Takip Et

DÖVİZ HAREKETLİLİĞİ KARŞISINDA TÜRK TARIMININ DAYANIKSIZLIĞI

Eğer bir ekonomide döviz kurlarının yukarı hareketliliği milli para biriminin değer kaybı ile neticelenirse halkın ve tüm sektörlerin satın alacağı her türlü mal ve hizmetlerin tüm birim fiyatları artacak demektir.

Ancak buna karşılık olarak da satacağı tüm mal ve hizmetler değer kaybedecektir. Yani ithalat pahalılaşacak ihracat değeri de düşecektir. İthal girdiler ithal etmek zorundaysa maliyet ve fiyat artışı kaçınılmaz olur.

Şu anda yükselmekte olan döviz kurları Türk tarımını doğrudan etkisi altında almaktadır. Gıda ve tarım ürünleri başta olmak üzere tarım girdileri ve yem hammaddelerinin maliyet ve üretim yetersizliği dolayısıyla ithalata yönelmiş olması Türk tarım ürünlerine değer katmadığı gibi üretici elinde fiyatları aşağı çekmektedir. Ancak gıda ve tarım ürünleri fiyatları tüketiciye ulaştığında fiyatların %300-900 üzerinde gerçekleştiği görülmektedir.

Hayvancılık dahil tarımsal üretimde temel girdi olan saman, yem, tohum, mazot ve gübre gibi temel girdilerin ithal edilmesi gene çiftçiye ve tarım sektörüne olumsuz yansımaktadır.

Bu sorunlara çözüm bulmak amacıyla uygulanan serbest ithalat politikası tarım sektörünü, üretim ve üretici açısından, olumsuz etkilemektedir.

Döviz kuru yükselişinin tarım sektörüne etkilerinin kısa vadeli olarak değerlendirildiğinde hasat öncesi dönemi ele almamız gerekmektedir. Hasat öncesinde döviz kuru artışı tarım ürünleri maliyetini artıracak bu duru da tarımın gelişimine engel olduğu gibi tarım ürürnü ve gıda eksikliğine yol açacaktır. Bunun ileri safhası ise tarımsal üretimin sekteye uğramasıdır.

Hasat elde edilmeden kur hareketinden kaynaklanan makta ve genel ekonomi kapsamında da fiyatları artırıcı bir baskı yaratmaktadır. Doğal çevre ve serbest piyasa koşullarının etkilerine, kurdan kaynaklanan maliyetler eklenince tarımda gelişmenin olası olmayacağı anlaşılır.

Tarımsal faaliyetlerin azalması ise istihdam sayı ve oranının azalmasına, işsizliğin artmasına yol açacaktır.

Döviz değer artışının uzun vadeli olarak değerlendirilmesi teme tedbirler almaktan ve tarımda yapısal dönüşümün sağlanmasından geçmektedir. Doğru, gerçekçi ve planlı politikaların üretebilmesi, tarım sektörün yapısının, girdi-çıktı ilişkilerinin, pazarlama sisteminin sakatlıklarının doğru okunabilmesi için gereklidir.

Özellikle tarım sektörünün girdi çıktı ilişkisinin, istikrar bağlamında, kur hareketlerine duyarlılığı oldukça yüksektir.

iğer bir deyişle yurt dışı gıda fiyatları son on yılın en düşük seviyesindeyken ulusal gıda fiyatlarındaki olağan üstü artışlar ulusal gıda fiyatların, yurt dışı gıda fiyatlarından ayrışmasına yol açmış olup bu durum kur hareketlerinin bir yansıması olarak değerlendirilmelidir.

Türk tarım sektöründe kur yükselmesinin tohum, gübre, elektrik, akaryakıt gibi ana tarımsal girdilerde sebep olduğu maliyet artışı sektörün gelişimini bozmakla beraber dış dünyaya karşı Türk tarımının rekabet gücünü yok etmektedir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.