Takip Et

DÜNDEN BUGÜNE ANADOLU’DA KOYUNCULUK VE ARICILIK

Koyun

Karaman Vilayeti Ermenek kazası mahallelerinden olan 13 mahallede 112 hanede 3716 koyun bulunurken bunların 1260 yılı hâsılatları 8476 guruş,1261 yılı hâsılatları da 7479 Guruştur.

Lârende’nin güneyinde kalan birçok köy ile Nevahî-i Ermenek ve Ermenek köylerinde neredeyse hiç koyun olmadığı gibi Ermenek havalisinde genellikle kuzu ve oğlakların miktarı hiç belirtilmemiştir. Mesela Ermenek köylerinde 20, Nevahî köylerinde 17 koyun bulunurken Bucakkışla, Afgan, Özdemir, Dağal, Çukurbağ (Ermenek),Cerid, Göçer, Burhan, Boyalı’da hiç koyun yokken Gaferyâd mahallelerinin tamamında çok az koyun vardı (348).

Arıcılık

İnsanların enerji ihtiyacını karşılayan iki temel besin maddesinden biri olan şeker için meyvelerin yanı sıra bal da kıymetli ve önemli bir gıda maddesi idi. İlk çağlardan beri insanoğlu enerji kaynağı olarak yağlı ve şekerli ürünleri gıda listesine almıştır. Yağı bitki ve hayvanlardan elde ederken şekeri de meyve ve sebzelerden elde ettiği gibi arı yetiştiricliğinin ürünü olan baldan sağlamaktaydı.

Anadolu’nun hemen hemen her yerinde uzun yüzyıllardır arıcılık yapıldığını bilmekteyiz.

Arıcılık, İpekböcekçiliği ve Balıkçılık vergi talep edilen diğer hayvancılık faaliyetleriydi. Resm-i kevvare, resm-i kovan, resm-i asel, resm-i zenburiye, öşr-i petek, resm-i nahl gibi adlarla anılan arıcılığa bağlı vergi, reayanın elinde bulunan arı kovanlarının mahsulünden bazı yerlerde bal olarak bazı yerlerde akçe olarak alınıyordu. Reaya arılarını beslemek için kendi tabi olduğu tımarın dışında başka sipahinin tımarı arazisine giderse, resmin yarısını reayanın kayıtlı olduğu sipahi, diğer yarısını ise arıların otlandığı tımarın sipahisi veya kovan resmini reayanın kayıtlı bulunduğu tımar sahibi, otlak resmini de (arı otlağı) kovanların bulunduğu tımar sahibi alırdı (350).

Osmanlı Devleti’nde toplumun ve sarayın gıda ürünleri içerisinde bal tüketiminin hayli yüksek olduğu söylenebilir. Özellikle saray masraf defterlerine bakıldığı zaman bal tüketimi diğer gıdalar içerisinde hatırı sayılır bir yere sahiptir. Saraya alınan ürünler içerisinde en öne çıkan ürünlerden birinin XVI. ve XVII. yüzyıllarda 10781-15922 kıyye ile bal olduğu görülmektedir (351).

Hayvancılık içerisinde önemli bir yeri olan arıcılık ve arıcılıktan alınan vergiler tahrir defterlerine farklı şekillerde kaydedilmiştir. Bunlar asel (bal), nahl (bal arısı), kovan, zenbur, zenburiye, petek ve kivâre şeklinde karşımıza çıkmaktadır (352).

Resm-i kovan aynî olarak alındığı gibi nakdî olarak da alınmaktadır. Bu durum bölge ve dönem şartlarına göre değişebilmektedir. Arıcılıkla uğraşanlar kovanlarını günümüzde olduğu gibi geçmişte de farklı bölgelere mevsimsel özelliklere göre daha fazla verim elde edebilmek adına dolaştırmaktadırlar. Bugün bu durum çok ciddi problem çıkarmasa da, verginin kime ve nasıl ödeneceği hususu Osmanlı döneminde bazı sıkıntılar meydana getirmiştir. Vergi, arıların beslendiği timarın sahibine mi yoksa reâyânın bağlı olduğu sipahiye mi verilecek.

XIX. yüzyıl genelinde bal fiyatlarına bakıldığı zaman balın kıyyesinin Harput’ta 160, Ankara’da 140, Kayseri’de 180 ve Sivas’ta 170 para olduğu görülmektedir.

Çukurbağ’da ise 1844/1845 yıllarında balın hâsılatı kovan başına 5 Guruştur.

Çukurbağ’da 45 haneden 10’u arıcılık yapmakta, bu hanelerde 19 kovan arı bulunmaktadır. Hane başına düşen kovan ortalaması 1,9’dur.Toplam hâsılat 5 Guruştan olmak üzere 1844 yılında95,1845 yılında 90 Guruştur. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.