Takip Et

Büyük Menderes niçin kirli akıyor-7

Büyük Menderes’in özlenen eski temizliğine ve doğallığına tekrar kavuşması için alınması gerekli pek çok önlem mevcuttur.

Öncelikle “Büyük Menderes Koruma Projesi” hazırlanmalı, somut hedefler tayin edilmeli, somut hedeflere ulaşma tarihlerine gecikmesiz olarak varılmalıdır. Çünkü kaybedilen sadece Büyük Menderes suları, içinde yaşayan canlıları değil, topyekûn Aydın doğal ve tarımsal çevresidir.

Çevre yasaları daha çok para cezaları içermektedir ki bu cezalar da yıldırıcı mahiyetler içermemektedir. Çevreyi ve Büyük Menderes’i kirletenlerin, orta ve dar gelirli kesimlerden olmayıp, genellikle üst gelir katmanından olmaları dolayısıyla verilen cezalar holdinglerin gelirleri yanında “nohut çekirdek” parası seviyesinde kalmaktadır. Çevre kirliliğine neden olanlara hapis cezasının uygulanmaması, kirleticiler için bir cesaret unsuru olmaktadır.

EROĞLU'NUN BÜYÜK MENDERES İLGİSİ

Bize Büyük Menderes’in geleceği konusunda ümit veren tek olgu, Sayın Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu‘nun bu konudaki hassasiyeti ve Büyük Menderes’e özel ilgisidir.

Büyük Menderes Havzası'nda yoğun nüfus baskısı, çarpık ve plansız kentleşme, ulaşım yolları, mutlak ve sulu tarım alanlarının, gelecek kaygısı taşımadan, kısa vadeli çıkar ve beklentilere göre amaç dışı kullanıma açılmaları, yer altı ve yer üstü suların yanlış ve bilinçsiz kullanımları, açılmış ve yeni açılacak organize sanayi bölgelerinin, doğru bir değerlendirme ile havzaya tüm baskıları ortaya konulmalı ve mutlaka gerekli önlemler alınarak, doğru izlenmelidir.

Halen izlenen tarım politikaları, havzada kendiliğinden gelişen yeni yeni ürün desenleri de oluşturmaktadır. Kendi sektörlerinden umudunu kesen sermaye kesiminin, tıpkı uluslararası sermaye gibi, tarım sektörünü yeni bir rant alanı görmeye başlamaları ile birlikte, tarımda büyük yatırımlara yönelmişlerdir. Sürdürülebilir olmayan bu yatırım çeşidi, çoğunlukla desteklemeleri elde ettikten sonra bitmektedir.

Bundan dolayı havzada tarım hızla şirketleşmekte, küçük üretici de hızla tasfiye edilmektedir. Bir taraftan küresel iklim değişikliğinin olası etkileri göz ardı edilerek, başta meyveciliğe ve büyükbaş hayvancılığa yönelik yatırımların sürdürebilirliğinin altyapısı oluşturulmadan gerçekleştirilmelerinin, gelecekte büyük sıkıntılara neden olacağı göz ardı edilmektedir. Bilindiği gibi meyvecilikte, üretimde bol su kullanımı gerekmektedir. İhracata yönelik üretimde olası tıkanmalar karşısında sektörde yaşanacak sıkıntılar, şimdiden doğru öngörülmeli ve şimdiden doğru önlemler alınmalıdır.

OTOBANIN ETKİSİ DÜŞÜNÜLMELİ

Tüm bunlarla birlikte yapımı gündemde olan, gerekliliği ve alternatifi tartışılmadan Aydın-Denizli otoban yolunun ve bunun bağlantı yollarının tarım topraklarının (ki bu yaklaşık 8-9 bin hektar) amaç dışı kullanıma çıkarılması, otoban yolun yaratacağı toprak, su ve çevre kirliliği çok iyi ortaya konmalı, gereken önlemler şimdiden alınmalıdır. Böylesi otoban ve çevre yollarının gereklilikleri ve alternatifleri, gelecek kaygısı içinde doğru hesaplanmalıdır.

Yine havzada Denizli ilinde Kaklık Beldesinde kurulmuş olan 775 MW doğalgaz elektrik üretim çevrim santralının - ki inşaatına Temmuz 2010’da başlandı - geçici kabul testleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından haziran ayı sonunda tamamlandı. Denizli Doğalgaz Kombine Çevrim Elektrik Santrali Ağustos 2013’te ticari faaliyete başladı. OSB’de kurulması kararlaştırılan 400 MW ayrı amaçlı santrallerin, yine ileride havza bazında kurulacak böyle santrallerin toprak, su ve havzaya verecekleri kirlilik yanında, başta insan olmak üzere canlı sağlığına ve tarımsal üretime verecekleri olumsuz etkiler şimdiden doğru hesaplanmalı ve doğru karar verilmelidir. Böylesi çevrim santrallerinin havaya bırakacakları tonlarca azot oksit, karbondioksit ve kükürt dioksit gazlarının ve arıtıma da kullanacakları kimyasalların gelecekte yaratacağı geri dönüşümü olmayan sonuçları şimdiden doğru öngörülmeli ve gereği yapılmalıdır.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.