Takip Et

Niçin Bağcılık 3

Aydın’da Bağcılığın Tarihi: Aydın ve ilçelerinin Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarındaki üzüm tarımı ile ilgili bilgi ve tespitlerimize devam edeceğiz.

Aydın, tahıl dışı tarımın yaygınlığı ve yüksek verim gibi özellikler nedeniyle, bütünüyle tarıma dayalı Osmanlı ekonomisi içinde özel bir yere sahipti. Tarımsal üretimin en belirgin özelliği üretimi olan Aydın'da Osmanlı İmparatorluğu topraklarında yer alan tüm incir ağaçlarının yarısından fazlası (3,5 milyonun üzerinde) bulunmaktaydı. 1913 yılı rakamlarına göre Aydın Sancağı’ndan 43 bin 724 ton incir elde edilmiştir. İncir’in yanı sıra dış satım ürünleri arasında pamuk ve üzüm de başta gelmekteydi.

Aydın Vilayet Salnamelerinde şu bilgiler yer almaktadır:

"Köşk'te önemli bir bağcılık merkeziydi. Nahiye dahilinde incir, palamut, zeytin, pamuk, buğday, arpa, akdarı, mısır darı, çavdar, bakla, meyan kökü, susam, kestane, ceviz, çekirdeksiz razaki üzümleri hasıl olunup şimendifer (ile) İstanbul’a, İzmir’e mahal-i saireye nakl olunur. Nazilli ise önemli üretim merkezlerinin başında gelmekteydi. Kazamız-ı yörede senevî 40 000 İstanbul kilesiyle hınta (buğday) ve 3 888 000 kile şa’ir (arpa),71 987 kile mısır, 11 200 kile çavdar,11 841 kile akdarı, 20 000 kile burçak,11 700 kile susam, 50 kile nohut ve yine o kadar mercimek, 15 000 kile bakla, 3 650 000 kıyye çekirdekli pamuk, 1 341 000 kıyye incir, 130 000 kantar palamut, 863 000 kıyye zeytin, 250 kıyye afyon, 350 harir (ipek), 600 000 yaş üzüm, 7000 kantar meyan balı hâsıl olur, alınır ve satılır. Dâhil-i kazada geliyetle zira olunan hububa; pamuk, arpa, buğday, mısır darısı, akdarı, kum darı, çavdar, susam, nohut, afyon, kendir. Mahsulât-ı saire: incir, razakı üzümü, portakal, limon, palamut, meyan kökü, kitre. Nazilli’de arazi dağılımı ise şu şekildedir:

Nazilli Kazasının arazisi(dönüm): Bağ: 6308, İncir bahçesi: 35 326, Tarla: 257 514, Çayır: 1195, Arsa: 866, Palamutluk: 42 853, Zeytinlik: 52 690, Sebze bahçesi: 1622, Limon, portakal bahçesi: 287, Mera:4820, Yaylak: 2516, Orman ve çalılık: 134 252, Ahalinin hıtabına mahsus orman: 19 663, Yekûn: 565 402 dönüm. Karacasu ekonomisinde de bağcılık önemli bir yer tutmaktadır ziraat ve ticaret. Kaza-yı mezkûrda 30 000 İstanbul kilesi hınta (buğday), 220 000 kile şa’ir(arpa), 72 000 kile mısır ve çavdar, 15 000 kile akdarı, burçak, susam, nohut, mercimek ve bakla, 200 000 kıyye çekirdekli pamuk, 150 000 kıyye incir ve 35 000 kantar palamut, 50 000 şinik zeytin, 500 çeki afyon, 450 000 yaş ve kuru üzüm, 200 000 meyan kökü hâsıl olur, alınır, satılır.

 

İthalat ve İhracat:

Kaza-ı mezkûr ithalatı basma, Amerikan bezi ve sair, akmeşe ile şeker ve pirinç ve kahve ve emsali, havc-ı zarurriyeden ihracat dahi mahsulât-ı mahalliyeden olan incir, üzüm, afyon ve hınta (buğday) ve şa’ir (arpa), susam ve sair cuvbat ile ekili pamuk hamam takımı, havlu, mavi bez ve saire. Her nevi mensucat-ı metnuadan ibarettir. Dâhil-i kazada geliyetle zira olunan hububat, buğday, arpa, mısır, pamuk, susam. Mahsulât-ı saire: Çavdar, palamut, akdarı, kum darı, burçak, afyon, üzüm, mazı.

Aydın’da bağcılık canlılığını ve çiftçiye katkısını sürdürürken 19. yüzyılın sonlarında gelen felaket bağcıları oldukça üzmüştü.

Ayrıca Batı Anadolu’da bulunan bağlar filoksera tahribine uğradıkları zaman üzüm hâsılatı hayli azalmış ve hatta iç ihtiyaçları giderecek duruma düştüğü zaman da üzüm ihracının durdurulmamasına büyük önem verilmişti. Bundan yaklaşık bir on yıl sonra Alman bağcılık şirketi Müller-Suppa, Almanya’dan asma fidanları getirmiş, bağların büyük bir kısmına bunları dikmişti. Almanya’dan getirilen bu fidanlar hastalıklı çıkmış ve hastalık kısa zamanda yayılarak diğer bütün bağları da sarsmıştı. Bağlara gelen bu hastalık yüzünden 1894 yılında üzüm dikimi son bulmuş ve hastalığın daha fazla yayılmasını önlemek için bağlar sökülmeye başlanmıştı. Bağcılığın tamamen mahvolması, hükümetin acele aldığı bir kararla önlendi. Osmanlı hükümeti bu hastalığın tahrip ettiği her dönüm bağ için 10 lira tazminat ödeyeceğini ve 10 yıl süreyle bağcılıktan alınan her türlü verginin kaldırıldığını açıkladı. Bu karar sayesinde bağcılık tekrar canlanabildi. Tabii, bu sırada sadece Aydın ilinin de içinde bulunduğu Aydın Vilayeti’nde 1.174.000 kantara yaklaşan üzüm rekoltesi 800.000 kantara kadar düşmüş, 5,5’ten 7,5 kuruşa kadar satılan mallar 60 paraya satılmış ve bu iktisadi felaket bağcıları acınacak bir hale getirerek büyük zora sokmuştu .

1887 yılında Yunanistan’daki üzüm rekoltesinin kuraklık yüzünden son derece düşük olması nedeniyle Batı Anadolu’da ihracata dönük üzüm yetiştirmenin büyük bir hızla geliştiği görüldü. 1887’de Fransa ve İtalya arasındaki ticaret anlaşmasının yürürlükten kalkmasıyla da Fransa’nın ithal olanakları büyük ölçüde kısıtlanmış oldu. Böylece Türkiye kuru üzüm piyasasında hiç olmazsa bir süre için rakipsiz kalmış oldu. Osmanlı Hükümeti bağcılığı aktif olarak destekleme kararı aldı."

1891 Aydın Vilayeti Salnamesi'nde bağcılığın Aydın ekonomisi açısından önemi vurgulanırken üzüm yetiştirilebilecek topraklar hakkında da kısa bir bilgi verilmektedir:

“Ziraat ve felâhatın en mühim bir şubesi olan bağcılık Vilayet-i Celilede pek ziyade terakki etmiştir.

Çok rutubetli ve özlü topraklar ve âli el husus otlak ve çayırlık olmağa elverişli arazi bağ yetiştirmeye ma’ud olmadığı halde tebeşirli topraklar bilakis bağların vücud ve ifasetine hizmet eder. İzmir, Çeşme, Urla, Tire, Manisa Kazalarının bağları nefasetiyle bilhassa pek ilerlemiştir…” 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.