Takip Et

YAKIN TARİHLERDE TÜRK TARIMININ GERİLEME SÜRECİ-1

Cumhuriyet dönemi boyunca tarım politikaları ile ilgili ilk hedef Türk halkının beslenmesinin sağlanmasıydı. Bunun sürekliliği için tarımın ve üreticinin desteklenmesi gerekmekteydi. Farklı destekleme modelleri ve hükümetlerin tarım politikaları doğrultusunda ana hedeften daha ileri bir nokta olarak tarımsal ürün ve gıda ihracatı hedeflendi.

“Cumhuriyetin ilk yıllarından, tarım politikalarında büyük değişimin yaşandığı 1980’li yıllara kadar tarım sektörünün desteklenmesinde pek çok araçtan yararlanılsa da kullanılan temel araç fiyat destekleri olmuştur. Fiyat desteği ile ülke içinde yeterli üretimin sağlanarak tarımda kendi kendine yeterli ülke olunması ve çiftçinin gelirinin garanti altına alınması hedeflenmiştir. Buğday ile başlayan destek kapsamındaki ürünlerin sayısının 70’e ulaşması, tarımsal üretimde sürdürülebilirlik ve çiftçilerin gelirlerinde istikrara önemli katkılar sağlasa da fiyat desteği bütçede giderek daha fazla yük oluşturmuştur.

2000 li yılların başında Yusuf Ziya Gökalp’in başarılı tarım politikaları tarıma ve üreticiye yaklaşımda farklı bir model geliştirmiş olsa da 2001 ekonomik krizi sonucunda üretici desteklerinin azaltılması ve KİT’lerin kaderine terk edilmesi Türk tarım sektörünün gerilemesine yol açmıştır.

Daha sonra gelen hemen her hükümet tarımı ihmal ederek sanayi,ticaret,ulaşım,inşaat,enerji,hizmet ve maden sektörlerine ağırlık verince Türk tarım farklı oranlarda bir gerileme içine girerek Milli hasılad daha az pay alır duruma düşmüştür.

Ekonomide neo liberal politikalar geçiş yapılmasının ardından desteklenen ürün sayısı on yediye düşmüştür. Desteklenen ürün sayısının azalması, destekleme alımlarının GSYİH içindeki payını da azaltmıştır (Kıymaz,2000: 60).

“Diğer yandan uluslarüstü kurumlar, özelleştirmelerde olduğu gibi ülkemiz tarımsal destekleme politikasındaki değişimde ve devlet desteklerinin azaltılmasında da önemli rol oynamışlardır. Nitekim IMF ile 1994 Krizi sonrasıda yapılan anlaşma ile (Yalçınkaya vd. 2006:105-107),

Tarımsal desteklemede fiyat ve çiftçilere düşük faizli kredi desteği dışındaki destekleme türlerine ağırlık verilmiş, 24 Ocak kararları sonrası daraltılan destekleme alımlarının kapsamı daha da daraltılarak 8’e düşürülmüş,

Devlet tarafından dağıtılan girdilerin fiyatlarının serbest piyasa koşullarına göre belirlenmesine karar verilmiş, Desteklemeden sorumlu kuruluşların doğrudan ya da dolaylı olarak TCMB kaynaklarını kullanmaları uygulaması kaldırılarak, ürünlerin piyasalarda işlem görmesi ve üretici örgütlerinin piyasalara katılımının arttırılması yönündeki politikalar benimsenmiştir. IMF ve Dünya Bankasının, muhalefetine rağmen fiyatlara müdahale edip bazı tarımsal ürünler için fiyat desteğini sürdüren Türkiye 1998’den sonra kendi tarım politikası üzerindeki kontrolünü hızla kaybettiği bir sürece girmiştir. Yeni süreçte liberal politikaların savunucuları IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği ve Dünya Ticaret Örgütünün tarım politikalarımız üzerindeki etkinlikleri daha da artmıştır.

IMF ile 1999 yılında Yeniden Yapılandırma Programı ile - Mevcut destekleme politikalarından vazgeçilerek doğrudan gelir desteği uygulamasına geçilmesi, - Destekleme alımlarının zaman içinde tamamen kaldırılması, - Çiftçilere hükümet tarafından verilen kredi desteğinin aşamalı olarak kaldırılması,

Yine hükümet tarafından verilen gübre ve diğer girdi desteklerine son verilmesi, - Bazı tarım ürünlerinde hükümet adına destekleme alımı yapan tarım satış kooperatiflerine özerk bir statü kazandırılarak, alım yetkilerinin kaldırılması kararları benimsenmiştir.

Alıntı: Türkiye’de Tarımsal Ürünler Dış Ticaretindeki Yapısal Dönüşümde Neo Liberal Tarımsal Politikaların Rolü.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.