Takip Et

19/20 EYLÜL 1899 BÜYÜK NAZİLLİ DEPREMİ-2

“1899 depremi ile ilgili olarak belgelerdeki betimlemelerden depremde en büyük hasar ve can kaybının Köşk ile doğuda Sarayköy arasında oluştuğu anlaşılmaktadır. Buna uygun olarak depremi izleyen aylarda en büyük yardım Sultanhisar ile Sarayköy arasındaki yerleşimlere yapılmıştır. Artçı depremler ise en çok Aydın ve daha batıdaki yerleşimlerde hissedilmiştir. Kullanılan tarihsel belgeler Aydın’dan doğuya doğru 1–3 m düşey atıma sahip zemin yarılmalarından söz etmekte; hasar ve yapılan yardımın bağıl çokluğu açısından Ortakçı nahiyesinin (şimdiki Buharkent) özel bir öneme sahip olduğunu göstermektedir. Tarihsel belgelere ek olarak Kuyucak ve yakın batısındaki Üç Kuyular yerel halkının ifadeleri bu civarda hem yüzey kırığının hem de yanal yayılmaların gelişmiş olabileceğini göstermektedir .”

 

“Büyük Menderes Grabeninda geniş tahribat; Aydın'da bu deprem sırasında devrilmiş "Yıkık Sebili" ile "Eski Yeni Cami" arasında ESE-WNW doğrultusunda 400 m uzunlukta ve1m genişlikte bir yarık açılmış. Pınarbaşı vadisinin batı yamacı çömüştür. Buldan'da ağır hasar, Denizli ve Tire'de hasar, Uşak'ta hafif hasar; bütün Ege bölgesinde şiddetli bir şekilde hissedilmiştir; üst merkezi Aydın ile Nazilli arasındadır; Buldan, Tire, Denizli ve Uşak gibi merkezden uzak kalan ve hasara uğramış olan yerlerde herhalde "relais" hareketleri olmuştur.”

 

“Deprem o kadar şiddetlidir ki resmi belgelere göre 80 bin, gazete haberlerine gör 100 bin kişinin evsiz kaldığı bildirilmiştir. Ana depremden sonra devam eden artçı sarsıntılar aylarca devam etmiş, hasarı daha fazla artırmıştır. O dönemde kullanılan ısınma ve aydınlanma araçları yüzünden çıkan yangınlar kayıpların artmasına yol açmıştır.20 Eylül 1899 depreminin ilk günlerinde ulaşımın sağlanamaması, telgraf hatlarının tahrip olması gibi nedenlerden bölgeden haber almakta güçlük çekilmiştir. Bu durum aynı zamanda yardımların bölgeye ulaşmasında da büyük engel teşkil etmiştir. İlk etapta halkın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Aydın Vilayeti bünyesinde Kamil Paşa başkanlığında bir komisyon oluşturulmuştur. Deprem sonrası halkın en önemli sorunu barınma ve beslenme ile ilgiliydi. Deprem alanının büyüklüğü çadır gereksinimini had safhaya çıkarmıştır. Bu gereksinimin karşılanabilmesi için Manisa gibi yerlerden çadır istenmiş; hatta Denizli ve Aydın mutasarrıflarına da yakın yerlerden çadır alabilmesi için gerekli izin vilayetçe verilmiştir.”

 

Depremin ardından vazgeçilmez diğer bir sorun da sağlık sorunudur. Özellikle deprem sonrası ortaya çıkan görüntü salgın hastalıklara davetiye çıkarır nitelikteydi. İlk etapta yaralıların tedavisi, salgın hastalıkların önünün alınması sorunları, sağlık personeli ihtiyacını da beraber getirdi.

 

20 Eylül 1899 Menderes Vadisi Depremi, zamanının Osmanlı İmparatorluğu payitahtı İstanbul’u kriz idaresi açısından sarsacak ölçüde can ve mal kaybına yol açmıştır.

 

“1899 depremler açısından talihsiz bir yıldı.19 Eylül 1899'da Aydın vilayeti dâhilinde Salihli, Bayındır, Kuşadası ve Aydın kasabalarında ve Sıvas vilayetinin Havza kasabasında hareket-i arz vuku buluyor. Bu depremler İstanbul’da da hissediliyor. Aydın depremi can ve mal kaybına yol açıyor. İzlenen günlerde de İzmir. Köyceğiz ve Muğla'da deprem olduğunu Rasathane-i Amire bildiriyor. İzmir depreminde 200'den fazla kişi hayatını kaybediyor. Daha sonraki günlerde de Aydın ile Sarayköy arasında da şiddeti bir deprem oluyor. 20 Eylül'den itibaren Karahisar, Sandıklı, Aydın ve köyleri, Bursa, Balıkesir, İnegöl. Bilecik, Bigadiç, Sakız, Midilli, Ayvalık. Foça ve Ege sahili boyunca sarsıntılar devam ediyor. Köprüler ve istasyonlar yıkılıyor.”

 

O devrin gazetelerinin depremde ölenler hakkında yazdıkları şüphelidir. Sadece Nazilli’de ölü sayısının binin üzerinde olduğu; Ortakçı’da deprem haftasında defnedilenlerin sayısının beş yüze yakın olması, Sarayköy’de 727 haneden 720 sinin yıkılması 200 rakamının gerçekçi olmadığını göstermektedir. Depremi yaşayanların anlattıklarından nakledildiğine göre en fazla zarar tespit edilen Ortakçı’da kesin ölü sayısı belli olmamıştır. Çok büyük bir toprak kütlesi Ortakçı’nın üzerine kaymış; sayısı belirlenemeyen pek çok ev bu toprak kütlesi altında almış; bu evlerin enkazı temizlenememiş; evler toprak altında kaldığı gibi ölenlerin cesetleri de çıkarılamamıştır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.