Takip Et

TARİHTE ANADOLU’DA KURAKLIKLAR

DTCF’de öğrenim yıllarımızda merhum hocamız Mehmet Altay Köymen,Ortaasya’dan Türk göçlerinin dokuz bin yı sürdüğünü ifade ederdi.

 

Göçlerin sosyal,siyasi nedenleri yanında iklimle doğrudan ilişkili coğrafi nedenleri de bulunmaktadır.Türk göçleri içerisinde kuraklık ve sonucunda ortaya çıkan “kıtlık” ın da önemli rolü bulunmaktadır.

 

“Kıtlık kavram olarak yaşamın devamı için gerekli olan mamullere bir şekilde ulaşamamak ya da bu mamullerin bir nedenden dolayı ortadan kalkması anlamına da gelmektedir. Temel nedeni yangınlar, depremler, çekirge istilaları, kuraklık, iklimin çok soğuk ya da çok sıcak olması gibi coğrafi faktörler olsa da sosyal ya da siyasi nedenler de kıtlığa neden olabilmektedir (Aybar, 2017).”

 

“Savaşlar, sosyal ve ekonomik düzeni olumsuz yönde etkileyen isyanlar, kıtlığa neden olabilecek siyasi durumlardır (Demir ve Aktaş, 2008). Genel anlamda temel kuraklık türleri meteorolojik kuraklık, hidrolojik kuraklık ve tarımsal kuraklık olarak sınıflandırılabilir.”

 

“Yağış azlığı nedeniyle tarımdan istenilen düzeyde verim alınamaması ülkeleri ekonomik anlamda ciddi bir sıkıntıya sokabilmektedir.”

 

Yıllar arasında farklılık gösteren yağış koşullarına bağlı olarak, kurak geçen dönemler açlık ve kıtlık tehlikesine neden olabilmektedir. Çünkü tarımsal faaliyetler büyük oranda iklim koşullarına ve yağış miktarına bağlı olarak verimliliği etkilenmektedir. Afrika’nın Sahel Bölgesi, Hindistan ve Pakistan’da bu durum hemen hemen her yıl görülmektedir (Nişancı 1987).”

 

“ Kıtlığa neden olan faktörlerin yanında kıtlığın da yol açtığı durumlar arasında salgın hastalıklar ve birtakım aralıklarla veba salgınları sayılabilir (Montanari, 2018).”

 

“Tarihe baktığımızda XVI. yüzyılın ortasından itibaren Osmanlı ordularının sayısı giderek artmıştı ve yüzbinlerce insanın doyurulması ciddi bir çalışmayı gerektirmişti. Öncelikli olarak ordunun doyurulması ve savaş ya da barışta kıtlıkla karşı karşıya gelmemesi gerekmekteydi. Aksi takdirde hükümdarı konumundan edecek isyanlar çıkabilirdi (Onaran, 2016).”

 

Diğer yandan tarihe bakıldığında savaş zamanlarında ordular yiyeceklerini yanlarında pek taşımayıp güzergâhları üzerindeki yerleşim yerlerinden hem kendileri için hem de hayvanları için gıda temin etmekteydiler. Bu konu hem olumlu hem de olumsuz anlamda iki yönlü düşünülebilir. Çünkü askerlerin bir yerde uzun süre kalmaları kıtlığa neden olabilir. O nedenle orduların kendilerine yetecek kadar yiyecek depolaması gerekmektedir (Standage, 2016).”

 

“Çeşitli nedenlerden dolayı yiyecek bulamama yani kıtlık durumu çoğunlukla kendi mutfağını oluşturma ile sonuçlanabilir. Bu mutfağı ise daha önce tüketilmeyen yiyecekler oluşturmaktadır. Şehir yaşamında dışarıda bırakılan kedi ya da sıçan gibi hayvanlar kıtlığın getirdiği mutfağa dâhil olan hayvanlar için örnek verilebilir. Hatta kıtlık dönemlerinde insan eti de yenildiği görülmektedir (Goody, 2013).” 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.