Takip Et

TÜRK ÇİFTÇİSİ TARIMDAN NİYE UZAKLAŞIYOR

Daha önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi COVİD -19 salgın döneminde devlet imkanlarının ulaşmadığı yegane sektör tarımdır.

Salgın sonrası ülkenin içinde bulunduğu durumdan en fazla zara gören ve muzdarip olan kesim de Türk çiftçisidir.

Piyasada oluşan gıda ve tarım ürünü fiyatları sizleri aldatmasın.

Türk halkının gerçek enflasyon ortalaması % 160’larda iken Türk çiftçisinin girdi maliyet enflasyonu% 320’lerde seyretektedir.Maliyet enflasyonunda ana kalemler elektrik,gübre,zirai ilaç,makine-ekipman,veteriner ilaçları,tohum vb kalemlerdir.

Türk çiftçisi, hane bütçesinin en fazla dağıldığı, açıkları önenemez hale gelmiş aile gruplarını oluşturmaktadır.

TZOB Genel Başkanı Sayın Şemsi Bayraktar’ın tespitlerine göre SGK pirimi ödeyen çiftçi sayısı 520 bin’lere düşmüştür.

“Ülkelerin ekonomik kalkınmalarında ve üretim sürecinde en önemli üretim faktörlerinden birini iş gücü oluşturmaktadır. Ekonomik anlamda iş gücü, üretim faaliyetlerine katılan aktif nüfusu ifade etmektedir. Türkiye’de istihdam edilen aktif nüfusun %22,7’si tarım sektöründe, %27,3’ü sanayi sektöründe, %50’si ise hizmetler sektöründedir” (NKA, 2011).

Karşılanamaz girdi ve sosyal güvenlik pirim maliyetleri, tarım getirilerinin girdileri karşılayamaması özellikle son üç yılda tarımdan kaçan nüfusun katlanarak artmasına neden olmuştur.

Bu kaçıştan en fazla zarara ve yıpranmaya tarım nüfusu içindeki kadınlar uğramaktadır.

“Tarım ve tarım dışı sektörlerde istihdam edilen aktif nüfusun cinsiyet ve eğitim durumlarına göre genel bir değerlendirmesi yapıldığında, kadınların eğitim seviyesinin erkeklere göre daha düşük olduğu belirlenmiştir. Eğitim seviyesinin farklı olması erkeklerin istihdamı açısından avantaj yaratırken, kadınların iş gücü piyasalarında istihdam önceliklerini kaybetmelerine neden olmaktadır. Ancak tarım sektöründe yaratılan istihdamda işler, kadınların ve erkeklerin yaptığı işler olarak sınıflandırıldığı için eğitim düzeyinin istihdam yaratmada diğer sektörlerde olduğu kadar etkisi bulunmamaktadır.”

“ Fakat üretim süreci bir bütün olarak değerlendirildiğinde, geleneksel üretim şeklinden gelişmiş tarım teknolojilerinin uygulandığı üretim şekline dönüşümün gerçekleştirilebilmesi için hem erkek hem de kadınların eğitim seviyelerinin, iş başarmaya yönelik yetenek ve niteliklerinin yüksek olmasına ihtiyaç duyulmaktadır.”

Tarımda istihdam edilen aktif nüfusun %55,6’sını erkekler, %44,4’ünü kadınlar oluşturmakta olup her iki cinsiyette de ilkokul mezunları ağırlıklıdır.”

“Modern üretim tekniklerini kullanarak yapılacak üretimlerde iş gücünün niteliği büyük önem taşımaktadır. O nedenle üretim sürecinde istihdam edilenlerin çeşitli konularda düzenlenecek eğitimlerle işe yönelik niteliklerinin artırılması; iş gücü verimliliğinin sağlanmasına, kırsal alanda oluşturulacak iş çeşitliliğine yönelik potansiyel iş gücünün oluşmasına, bireylerin tarımsal girişimcilik faaliyetlerine yönelik eğilimlerinin artmasına, kırsaldaki gelir düzeyinin artırılması, tarımsal istihdam piyasalarında ücret oluşumunun düzenlenebilmesine vb. katkı sağlayacaktır.” 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.