalıdır. Özellikle kalp ve damar hastalıklarına iyi gelmesi nedeniyle tüketimin teşvik edilmesi gerekmektedir.

 

 

Stratejik bir ürün olması nedeniyle zeytinyağının prim sistemi değiştirilerek “özel ürün” statüsünde desteklenmesine devam edilmelidir. Prim miktarı üretici tarafından önceden bilinmeli ve süreklilik arz etmelidir.Desteklemeler en az beş yıllık periyotlar halinde dönem başında üreticiye ulaştırılmalıdır. Kayıtlı ekonomiye geçişi sağlayarak kaynağını kendi içinden yaratan prim, hazineye ilave yük olarak görülmemeli, yeterli miktarda olmalı ve zamanında ödenmelidir.Kaynak:Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (NAİM ÖZDAMAR-DENGE YAZAR VE BUHARKENT MUHABİRİ)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.