Takip Et

JEOTERMAL ENERJİ NİÇİN KİRLİDİR? (JEOTERMAL AKIŞKANLARIN TOPRAK VE SU Ph’SINA ETKİLERİ)

Aydın ve Manisa’da yer alan jeotermal enerji santrallerinin çiftçilere karşı duyarsız kaldıkları konulardan birisi de jeotermal akışkanları, gelişigüzel olarak sulama sularına ve tarım topraklarına boşaltarak karıştırmalarıdır. Bunun da bitkiler üzerinde etkileri olmaktadır? Bunlar nelerdir?

 

Önce pH nedir ona bakalım:

 

Toprakların kendilerine özgü yapılarını korumaları ve bitkilerin verim ve kalitelerini sürdürmeleri pH ile yakından ilgilidir.

 

“Bir toprağın kendi tipine uygun pH’sı belirli bir derecenin altına düştüğü veya yükseldiği zaman toprakta bulunan mikroorganizmalar, istenen etkinliği gösteremez. Mikroorganizmaların faaliyetinin bozulması ile huminleşmede arzu edilmeyen humus çeşitleri oluşur ve toprağın yapısı bozulur. Bu bozulma topraktaki besin maddelerinin yıkanmasına neden olur. pH, toprak için uygun olan pH değerinin üzerine çıktığı zaman da çeşitli nedenlerle verim azalır”.

 

Bitkiler toprak pH’sına farklı duyarlılık gösterirler. Ancak bölgemiz şartlarında genellikle toprak pH’sının 7-7,5 aralığında olması tavsiye edilir.

 

Jeotermal akışkanlarda pH çok yüksektir. Jeotermal akışkanlara maruz kalmış sulama suları ve tarım topraklarında pH yükselmesi görülür ki bu da bitkilerin topraktan besin almalarını zorlaştırmaktadır.

Büyük Menderes sularına karışan ve tarım topraklarına boca edilen jeotermal akışkanların, önce sulama suyuna sonra da doğrudan tarım topraklarına etkisini ADÜ’nün Buharkent Kızıldere’de yaptığı araştırma sonuçlarına göre verelim:

 

“pH analiz sonuçlarına bakıldığında en yüksek değerlerin beşinci (10,58), altıncı (10,01) ve yedinci istasyonların (10,14) mayıs ayında olduğu tespit edilmiştir. Kıta içi su kaynaklarının sınıflarına göre jeotermal atık suyunun Büyük Menderes Nehri’ne karışma noktaları olarak tespit edilen beşinci, altıncı ve yedinci istasyonlarının su kalitesi, 4. sınıf (Zararlı) olarak tespit edilmiştir. Birinci ve üçüncü istasyon olarak seçilen doğal jeotermal su çıkışlarında periyodik olarak alınan su örneklerinin pH değerleri, birbirine yakın olup az miktarda artış göstermişlerdir. pH değerlerindeki bu az miktardaki artışın nedeni buharlaşma olarak düşünülmektedir ve genel olarak pH bakımından 3. sınıf ( kullanılabilir) olarak tespit edilmiştir. Aynı şekilde jeotermal doğal çıkış suyunun nehre karışma noktası olan ikinci istasyon pH bakımından 3. sınıf su kalitesine girmektedir. Temiz su kaynağı olarak seçilen dördüncü istasyon suyunun pH değeri yine birbirine yakın olarak bir artış göstermiştir. Bunun sebebi olarak ocak ayında suyun akış yönünün aksi yönde değiştirilmesi ve mayıs ayındaki buharlaşmanın etkili olduğu düşünülmektedir. Ayrıca Denizli-Sarayköy civarındaki fabrika atıklarının Büyük Menderes'e deşarjının da bu pH artışında rolü olduğu düşünülmektedir. Temiz su kaynağı olarak belirlenen dördüncü istasyondan alınan su örneklerinin pH bakımından genel olarak 3. Sınıf (kullanılabilir) olarak tespit edilmiştir.”

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.