Takip Et

11.KALKINMA PLANINDA TARIMSAL AMAÇLAR VE HEDEFLER

Dün başladığımız yazı dizimizde Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından Temmuz 2019 tarihinde yayınlanan 2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı giriş bölümüm sadece ilk beş sözcüğünde bahsedilen amaçların gerçekleşmesinin, günümüz gerçekleri ile uyuşmadığı içinmümkün olmadığını izah etmeye çalıştık.

Ayrıca plan,tarıma nerdeyse hiç önem vermediğini ayrdığı 6 sayfa ile de göstermektedir.

Planın taırmla ilgili bölümünün bütününe göz gezdirdiğimizde planlamadan çok “dilek ve temenniler” in basma kalıp cümleler şeklinde,adeta kopyele –yapıştır metodu ile bir derleme olduğu izlenimini vermektedir.

İlk paragrafta “uluslar arası rekabet”ten söz etmektedir ki bu da basma kalıplığın “daniskası” olarak sırıtmaktadır.

Sen tarım arazilerini diğer sektörlere peşkeş çekerken,

Birim başına verimi artıramazken,

Üreticiyi aracı tefeci,işletmeci,komisyoncu ve tüccara ezdirirken,

Desteklemeler komik rakam ve oranlarda ve rakip ülkelerin altında seyrederken,

Üretici girdileri satışın üzerinde seyrederken,uluslar arası rekabetin nasıl sağlanacağı cevapsız bir soru olarak ortada durmaktadır.

Aynı paragrafta “ileri teknolojiye dayalı” tarımdan bahsetmektedir ki üretici hangi birikimi ile bu teknoljiyi satın alacaktır? Dikkate alınmayan hususlardan birisi de kredi imkanı tükenmekte olan üretici,bırakın yeni teknolojileri kullanmayı,mevcut ekipman ve girdilerini temin edecek kredi imkanlarını dahi tüketmektedir.

Aynı paragraf “Örgütlülüğü ve verimliliği yüksek etkin bir tarım sektörünün oluşturulması” amacından bahsetmektedir ki buradaki tarım kastedilen sektörünün üretici mi,komisyoncu mu,nakliyeci mi,tarıma dayalı endüstri,işletme veya ihracatçı mı olduğu belli değildir.

Açıkça tarım sektörünün omurgası ve hamalı olan üreticinin adı dahi geçmemektedir.

“Tarım sayımı” yapılacaktır,cümlesi ,son Tarım Sayımı’nın yapıldığı 2001 yılında Sayın Hüsnü Yusuf Gökalp’in Tarım Bakanı olduğu döneme götürmektedir ki,bu cümledeki itiraf “Türkiye Tarım Envanterinin” güncel olmadığıdır.

Ardından “Tarımsal girdi ve ürün fiyat dalgalanmalarının izlenmesi,rekabetin korunması,piyasa aksaklıklarının giderilmesine yönelik piyasa bilgi ve izleme sisteminin oluşturulması” ndan söz edilmektedir ki buradan çıkan sonuç da develetin piyasalarda izleyci olmayı ve “bırakınızcı” ekonomik anlayışını sürdüreceğidir.

Zira piyasadaki “soygun” düzeninin bertaraf edilmesi, rekabetin üretici lehine tanzimi,aracıların ve komisyoncular hakkında bu soygun düzeninde hangi önlemlerin alınacağı ve yasal düzenlemelerin yapılacağından bahis yoktur.

Piyasalarda üretici-tüketici makası açık ara sürecek,aracı,tefeci üretici sırtından kazancını katlarken üretici borçlar da katlanacak;trenlere bakılmaya devam edilecektir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.