Takip Et

TÜRK ÇİFTÇİSİNİN PORTRESİ

• Türk çiftçisi ortalama 56. Türk çiftçisinin ortalama tarım tecrübesi ise 23 yıldır.

 

• Hayvancılıkta profesyonelleşmiş işletme sayısı artmaktadır. 2001’de %2,4 olan “sadece hayvancılık” yapan işletme oranı, bu araştırmada %13,6 olarak ölçülmüştür.

 

• Türkiye’de “arazi sahipliğine göre” ortalama işletme büyüklüğü istatistiklerde 61-76 dekar bandında ölçülürken, araştırmada fiili üretim büyüklüğü 192 dekar olarak tespit edilmiştir.

 

• Araştırmada Türkiye’deki kiralık arazi ve sulanan arazilerin toplamdaki payları, resmî istatistiklerle uyumlu olarak sırasıyla %20 ve %29 olarak ölçülmüştür.

 

• Türk çiftçisi her yıl aynı anda ortalama 3 farklı bitkisel ürün yetiştirmektedir. Bu sayı üçer yıllık dönemlerde ise 4’e çıkmaktadır. Dolayısıyla, Türk çiftçisinin 3-4 ürünü münavebeli olarak yetiştirdiği anlaşılmaktadır.

 

• İşletme başına en çok yetiştirilen tarla bitkisi buğday, sebze bitkisi domates ve meyve bitkisi karpuzdur.

 

• Hayvancılık yapan işletmelerin %66’sı (üçte biri) süt ineği yetiştirmektedir ve ortalama 26 adet süt ineğine sahiptir. Buna karşın, 10 ve daha az sayıda inek sahibi olan işletmeler halen toplam işletmelerin %51’ini oluşturmaktadır.

 

• Hayvancılık işletmelerinin %42’sinde koyun-keçi yetiştiriciliği yapılmaktadır ve ortalama 91 adet koyun keçi beslenmektedir.

 

• Türk çiftçisi en çok “en iyi bildiği ürünü” ve geçmiş/mevcut yılda “satış fiyatı iyi olan ürün”ü yetiştirmeyi tercih etmektedir. Çiftçi arz ve talep piyasasını takip edememekte ve gelecek fiyat öngörüsünde ve tahmininde bulunamamaktadır.

 

• Türkiye’de çiftçilerin sadece onda biri (%9) sözleşmeli üretim yapmaktadır ve bu çiftçilerin yaklaşık yarısı (%48) yasal olarak sadece sözleşmeli üretilen şeker pancarı veya haşhaş üretmektedir. Dolayısıyla Türkiye’de henüz serbest piyasada sözleşmeli tarım değer zincirleri yeterince gelişmemiş durumdadır.

 

• Çiftçilerin üretim esnasında karşılaştığı sorunlar sırasıyla “girdi pahalılığı” (%83), “hastalıklar/ zararlılar ile mücadele” (%36), işçi problemleri (%33), “sulama” (%27) ve “iklimsel problemler ”dir (%26). 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.