Takip Et

2014 Yılı Aydın tarımının değerlendirilmesi-18 Zeytin/Zeytinyağı-3 Zeytinlerde Verticillium Dahle (Yaprak Solgunluğu ) Hastalığı

Zeytincilikte geçmiş yıllarda yaşadığımız gibi 2014 yılında da yapısal sorunlar devam etti.

Öncelikle modern zeytin bahçelerinin oluşturulmasında öncülük edecek olan kurumların eksikliği bu yıl da hissedildi.

Zeytinimizin pek çok sorunun var olmasına var da son yıllarda baş edemediğimiz en önemli iki sorundan birisi 1987’lerde başlayıp hızla yayılan verticilum dahle (yaprak solgunluğu) hastalığının ne yazık zirai ilaçlama bakımından önüne geçilememiş olmasıdır. Bu alanda yapılan istatistikî çalışmalar ilimiz Aydın’ın bu konuda en riskli bölgede yer aldığını göstermektedir. Bu hastalığın en yaygın olduğu il Manisa olup, Aydın hastalığın yaygınlığı bakımından ikinci sırada yer almaktadır. Aydın’da ise İncirliova işlk sırada yer alırken, onu Kuyucak ve Buharkent takip etmektedir. Bunun da en önemli nedeni bulaşma kaynağıdır.1987 yılında İspanya’dan ithal edilen manzalina zeytinleri ile yayılması gerçekleşmiştir.

Hastalığa sebep olan mantar, yıl boyunca ağaç üzerinde canlı olarak varlığını sürdürmektedir.. Mantarın çoğalması spor ve miseller ile olmakta., spor uçuşu, en çok Mart ve Nisan aylarında meydana gelmektedir. Mantarın yoğun faaliyet dönemi yıllara, nispi nem oranına, toprağın nemine göre değişmesine bağlı olarak , 30-60 gün sürebilmektedir. Verticillum mantarı kışı, yere dökülen kurumuş yapraklarda ve ağaç üzerinde kalan hastalıklı yapraklarda geçirir. Bulaşma sporlar ile gerçekleşir.

Mantarın en yoğun gelişme dönemi gelişme sıcaklıkları 18-30°C’dir. Hastalık, 11°C’nin altında ve 32°C’nin üzerinde gelişemez. Aydın iklimi ilk ve sonbahar aylarında genellikle yağışlı geçtiğinden, hastalığın gelişmesine çok uygundur. İç kısımlarda ise kuytu, su tutan yerler, hava ve güneş almayan sık dikilmiş, budanmamış zeytinlikler, hastalığın gelişmesi için en uygun ortamlar olarak karşımıza çıkmaktadır.. Fazla azotlu ve çiftlik gübresi kullanılması, toprağın fazla işlenmesi, yoğun ve gereksiz sulama hastalığın artmasına ve yayılmasına sebep olmaktadır.

. Mantar, ilkbaharda ağaçlara su yürümeye başladığında çimlenerek kök kısmındaki ince kılcal köklerden girer ve su iletim demetleri içine yerleşir. Burada gelişmesine devam eden mantar sporlar oluşturur ve bu sporlar ağacın toprak üstü kısmındaki yapraklarına kadar götürdüğü özsu ile birlikte taşınırlar. Sporların iletim demetlerindeki miktarı öyle artar ki, bazen ağacın kendisi bazen de etmeninin sporları yan yana gelerek ağacın iletim demetlerini dalcık, ana dal, gövde veya kökün herhangi bir noktasından tıkar. Hastalığın ilk belirtileri, yaprakların üst yüzeylerinde görülen, sararma ve çalılaşma, ardından dal dal kurumalardır Bu aşamadan sonra kapalı iletim demetinin beslediği sürgün kurur. Ayrıca, tıkalı iletim demeti de tıkanma noktasına kadar rengini değiştirerek kahverengimsi renge döner ve kurur. Kesici bir aletle kabuk kaldırıldığında açık iletim demetleri beyaz, tıkalı olanlar kahverengimsi görünür. Belirti oluşumunun ileri dönemlerinde tıkalı iletim demetlerinin bulunduğu kısımdaki kabukta kurur ve dalda damar şeklinde koyu renkli olarak belli olur. Hastalığın gelişimi genellikle ilkbahar ve yaz başında (Temmuz’a kadar) meydana gelmekte, yaz içinde durmakta, sonbaharda (Eylül’den sonra) tekrar gelişme devan etmektedir.

Son yıllarda yaprak solgunluğu hastalığı azalır gibi görünse de bunun nedeni sonbahar ve ilkbahar aylarının daha kurak ve yağışsız gitmesidir. Hastalığın gündemden düşmesinin nedeni de budur. Ancak mücadele bırakılmamalıdır.

Zeytin yetiştiriciliğinde zirai mücadelesi bulunmayan bu mantari hastalıkla ilgili olarak görevli kurumlar ara verdikleri mücadeleyi sürdürmelidirler. Kültürel önlemler konusunda üretici sürekli bilinçlendirilmelidir. Çünkü küresel ısınmanın en önemli özelliklerinden birisi iklimin belli ölçüler içinde yağış, nem, rüzgâr ve ısı yaratmaması, düzensizliklerle sürüp gitmesidir.

Bu hastalığa karşı en nemli tedbirlerden birisi de yeni kurulacak zeytinliklerin seçimi ile, lgilidir ki zeytin alanları ovalara değil daha çok yüksek alanlara kurulmalı, ova kesiminde kurulan tarlalarda daha önce pamuk kırmızı biber ve patlıcan ve domates tarımı yapılmamış olması gerekmektedir.

Devam edeceğiz. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.