Takip Et

(Milletvekili adaylarına Tarımının Önemini Vurgulamak Amacı İle…) TÜRK TARIMININ ATATÜRK ELİYLE YÖNETİLME DÖNEMİ

Türk tarımı için en zor ve en hızlı kalkınma sağlanan dönemlerden birisi de 1923-1929 yılları aralığı olmuştur.Cumhuriyetin bu zor dönemindeilk yıllar şeker un ve bez üretiminin gerçekleşmesi ile geçerken,Atatürk’ün ileri devlet anlayışı sayesinde özellikle 1929 yılında Dünya Ekonomik Buhranı yaşanırken Türkiye tarımın endüstrisini yaratmak ve geliştirmek için pek çok tarıma dayalı endüstriyel yatırımı gerçekleştirmekteydi.

“Büyük Dünya Bunalımının Türkiye ekonomisini etkilemesi para değerindeki düşüşle başlamış ardından ihraç malları fiyatlarındaki azalmalar boy göstermiştir. İhracattaki bu düşüş dış ticaret dengesi üzerinde olumsuz bir etki yaratmıştır. Dış ticaret oranlarının sürekli gerilemesi, iç ticaret oranlarına daha yüksek bir seviyede yansımış, tarım ürünlerindeki fiyat azalması sanayii ürünleri fiyatlarından daha fazla olmuştur. Bu da tarım üretiminde gerileme yaratmış, piyasaya açılmanın ve para ekonomisine geçişin sınırlı oranda gerçekleştiği Türkiye ekonomisinde bir gerilemeye sebep olmuştur. Ancak dünya ekonomik bunalımından Türkiye’nin olumsuz yönde etkilenmesi diğer ülkelere göre daha hafif olmuştur. Bunun nedeni Türkiye ekonomisinin dünya ekonomisine entegrasyon seviyesinin nisbi düşüklüğü, ihracatın sadece tarım ürünlerine dayanmayıp çeşitli sektörleri de içermesi, Türkiye’nin kendi kendine yeten bir ekonomiye sahip olmasıdır.”

“1923-1929 yılları arasında Türkiye koşullarına uygun kooperatif ve diğer hukuk düzenlemeleri üzerinde durulmuştur. Tarımsal kredi kooperatifleri için 1924’te İtibar-ı Zirai Birlikler Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanun 1929’da geliştirilerek Zirai Kredi Kooperatifleri Kanununa çevrilmiştir.”

1929-1934 yılları arası ise hızlı bir sanayileşme dönemi olarak adlandırılabilir.

“Bu dönemde Bakırköy Bez Fabrikası, Keçiborlu Kükürt Fabrikası, 1935’te Kayseri Bez Fabrikası, Paşabahçe Cam Fabrikası, Zonguldak Türk Antrasit Fabrikası, 1936’da İzmit Birinci Kağıt Fabrikası ve Çubuk Barajı, 1937’de Nazilli Basma Fabrikası ile Ereğli Bez Fabrikası, 1938’de Gemlik Suni İpek Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası ve Divriği Demir Madeni İşletmesi açılmıştır. Ayrıca yukarıda sayılan devlet kuruluşlarının dışında yeni kurumlarda açılmıştır. Bunlar; Başvekalet İstatistik Genel Müdürlüğü (1930), Tekel Genel Müdürlüğü (1931), PTT Genel Müdürlüğü (1933), Hava Yolları İşletmesi (1933), Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü (1935), Maden Tetkik Arama Enstitüsü (1935), Elektrik İşleri Etüd İdaresi (1935), Tapu Kadastro Umum Müdürlüğü, (1936), Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü kuruldu.”

“Bu dönemde, tarım alanında yaşanılan en önemli gelişme, 1932 yılında Ziraat Bankasına bağlı olarak kurulan ve 1938’de bağımsız bir kamu kuruluşu olarak Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) adını alan kurumsal düzenlemedir. Başlangıçta sadece buğday için destekleme fiyatı belirleyen ve alım işlemi yapan kurumun yetkileri daha sonraki yıllarda giderek genişletilmiştir.”

İzmir İktisat kongresi karaları gereğince Cumhuriyet Döneminde zirai sektörde yapılan en önemli vergi reformu, ayni olarak alınan aşar, temettüat ve harp vergilerinin kaldırılması ve bu sektörde alınacak bütün vergilerin parasal vergi şekline dönüştürmesi olmuştur.

Vergi sistemindeki bu önemli değişiklik tarım kesiminin kapalı iktisadi yapıdan çıkarak, nakit ihtiyacının karşılanması için zirai ürünlerin pazara yönelmesinin yolunun açılmas sağlamıştır. Tarım kesiminde aşarın kaldırılması ve sonraki yıllarda ise toprak reformu için tasavvur ve çalışmalara başlanmıştır.n

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.