Takip Et

Osmanlı’da Yetiştirme Alanlarında İncir-5

Bozdoğan da incir üretim merkezlerindendir. Ancak diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi incirde de Bozdoğan Nazilli’nin gölgesinde kalmaktadır:

“Ziraat ve Ticaret: Bozdoğan Kazasında dahi Nazilli gibi hınta (buğday), şa'ir (arpa), mısır, darı, kendir, pamuk, susam ve saire ile incir hâsıl olur. Ve bunların ekseriyesi husule gelir. İncirin 6 milyon (yaklaşık 7,6 ton) kıyyesi ihraç edilir.

Arazinin bir kısmı Akçay Nehri'nden iskâ olunduğu cihetle bu kısım arazide envai mahsulât Nazilli Kasabası misl-i kemal kayd ile neşv ve nam bulur. (57)

“ Dâhil-i kazada (Bozdoğan) geliyetle zira olunan hububat: hınta (buğday), şa’ia (arpa), mısır, darı, susam olup incir dahi husule gelir.”(58)

“Mülahaza: İşbu mahsulâtın en ziyade ihracatı pamuk, susam ve incir olup İzmir’e sevk edilir”(59)

1897 yılında Karacasu kaza sınırları bugüne göre daha geniş olup, bugün Kuyucak İlçesi sınırlarında kalan Karapınar, Çamdibi, Bucak ve Nazilli’ye bağlı Hamidiye ve Pirlibey’e kadar uzanmaktaydı. Adı geçen köyler, büyük Menderes’in güney bölümünde yer almasına rağmen-incir yetiştirme alanları çok büyük oranda Büyük Menderes’in kuzeyinde yer alır-bir miktar incir üretmekteydiler. Karacasu’da 1895 ve 1901 yılları salnamelerinde incir üretimi gösterilirken 1897 yılı salnamesinde gösterilmemiştir. Bu da o dönemde kaza sınırlarının sık sık değişmesinden kaynaklanmaktadır:

Kaza-yı mezkûrda(Karacasu) 30 bin İstanbul kilesi hınta (buğday),220 bin kile şa’ir(arpa),72 bin kile mısır ve çavdar,15 bin kile akdarı, burçak, susam, nohut, mercimek ve bakla,,200 bin kıyye çekirdekli pamuk ,150 bin kıyye incir ve 35 bin kantar palamut,50 bin şinik zeytin,500 çeki afyon,450 bin yaş ve kuru üzüm, 200 bin meyan kökü hasıl olur, alınır, satılır.” (60)

1897 yılı salnamesinde Karacasu’da yetiştirilen tarım ürünleri arasında incirin varlığı belirtilmemiştir:

Dâhil-i kazada(Karacasu) geliyetle zira olunan hububat: buğday, arpa, mısır, pamuk, susam.

Mahsulât-ı saire: Çavdar, palamut, akdarı, kumdarı, burçak, afyon, üzüm, mazı.

Mülahaza: İşbu mahsulâttan en ziyade ihracat buğday, arpa, palamut, pamuk, mısır, susam, darı olup…”(61)

Dâhil-i kazada geliyetle zira olunan hububat: Buğday, arpa, bakla, burçak, susam, darı, akdarı, kum darı, çavdar. Mahsulât-ı saire: incir, üzüm, palamut, mazı, zeytin, afyon, pamuk. Mülahaza: İşbu mahsulâtın en ziyade buğday, arpa, palamut, mısır, susam ve mazıdan ibaret olup İzmir’e sevk olunur.”(62)

Söke ise bugün olduğu gibi incir 1895 yılında da yetişmeyen bir kazadır.

Ahval-i Arazi: Söke Kazası arazisi mezruh ve gayri mezruh ve kabil ve gayri kabil ziraat olarak takriben 1750 kilometre merbu kadar olup bunun bir kısmı cer-i sefid su ahvalinde, diğer bir kısmı dahi dağlarda kıraç yerlerde bulunduğu gibi diğer bir kısmı mevsim-i şidade menderes Nehri istila ederek, buralarda güz mahsulu ziraat edilmekte ve dördüncü kısmında ise kuvve-i inbatiyede derece-i matlubada olarak hınta, şair, bakla, alf, tahad, burçak, çavdar, susam, darı, pamuk, ve emsali mahsulat vücuda gelmektedir.”(63)

Ziraat ve Ticaret:

Kaza-yı mezkur ahaliyesinin kısm-ı atisi ziraatle meşgul ve kusuru ticaretle ma’luftur.Alınıp satılan şeyler balade beyan olunan cuvbat ve sairedir”(64%

Söke gibi Çine’de de incir yetiştirilmemektedir:

Kaza (Çine)dâhilinde buğday, arpa, bakla, darı, susam ve işbu mahsulâttan ziyade ihracata zeytinyağı, buğday, bakla olup, Aydın ve İzmir’e sevk olunur.” (65) 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.