Takip Et

DOKSAN YIL ÖNCESİ İLE BUGÜNKÜ TÜRK TARIMININ NÜFUS HAREKETLİLİĞİ AÇIDAN KIYASLAMASI

Artk gri rengi olmayan bir toplum haline geldik.Fikirlerimiz ya siyah ya da beyaz .

Hele internet ve sosyal medya araçlarında ortaya çıkan bu farklılık,daha çok yalan üretilmesinin,bilgisi olmadan düşünce üretmenin sahaları olarak karşımıza çıkmakta.Bir bölüm yalan ve yanlış bilgi yayarken bir bölüm de bu yanlışları peşinde koşmakta ve bu yanlış ve kasıtlı bilgilerin dağıtılmasında aracı olmakta.

Türk tarımı için de aynı şeyi söyleyebiliriz.İçinde yaşayanların (üreticilerin),paydaşların ve tarım için doğru düşünce ve çözüm üretenlerin birleştikleri tespitlerden birisi de Türk toplumu içinde en zor durumda olan kesimin çiftçiler sektörün ise tarım olduğudur.

Tarımın geldiği noktayı rakam ve belgelerle ortaya koymak en isabetli hareket ve bilgilendirme tarzı olacaktır.

Sorumuz ise Türk tarımının geldiği nokta nedir?

Bunun da cevabını başlangıç noktası kabul edeceğimiz Cumhuriyet’imizin kuruluşundan başlayarak ele almak gerekir.Düşünceyi rakamlara dayandırırken de Cumhuriyet tarihinin ilk ve kesin istatistiki bilgilerinden olan 19267 nüfus sayımını çok önemli bulduğumuzu ifade edelim.

1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında Cumhuriyetin nüfusunun 13 648 000 kişi olduğu belirlenmiştir. Toplam nüfusun %47.71’ini çiftçiler (4 368 061), % 3,7’sini sanatkârlar (299 000) ve %2,8’ini de tüccarlar (257 000) meydana getirmektedir.

1927 yılında kırsal nüfusun toplam nüfusa oranı %75,8 iken; şehir nüfusu oranı ise %24,2 oranındadır. 2012 yılı nüfus sayımına göre ise kırsal alanda yasayan nüfusun toplam nüfusun %22,7’sini oluşturduğu gerçeği karşımıza çıkmaktadır. Bu da bize hala nüfusun önemli bir bölümünü oluşturan tarım kesiminin çiftçilikle geçinme konusunda olumsuz düşümdüğünü, özellikle çiftçi ailelerine mensup gençlerin tarımı terkettiklerini göstermektedir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında toplam 13 milyonluk nüfusun %84’ü köylerde oturmakta ve üretim esas olarak tarıma dayanmaktadır. 1923’te GSMH içinde tarımın payı %43,1, sanayinin payı %10,6, hizmetler kesiminin payı %46.3 olarak gerçekleşmiştir. Toplam istihdam içinde tarım kesiminin payı %80’in üstündedir. İhracat gelirlerinin %85’i tarımsal ürünlerden sağlanmaktadır (408).

6 Aralık 2012 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile birlikte büyükşehir belediyesi sınırları kırsal alanları da içine alacak şekilde il sınırları genişletilmiştir.

Bunun sonucunda da istatistikî olarak kırsal nüfus daha da azalmıştır. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre 2012 yılında % 22,7 olan Türkiye’nin kırsal nüfus oranı 2013 yılında % 8,9 olarak belirlenmiştir.

6360 sayılı yasa Türk toplumuna bazı olumlu gelişmeleri sağlamıştır. Ancak Tarım sektörü için bu düşüncede olmadığımızı belirtelim. Çünkü bu yasa ile ;

• Üretici ve kırsal nüfus azalmıştır.

• Kırsalda yaşlı kesim kalmıştır.

• Dinamik ve genç kesim başka sektörlere kaymıştır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.