Takip Et

UNUTULAN TARIM ÜRÜNLERİNDEN: PALAMUT:12

Palamut üretimi uzun yıllar Ege ve Aydın köylüsünün önemli bir geçim kaynağı olurken,19.yüzyıl ortalarında itibaren önemi çok fazla artmıştır. İncelediğimiz Ortakçı kazası köyleri için de bu tespit böyledir.

Ortakçı köylerinden Savcıllı’da da vergi ödeyen 40 haneden 30 tanesi palamut üretimi ile uğraşmaktaydı. Savcıllı’nın palamut üretimi 125 kantar (yaklaşık 7050 kg.dır). Bahsettiğimiz 30 ailenin palamut hâsılatı 2025 Guruş olup, öşürü ise 200 Guruştur. Ortakçı ile nüfusu kıyaslandığında daha küçük bir yerleşim birimi olan Savcıllı’da diğer tarım ürünlerine göre palamut üretimi de oldukça azdır. Savcıllı’da da palamut iyi gelir getiren ve kolay üretilen bir tarım ürünüydü. Ortakçı’da olduğu gibi palamudun hâsılatı Savcıllı’da da kantarında 17 Guruştur. Savcıllı tarımsal üretim hâsılatı 37 980 Guruş olup bu hasılat içinde palamudun payı % 5 tir.Tarım ürünleri öşürü 14 564 Guruş olup öşür içinde palamudun payı % 1 civarındadır (1778).

Gencelli’de ise vergi ödeyen 48 haneden 46 tanesi palamut üretimi ile uğraşmaktaydı. Gencelli’nin palamut üretimi 318 kantar (yaklaşık 17 935 kg.dır). Bahsettiğimiz 46 ailenin palamut hâsılatı 5435 Guruş olup, öşürü ise 519 Guruştur. Ortakçı ile nüfusu kıyaslandığında daha küçük bir yerleşim birimi olan Gencelli’nin diğer bitkisel üretimlere göre palamut üretimi de oldukça yüksektir. Gencelli için de palamut iyi gelir getiren ve kolay üretilen bir tarım ürünüydü. Ortakçı’da olduğu gibi palamudun hâsılatı Gencelli’de de kantarında 17 Guruştur (1779).

Savaş öncesinde 54 000 000 kiloyu aşan palamut üretimi işgal yıllarında yok düzeyine inmiş, işgal sonrasında ise, önceki üretimin % 60 ‘ını yakalamak üzeredir.1923'e ait Palamut üretimi ise 32.000.000 kilodur (1780).

 

Ortakçı İstasyonu da demiryolu boyunca uzanan diğer yerleşim merkezleri gibi palamudun ilk yüklendiği noktalardan birisi idi. Feslek, Gelenbe, Ericek, Muratdağı, Gencelli, Gencellidere, Aktaş, Çatak, Savcılı, ve Kızıldere gibi Aydın Dağlarında ve eteklerinde yer alan bu köylerin 1400 metre rakıma kadar olan yamaçları tamamen palamut ağaçlarıyla kaplıydı. Çubukdağı eteklerinde yer alan Kabaağaç, Bucakköy, Tolaz, Tırkaz ve Tekke köyleri de birer palamut deposu idi. Elimizde üretimle ilgili rakamlar olmamasına rağmen XIX. yüzyılda hızlanan palamut ticaretinin 1970’li yıllara kadar canlı olarak sürmesi, palamudun fakir köylü için önemli bir gelir kaynağı olduğu söylenebilir.

Tüm Büyük Menderes Vadisi'nin 300 metre rakımından sonra kendiliğinden yetişen meşe palamudu, uzun yıllar fakir köylünün geçim kaynağı olmuştur. Önceleri değersiz araziler ve kışlık odun temini için değerlendirilen meşe palamudu, Palamut ticaretinin başlaması ile kıymetlenmiştir. Palamutluk alanlar sahiplenilmeye başlanmış, köylüler adına tapu tescilleri başlamıştı.

XIX. yüzyılın son çeyreğinden önce İzmir’e develerle sevk edilen palamut altın devrini tren yollarının palamut alanlarının bulunduğu köy ve kasabalara ulaşması ile yaşadı. Demiryolu ile sağlanan ucuz nakliye palamudun maliyetini de düşük tutmakta idi.

Palamut üretimi daha çok yamaçlarda ve dağ köylerinde yapılmaktaydı. Ağaçlardan kendiliğinden düşen veya hasad döneminde uzun sırıklarla dalından indirilen palamutlar hayvanlarla tren istasyonları çevresindeki palamut tüccarlarının depolarına taşınırdı. Buharkent merkezde Kayaburnu Mahallesi ve çevresi, palamut ağaçlarının bol bulunduğu alanlar idi.

Bu köylerden Ortakçı –adı 1899 depreminden sonra Burhaniye oldu- istasyonuna taşınan palamutlar Rum tüccarların istasyon yakınlarında sıralanmış depolarına getirilirdi. Palamut ticareti yapan Rum tüccarların en tanınmışları Pelitçi (Pellis)i, Sabuncuoğlu ve Andon idi.

Rum tüccarlardan alınan palamutlar sevk edilecek miktara ulaşınca trenlerle İzmir’e sevk edilirdi.1922’de Rumların Buharkent’i terk etmesi ile palamut ticareti Türk tüccarlar tarafından yapılmaya başlandı. Devlet karayolunun inşasından sonra demiryollarının işlevinin de azalması ile Buharkent şehir içinde palamut depolarının inşa edildiği bir dönem yaşandı. Bu dönemde palamutlar Buharkent’in yerlisi tüccarlar tarafından alınıp kamyonlarla İzmir’e gönderiliyordu.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.