Takip Et

TARIMSAL ÖRGÜTLENME

Tarımsal örgütlenme denilince aklımıza ilk anda üreticilerin ortak çıkarlarını korumak amacı ile oluşturdukları teşekküller gelmektedir.

Ülkemiz tarımının sorunlarından birisi de örgütlenmede ortaya çıkan yapısal sorunlar ve bu sorunların sonuçlarıdır.

Yazı dizimize başlarken ülkemiz tarımsal örgütlenmesi hakkında kısaca tespitlerde bulunalım:

Ülkemizde, üretici birlikleri, kooperatifler, ziraat odaları, birlikler, vakıflar, dernekler gibi tarım alanında faaliyette bulunan pek çok örgüt bulunmasına rağmen, bu örgütlerin, içerisinde Ziaat Odaları dışında kalanlar üretici haklarını koruyabilecekleri güçlü bir yapıya sahip olamamışlardır. Bunun da en önemli nedenlerinin başında hükümetlerin sektörler arasındaki tercihlerini ortaya koyarken tarımdan yana ağırlık koymamaları ve yasalarla en hayati sektör olan gıdayı üreten tarım sektörünü korumaya almamış olmalarıdır.

Ülkemizde üretici örgütlerinin analizi yapıldığında karşımıza çıkan en önemli olumsuz özellikleri arasında finans sıkıntısını ve profesyonel yönetim eksiğini saymak gerekir.

Diğer bir olumsuz özellik ise küçük tarım işletmelerinin tarım sektöründe sayısal olarak hakim durumda olmasıdır. Yasal açıdan dağınık bir tarımsal yapıya sahip olan ülkemizde üretim ve pazarlama, farklı bakanlıklara bırakılarak tarımsal işletmeler birden çok kurum ile muhatap edilmektedir. Üretim safhasında Tarım Orman Bakanlığı mevzuatına dahil olan tarım sektörü pazarlama safhasında Gümrük ve Ticaret Bakanlığı mevzuatına dahil edilmektedir.

Görünmeyen bir ticari rekabetin sürdürüğü ülkemizde politikacılar ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı üst bürokrasisi diğer hakim sektörlerin baskısı ve etkisi altında kalmaktadır. Ulusal Süt,Ulusal Zeytin Zeytinyağı,Ulusal Pamuk Konseyi gibi kuruluşların yapı ve icraatları bu durumun en açık kanıtlarıdır.

Gerçekte ise tarımın istihdamdaki payı çok yüksek olmasına karşılık milli gelirdeki payı oldukça düşüktür ve her geçen sene daha da düşmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı yasasında yer alan “Milli gelirden en az %1 pay alır” maddesi gerçekte hiç bir zaman uygulanmamaktadır.

Tarımsal desteklemeler ise devede tüy misali olup hemen hemen hiçbir derde çare olacak ve diğer rakip ülkelerlerle rekabette üstünlük sağlamaya yönelik ve miktarlarda değildir.

En önemli sorun ise üreticinin kendisinden ve yasalardan kaynaklanmaktadır. Üreticiler bir araya gelerek ortak çıkarlarını savunabilecekleri birlikler oluşturma konusunda ümitsiz oldukları için çok geç kalmışlardır. Bunun yanında yasalar, özellikle batı ülkelerinde piyasa hakimiyetini elinde tutan Üretici Birlikleri Yasası hemen hemen hiçbir anlam ifade etmemekte, üreticilerin çıkarlarını savunmaktan çok uzakta bir metin görünümündedir.

Tarımda bunca aksaklık ve eksikliğin sonucunda da ürün fiyatlanmasında üreticilerden çok aracı kesimin söz sahibi olduğu tarım sektöründe hem ürüne yüksek fiyatlar ödemek zorunda kalan tüketiciler hem de emeğinin karşılığını tam olarak alamayan üreticiler zarar görmekte ve ülkemiz tarımı yeterince gelişememektedir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.