Takip Et

TARIM TOPRAKLARIYLA İLGİLİ SÜREÇ

Pek çok üreticimiz haklı olarak,tarımsal sulama suyu kullanımının yetersizliğinden musdarip durumdadır.

Üreticilerimizin önemli bir bölümü de kuaklık döneminin ner zaman sona ereceğini merak ederken erken sonlanması ümidi içerisindedir.Bilimsel veriler ise yaşadığımız kuraklık döneminin çok uzun süreceği konusunda hemfikirler.

Çünkü “Dünya nüfusunun üçte biri su stresi olan kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde, dörtte üçü de gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır. Bu nüfusun; 2025 yılında 8 milyar kişiye, 2050 yılında 9,15 milyar kişiye ulaşacağı ve nüfus artışının yüzde 90’ının gelişmekte olan ülkelerde olacağı tahmin edilmektedir.

Mevcut durum ve olası gelişmeler dünya gıda üretimini yeterince artırmazken tüketimde ise çok hızlı bir artış mevcuttur.Bunun da en önemli nedenlerinin başında aşağıda yer alan FAO görüşü yer almaktadır.

“FAO’ya göre dünya topraklarının üçte biri erozyon, tuzluluk, bitki besin maddesi ve organik madde kaybı, kirlilik ve betonlaşma nedeniyle verimsizleşmiş durumdadır. Dünya arazilerinin yüzde 26’sına karşılık gelen 1,2 milyar hektar arazi yanlış tarımsal faaliyetler ve kullanım sonucu bozulma ile karşı karşıya kalmıştır. Uluslararası Toprak Referans ve Enformasyon Merkezi (ISRIC) tarafından karasal alanların yüzde 15’inin insan faaliyetleri sonucu çeşitli düzeylerde tahrip olduğu bildirilmiştir. Bozulan bu alanların yüzde 55,7’sinde su erozyonu, yüzde 27,6’sında rüzgâr erozyonu, yüzde 12,5’inde besin kaybı, tuzluluk, kirlilik, asitlik gibi kimyasal değişmeler, yüzde 4,2’sinde ise su baskını, sıkışma, çökme sorunu gibi fiziksel değişimler yaşanmıştır. Dünyadaki toplam alanın yaklaşık yüzde 46’sını kaplayan kurak ve yarı kurak iklim bölgelerinde sulanan alanların yaklaşık yüzde 50’sinde ise değişik düzeylerde tuzluluk sorunu vardır.”

Diğer bir önemli neden ise tarım topraklarının tahribatı ve yok olmasıdır.Tarım dışı sektörler (inşaat,ulaşım,maden,enerji turizm) kendi mensupları ve patronları bu süreçten etkilenip aç kalmayacakmışlar gibi tarım topraklarını yok etmede birbirleri ile yarışmaktadırlar.

“Yine, saatte 11 hektar arazinin Avrupa’da büyüyen şehirlerin altında kaldığı, Avrupa topraklarının yüzde 22’sinin su ve rüzgâr erozyonundan etkilendiği bildirilmektedir. Dünya genelinde yerinden taşınan toprak miktarı 0,5-2,0 ton/ha/yıl, kaybolan toprak miktarı ise 24 milyar ton olarak tahmin edilmektedir. Uluslararası uzmanlar sadece 60 yıl yetecek kadar üst toprak tabakasının kaldığını belirtmektedirler. Bu nedenle, toprak kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ve etkin kullanımı, gıda güvenliğinin ve dolayısıyla tarımın ana unsuru olması sebebiyle bütün dünyada, küresel ölçekte stratejik olarak gittikçe önem kazanmaktadır.”

Tarım topraklarının yok olması ile ilgili olarak aşağıdaki bilgi de son derece önemlidir:

“Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi (UNCCD), araziyi karasal biyoüretken (bioproductive) sistem olarak tanımlamakta, sistem içinde bitki örtüsünü ve ekolojiyi de kapsamaktadır. Arazi verimliliği dinamikliğine ait göstergeler; küresel olarak 22 milyon km2 arazinin (bitki örtüsü ile kaplı arazi yüzeyi) verimliliğinin azalma eğilimine girdiğini ya da stres ve baskı altında olduğuna işaret etmektedir. Bu veriler küresel eğilimin yüzde 20 bitkisel üretim alanlarında, yüzde 16 orman alanlarında, yüzde 19 çayır alanlarında, yüzde 27 mera alanlarında olduğunu göstermektedir(**)

(*):Kaynak: Tarımda Toprak Ve Suyun Sürdürülebilir Kullanımı,10 K.P.Komisyon raporu

(**):UNCCD Global Land Outlook, First Edition, 2017. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.