Takip Et

Cumhuriyet Hükümetlerinin Tarıma Yaklaşımları-8

1929 Dünya Ekonomik krizi ile karşı karşıya kalan 4 İnönü Hükümeti İzmir İktisat Kongresi karalarında büyük değişiklikler yapma mecburiyetinde kalmıştır.

“Ekonomik temellerin atıldığı İzmir İktisat Kongresi’nde, ekonominin özel teşebbüsün hâkimiyetinde olması, devletin teşvik edici ve düzenleyici olarak görev yapması planlanmıştır. Ekonomide ana hedef dışa bağımlılığı en alt seviyede tutarak ekonomik kalkınmayı ve sanayileşmeyi gerçekleştirmektir. Gerçekleştirilmek istenen asıl hedef kendi kendine yetebilen bir ekonomi ile yurt içinde tüketilen mal ve hizmetlerin üretimini gerçekleştirmektir”(1).

1929 krizinden en çok etkilenen yine geniş halk kesimleri ve bunların içinde en fazla orana sahip olan çiftçiler olumsuz olarak etkilenmiştir.

“Özellikle ithalatçılar 1929 yılında liberal dış ticaret rejiminin sona ereceği inancına kapılmışlardır. Bundan dolayı tacirler, yeni gümrük tarifesinin yürürlüğe girdiği 1929 Eylül ayından itibaren kârlarını maksimum seviyeye çıkarmak istemiş ve azâmi miktarda talebi yüksek olan yabancı mallardan ithal etmek istemişlerdir. Sonuç olarak dış ticaret açığı 1929 yılında iki katına çıkmıştır. Ancak 1930’da ithalatta ihracata nazaran daha fazla bir düşüş yaşanmıştır. 1930 yılında ilk defa ihracat ithalatı aşmıştır.”

“Bu yıllarda Türkiye’nin ekonomik yapısını tamamlama noktasında dış borçlar önemli bir alan teşkil etmektedir. 1929 Dünya Buhranı öncesi yapılan sosyal ve ekonomik düzenlemelerde en önemli konu, devleti sağlam temeller üzerine kurmak veluslararasında güçlü bir çizgi sergilemek olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlarda, askeri ve siyasi alanda kazanılan zaferlerin ekonomik alanda da kazanılması gerektiği düşüncesine sıkı sıkıya bağlı kalma düşüncesi hâkimdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları ekonomik kalkınmanın ancak sanayileşme ile gerçekleşebileceği görüşünden hareket etmişlerdir. Bu düşüncenin oluşmasında tarihi gerçeklerin payı büyüktür.(2).

Türkiye ekonomisi de doğal olarak dünya ekonomileri üzerinde böylesine yıkıcı etkileri olan 1929 Buhranı’ndan etkilenmiştir. Yaşanan başlıca problemler; dış ödemeler açığı, Türk parasının değer yitirmesi, deflasyonist sürecin yaşanması ve tarımsal ekim alanlarının daralması şeklinde sıralanabilir (3).

“1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nın Türkiye üzerindeki sonuçları ekonomi politik açısından dönüm noktasıdır. Buhranın sebep olduğu ekonomik sorunlara, daha çok tarımsal yapı içerisinde çözüm arayan Türkiye, liberal ekonomi politikasının yanı sıra devletin de yatırımlara katılması ve kalkınmada etkili bir şekilde rol almasını benimsemiştir. Fakat alınan bu önlemler krizi aşmak için yeterli olmamış ve Buhran’ın etkileri 1932 yılına kadar artarak devam etmiştir. Buhranın siyasi olarak Türkiye’ye etkisi devletçilik ilkesini benimsenmesidir. Bu yıllarda özel sektörün yeterli sermaye ve bilgi birikiminin olmaması devletin doğrudan ekonomiye girmesine neden olmuştur”(4).

KAYNAKLAR

(1) Kahraman, S. (2005). 1929-1939 İktisadi Devletçilik ve Sanayileşme Politikaları. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Tarihi Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi.S 8-9.

(2) Durak, S. (2006). 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nın Mersin Limanı Üzerine Etkileri. Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı. Yüksek Lisans Tezi.S 31.

(3) Tekeli, İ. ve İlkin, S. (1982). Uygulamaya Geçerken Türkiye’de Devletçiliğin Oluşumu. Ankara: ODTÜ Yayını.S 74-75

(4) Subconturkey.com

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.