Takip Et

OSMANLI DEVLETİ’NİN İLK DÖNEMLERİNDE TARIM-1

Osmanlı Devleti’nde halkın geçimini genellikle tarım yoluyla temin etmesi, nüfusun büyük çoğunluğunun köylerde toplanmasına sebep olmuştur. Tahrir defterlerinde, idari bir birim olarak “karye” adı altında yazılan köyler, insanların toplu halde yerleşik hayata geçmesiyle birlikte ortaya çıkmış ve Osmanlı köy kesimi, Selçuklu köy kesiminin devamı niteliğinde olmuştur (179).

Anadolu öncesi Türkler toprak tarımına yatkın olamayan bir milletti. Daha çok hayvancılık ve avcılıkla geçinirlerdi. Anadolu’da ise bir yandan hayvancılık ve göçebelik sürerken bir yandan da yerleşikliğe geçme dönemleri başlamış, eski yerleşik halkların toprak tarımı ile ilgili bilgi ve tecrübeleri alınarak yeni bir Türk tarım toplumu meydana gelmeye başlamıştı.

Göçebelik Türklerin Orta Asya’dan beri sürdürdükleri bir yaşama biçimi idi. Tarla tarımı bilmeyen Türklerin beslenmeleri, hayat tarzları, sosyal yaşantıları, göçleri hep hayvanlarla beraber olmuştur. Bin yıllarca süren Türk göçlerinde, göçün ana unsuru at başta olmak üzere diğer yük hayvanları olmuştur. Orta Asya’dan Anadolu’ya doğru akan Türk gruplarının zaman zaman askeri ve siyasi olaylar nedeniyle göçleri hızlanmıştır.

Osmanlı miri toprak rejiminin esası arazi tahriridir. Bir bölge fethedildikten sonra oranın tahririni yapmak üzere tahrir emini veya il yazıcı adı verilen bir görevli bölgeye giderek, o bölgenin toprak ve insan kaynaklarını, eski sahiplerini ve son üç yılın ortalamasını alarak ürün miktarını kaydediyordu. Ayrıca bazı tahrir defterlerinde halkın niteliği (göçebe, kentli, köylü gibi) yanında, eski vergi usulleri ve doğrudan üreticinin işlemekte olduğu toprak miktarı da kaydedilmekteydi (176).

 

Osmanlı’da yukarıda anlatılanlar analiz edildiğinde toprakların “devlet malı” olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır. Devlet toprağını “reaya” denilen köylü ve çiftçi kesimine kiralamakta, üretim üzerinden vergisini tahsil etmektedir. Bu alanda da pek çok yasalar yürürlüğe konulmuş,”miri toprak sistemi” çökünceye kadar, bu üretim sistemi başarı ile sürdürülmüştür.

 

Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik temeli tarımsaldı. Teknoloji, üretimde öküz ve karasabana, kara ulaşımında at, eşek ve deve kervanlarına, deniz ulaşımında kadırga ve kalyonlara dayalıydı. Devletin temel sorunu, düzene sokmuş olduğu ekonomik fazlayı denetlemek ve genişletmek, ayrıca sürekliliğini sağlamaktı. Bu, imparatorluğun denetimi altındaki toprakları ve iş gücünü arttırmak için düzenli aralıklarla yayılmacı savaşlara, ayrıca toplumsal çatışmayı en alt düzeye indirecek ve sistemin kendini yeniden üretmesini sağlayacak, rasyonel bir toprak – iş gücü ilişkisinin kurulmasına yol açıyordu (180). (NAİM ÖZDAMAR-DENGE YAZAR VE BUHARKENT MUHABİRİ)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.