Takip Et

TARIM-SANAYİ İLİŞKİSİ

Günümüz tüketicisinin tüketme alışkanlıklarında düne göre büyük farklılıklar oluşmuştur.

Dün ne üretirsek, nasıl olsa tüketilir anlayışı hakim iken bugün bu anlayışıyla üretilenin her şartta tüketilmesi mümkün olmamaktadır.

Artık tüketicilerin yaşam kaliteleri, hem kendileri

hem aileleri hem de çevreleri ve çalışanları açısından son derece önemli hale gelmektedir. Satın alınan ve kullanılan tüm mal ve hizmetlerde kalite ve güvence ön şart olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak insanlar eskisine oranla daha seçici olmakta ve her zaman her istediğini en iyi şartlarda ve fiyatta bulabilmeyi hedeflemektedir. Bütün bunlar tarım ve tarımın etkileşim içinde olduğu tüm sektörleri doğrudan ve dolaylı olarak etkilemektedir ki ortaya çıkan olumsuzluklarda öncelikle tarım sektörü hem imaj hem de fiyatlar açısından olumsuz etkilenmektedir.

Tüketici öncellikle tüketeceği gıdanın kaynağının bilmek istemektedir. Ürün nerde üretilmiştir, cinsi ve çeşidi nedir? Üretim esnasında hangi teknik uygulamalar yapıldı? Marka değeri nedir? Ürün insan sağlığına ne derece uygundur? Organik sınırları içinde midir? Üretimde hijyen kurallarına uyulmuş mudur? Gerekliyse soğuk zinciri kırılmadan bana ulaşmış mıdır?

Türk ekonomisi içinde vazgeçilemez bir yeri bulunan, aynı zamanda Türk ulusal gelirinin %18’ini ve istihdamın %41’ini, son beş yıl ortalamasında GSMH’ye %12,6 katkı oluşturan tarım sektörü; milli gelire katkısı ve sanayi sektörüne sağladığı hammadde ve sermaye dolayısıyla en kıymet verilmesi gereken sektör durumundadır.

Sağlıklı bir tarımsal yapının varlığı ile, sağlıklı bir kent hayatı ve sağlıklı bir sanayi yapısının ortaya çıkması birbirlerini tetikleyen olgular olarak karşımızda durmaktadır.

Ekonomik olmayan, verimliliğe ve akılcılığa dayanmayan bir anlayış, kalkınma hamlelerinin önünde engel olarak durmaktadır.

Öncelikle ele alınması gereken tarımsal faaliyetlerde Kim, kimler için, nasıl, nerede, hangi kaynakla, ne kadar, ne zaman ,ne üreteceğine ilişkin sorulara yanıt arayarak uzun ve orta vadeli planlamalarla i ortaya koyan en yüksek değerde yarar elde etme amacına uygun sürecin ortaya konulması mecburiyeti bulunmaktadır.

Bunun da devamı olarak tarım-sanayi işbirliği bilimsel açıdan, faydacı, akılcı olarak ele alınmalıdır.

Hem tarım hem de sanayi vazgeçilemez olduğuna göre, tarım ile sanayi ilişkilerinde tarımsal üretimin gerçekleştirilmesinde mutlaka sanayiye ihtiyaç olduğu gibi sanayinin de varlığını sürdürebilmesi için mutlaka tarıma gereksinim olduğu gerçeği yatmaktadır. Kısacası ne tarım sanayisiz nede sanayi tarımsız hayatiyetini sürdürebilir

O halde iki sektörün etkileşimini biraz detaylı incelemekte yarar bulunmaktadır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.