Takip Et

TÜRK ÇİFTÇİSİNİN 2017 YILI BEKLENTİLERİ-3

Türk tarımının 2016 yılında beklediğini bulamaması, ümitleri 2017 yılına taşıdı.

 

Türk çiftçisinin genel arzusu, tarımda büyümek ve pek çok üretim kaleminde dünya liderliğini ele geçirmektir. Pamukta dekar başına üretimde, kuru üzüm üretim ve ihracatında, kuru incir ve fındıkta dünya lideri olduğumuz gibi.

Ancak üretmek her şey demek değil. Ürettiğimizin fazlasının ihracat olarak yurt dışına satılabilmesi için daha çok mesafe kat etmemiz gerekmektedir.

Öncelikle pazar araştırmaları yapılacak. Üretime göre değil, tüketime göre üretim yapılacak. Hangi ülkenin halkı hangi biçimde tatlandırılmış zeytini yemektedir? Siyah salamura mı yoksa kostikle tatlandırılmış kokteyl zeytin mi? Ambalajı nasıl olacak? Reklam nasıl yapılırsa daha fazla tüketiciye ulaşılabilir?

GDO’lu olmayan pamuğumuzu mahlaç olarak değil de hazır giyim olarak, organik boyalarla renklendirilmiş olarak nasıl sunabiliriz?

Yurt dışından aldığımız kakaoyu fındık, incir, Antep fıstığı ve diğer ürünlerimizle harmanlayıp damak tadına en uygun hale nasıl getirebiliriz?

İhracatta hangi ülkeden hangi engel karşımıza çıkmaktadır? Bu engeller nasıl aşılır? Ürün fazlası stok oluşmaması için ne gibi tedbirler alınmalıdır?

Rakip ülkelerin çiftçileri ile rekabet ederken hangi desteklere ihtiyacımız vardır? Ar-Ge kapsamında nelere ihtiyaç duymaktayız?

Bunun gibi daha yüzlerce sorunun cevabının, bilimsel ve mantıklı olarak verilmesi, somut, elle tutulur hedeflere ulaşma konusunda kurumlar arası işbirliğinin sağlanması için yapılacakların her sektörü kapsayacak şekilde tek merkezden yönetilmesi gerekmektedir.

TZOB (Türkiye Ziraat Odaları Birliği) Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar,2017 yılında Trük çiftçisinin beklentilerini ele alırken öncelikle en sıkıntılı sektörlerin başında gelen kanatlı ve yumurta sektörünü ele aldı.

“Hayvancılıkta da üretim artışı, özellikle süt, kırmızı et ve yumurtada sürdü. 2016 yılı Ocak-Ekim döneminde yumurta üretimi 13,9 milyar adetten 14,9 milyar adede yükseldi. Yine 2016 Ocak-Ekim döneminde, tavuk eti üretimi 1 milyon 598 bin tondan 1 milyon 567 bin tona indi. 2016 Ocak-Eylül döneminde kırmızı et üretimi ise 853 bin tondan 902 bin tona yükseldi. Görüldüğü gibi miktar olarak üretimde bir gerileme olmadı. Buna karşın, üretici fiyatlarındaki düşüş nedeniyle tarımın milli gelire katkısında azalma ve tarımda bir küçülme yaşandı. Nitekim genel tüketici enflasyonunun 2016 Kasım ayı itibarıyla yıllık yüzde 7, Aralık ayı itibarıyla yıllık yüzde 8,53 olduğu bir ortamda tarımda üretici enflasyonu sıfırın altına indi. Tarımda üretici fiyatları, 2016 Kasım ayında yüzde 1,85, Kasım ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 0,82 geriledi. Bu durum doğrudan tarımdaki hâsılaya da yansıdı.”

Yumurta üreticisi yılın 3 ayı kâr ederken 9 ayında zarar etmektedir. Tavuk eti sektörü ise üretici firmaların merhametine kalmış durumda. Fason üretim yapan Türk çiftçisi, piliç firmaları ne verirse onula yetinmeye mecbur kalıyor. İç piyasada üretim-tüketim dengesi bozuk. Çözüm ise ihracatta. Ortadoğu,Rusya ve Arap pazarının ele geçirilmesi gerekmektedir ki hem üretici hem de ihracatçı kazansın.

Türk çiftçisi 2017’den ihracat kapılarının açılmasını beklemektedir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.