Takip Et

ÜZÜM: Kısa Tarihi

Orta kuşak dediğimiz, uygar toplumların yaşadığı, Türkiye’nin de içinde bulunduğu ABD, Avrupa, Japonya gibi ülkelerin yer aldığı ılıman iklim bölgesi insanına beslenmeleri ile ilgili bir anket okumuştum. Sorulan soru “ En sevdiğiniz meyveler hangileridir?”Cevaplar açık ara üç meyvede yoğunlaşmakta:

Kiraz, elma, üzüm…

Konumuz olan üzüm tarihin en eski meyvelerinden birisi.

Üzümün gıda olarak yetiştirilmesinin tarihi M.Ö. 5500’lü yıllara kadar uzanmaktadır. Üzümün bitkisi olan asmanın anavatanı Anadolu ve Kafkaslardır.

Yabani olan bitkinin; meyvelerinin taze veya kuru olarak tüketilmesi, şarap yapımında kullanılması nedeniyle M.Ö. 5500-5000 yılları arasında kültürel olarak yetiştirildiği düşünülmektedir.

Radyokarbon tekniği ile yaşları belirlenen toplu haldeki çekirdekler; şarabın günümüzden 10.000 yıl önce bilindiği ve imal edildiğini göstermektedir.

Anadolu’da üzüm yetiştiriciliği Hititlere kadar uzanmaktadır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenen Hititler’den kalma M.Ö. 3000’lere ait som altından yapılmış şarap sürahisi ve ayaklı şarap kadehi, Anadolu’da bulunmuş en eski şarap kabı olarak bilinmektedir.

Nilüfer Orhan ve arkadaşlarının yaptığı araştırma sonuçlarına göre;

“MÖ. 800 yıllarında Orta Anadolu’da kurulan Frig Devleti Kralı Midas'ın Ankara’nın kurucusu olduğu, Anküra denen gemi çapasını ilk bulan kişi olarak kente de bu adı verdiği ya da Farsça’da üzüm anlamına gelen Engürü adının kullanıldığı ve değişerek Ankara adına ulaşıldığı tarihi kaynaklarda belirtilmektedir. Ankara ve çevresi tarih boyunca üzüm yetiştirilen en önemli bölgelerden biri olduğundan; Engürü adı sıkça kullanılmıştır.”

“M.Ö. 7. yüzyılda Batı Anadolu‘da Gediz ve Menderes Irmakları arasındaki bölgede devlet kuran Frigler ve Lidyalılar’da en önemli tanrılar doğa tanrıları Kybele, Artemis ve Dionysos’du. Dionysos ormanlarda vahşi hayvanlarla yaşadığına inanılan şarap, bitki ve tarım tanrısıydı.”

“Selçuklu ve Osmanlı Döneminde cami ve sarayların duvar çinilerinde asmanın ve üzümün kullanıldığı görülmektedir”

Üzüm, çeşitli kullanım alanlarının olması, iklim ve toprak istekleri yönünden çok seçici olmayışı, çok yıllık olması ve çoğalma yöntemlerinin kolay olması gibi nedenlerle dünyada en yaygın yetiştiriciliği yapılan, bitkilerden biridir. Üzüm diğer meyvelere oranla çeşidi fazla olup, dünyada 10.000’nin üzerinde üzüm çeşidi olduğu tahmin edilmektedir.

Osmanlı döneminde sınırları Gördes’ten Denizli’ye, İzmir’den Marmaris’e uzanan Aydın Eyaleti de önemli bir üzümcülük merkezi idi. Saruhan, Manisa, Çal, Alaşehir Büyük ve Küçük Menderes ovaları ile Gediz vadisi bağ alanları ile kaplıydı.

1915 ‘li yıllarda tüm Avrupa ve Anadolu’yu saran ve bağları önemli ölçüde yok eden floksera hastalığı etkisini uzun süre gösterdikten sonra bağcılığımız nispi olarak ilerlemiş; sulamanın gelişmesi, pamuğun iyi para etmesi nedeniyle Manisa ve Aydın’da bağ alanları pamuk tarlalarına dönüşmüştür.

Bugün Aydın’da Buharkent’te yoğun olmak üzere Koçarlı, Sultanhisar, Kuşadası ve Didim’de bir mitar bağ alanları bulunmaktadır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.